5. BÖLÜM : GALATA

18.1K 958 189
                                    

Bu bölüm, 18 yaş altı için uygunsuz sahneler ve konuşmalar içermekte.

Teoman - Mavi Kuş ile Küçük kız

Bulutlar iç içe ve her an başka bir resim oluyorlar
Başka bir adla, başka bir zamanda rastlasaydım demiştim ya o gün sana
Vazgeçtim, kaçmak yok, söz bu kez
Çok güzel uyuyorsun diye yanımda
Bak, çok gevezeysem, hadi kapat çenemi
Sözcükler ne ki duygular yanında

0

Efsaneye göre Galata, Kız Kulesi'ne deliler gibi aşıktır. Öyle bir aşk ki adeta Kız Kulesi'ni sevmek, Galata'nın ayakta durmasındaki en büyük sebeptir. Onu seyre dalıp gittiği her an Galata'nın aşkı denizleri taşma noktasına getirir.

Ancak bilirsiniz ki, her aşkın bir düşmanı vardır.

Bu aşkın düşmanı da İstanbul Boğazıdır.

İstanbul Boğazı bu iki aşığın bir araya gelmesini engellemektedir.

Galata Kulesi, aşkını anlatan mektuplar yazar hale gelince imdada Hezarfen Ahmet Çelebi yetişir. Galata, aşkını ilan eden mektupları uçmak için kuleye tırmanan Hezarfen'e verir. Böylece Kız Kulesi bu aşktan haberdar olur. Duygularının karşılıklı olduğunu bilmek Kız Kulesi'ni mutlu eder ve bu iki aşık İstanbul'a can veren manzaranın yüzyıllar boyu süren mutluluğunu birlikte temsil eder.

Galata'dan İstanbul'u seyre dalan herkes için insanı aşka sürükleyen bu manzara Galata Kulesi için aslında Kız Kulesi'nden ibarettir.

Her aşkın bir düşmanı var.

Aşk mı?

Aşık mı?

Tam cevapları buluyorsun, sorular değişiyor.

Benim mi o?

Bana mı ait?

Biz şimdi neyiz?

Geçici bir heves miyim ona göre?

Bundan sonra ne olacak?

Bilemiyorum. Cevapların arasında sıkışmaktan kurtulmuşken, şimdi de sorular tarafından eziliyorum. Hayatımın en anlamlı gecesinde, bomboş bir vaziyette cevap arıyorum.

Sevgi ne demekti ki?

Aitlik hissi, güven, ya da karın ağrıları mıydı? Dostun ağladığında ağlamak mıydı? Yoksa sevgi anneni görmediğin üçüncü gün duyulan özlem miydi? Bir kedi miydi, yoksa bir papatya mı?

Bora'nın yeşilleriydi.

Gözlerimi araladığımda kirpiklerim birbirlerine karışmış, vücudum az önce yaşanan olayın etkisi ile adeta yenilenmişti. Kan akışım hızlanmış, sanki saçlarım parlıyordu. Başımı cama yaslamış, öylece sırıtarak yolu izliyordum. Gözlerim ağır ağır kapanıyordu.

"Bora, seneye yaz düğün için iyi mi?" dedim yavaşça başımı camdan çevirip gözlerimi onun yan profiline çekerken. Direksiyonu tek eliyle sıkıca kavramış, aşağıdan tutuyordu. Diğer kolu açık camın dışında sarkıyordu. "Bizimkiler kır düğünü ister, halamlar çıngıraklı yılan gibi. Babamın başını yerler, yoksa."

Gözlerini yoldan çekip birkaç saniye bana baktı ve başını tekrardan yola çevirip gülümsedi. Soğuk bakışları ile kısa bir süre göz göze geldim, bu kemiklerimi sızlatacak bir duyguydu. Onun da en az benim kadar fazla sorusu olduğunu biliyordum. Gözleri dalgındı yola bakarken. Yeşilleri kuru yapraklar gibi hassastı.

SAĞANAK YAĞMUR | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin