İşkence

47 2 0
                                    

Tanımadığım bir adam bana dik dik bakmaya başlayınca daha fazla üşüyemem diyerek içeri geçtim.

Çağlar birkaç dakika sonra son bir tuşa tıkladı ve bana döndü.

"Tamamdır."

Bu kadar kısa süreceğini beklemiyordum, bilgisayarı önüme çektim.

"Yağız, Cenk!" Diye içeriye seslendim. Onlarla birlikte Atahan da içeri girdi.

"Selam güzelim." Diyerek öpmeye çalışınca hafifçe ittirdim.

"Şimdi olmaz Atahan."

Atahan bozulmuş olabilirdi ama şu an bunu düşünemezdim. Hızlıca dosyaya tıkladım. Benle birlikte herkes susup izlemeye başladı.

Videoda Gamze vardı. Yerde yatıyordu. Arkadan bir ses konuşmaya başladı.

" Demek belleği buldunuz, tebrikler. Merak etmeyin, arkadaşınız ölmedi. Mm..Henüz!" Diyerek kahkaha atmaya başladı. Yağız kaşlarını çatarak küfretti.

"Üzgünüm ama, onu bu kadar kolay bulamazsınız. Alara babasının mirasını devretmesi gerekiyordu. Bunun yerine Alara'yı istiyorum."

"Şerefsiz! Kimse alamaz lan Alara'yı, kimse!" Bunu diyen kişiye şaşkınlıkla baktık çünkü Atahan değil, Çağlar dı.

Sınıfta genelde sessizdi onu ilk defa sinirli -bu kadar sinirli- görüyordum.

"Sana noluyo lan bok!" Dedi Atahan.

"Atahan susarsan izleyeceğiz." Dedim. Bugün nedense Atahan'a trip atmak geliyordu içimden.

"Alara bu belleği bulduğunuzdan sonraki gün, saat 15:30 da Hazel Çevik Bulvarının önündeki banka gelecek. Yoksa ne mi olur?"

Arkadan silah doldurma sesi geldi ve video sonlandı. Bir süre hepimiz sessiz kaldık. Ayağa kalktım ve askılığa doğru yöneldim.

"Alara napıyorsun?" Dedi Cenk.

Bileğimi göstererek,

"1 saat kaldı, gidiyorum."

"Saçmalama!" Diye ayağa kalktı Atahan.

"Bakın, sizinle şu "onun için canımı veririm" konuşmasını yapmayacağım. Çekilin."

Çağlar ve Atahan dışında hepsi geriye çekildi. Atahan'a omuz attım. Çağlar ise bana hüzünlü gözlerle bakıyordu. Gözlerine bakarak bunun nedenini anlamaya çalıştım.

Ellerini tuttum.

"Geri geleceğim." Diyerek buruk bir gülüş attım.

Evden çıkarken Atahan'ın küfrettiğini duydum.

■◇■◇■◇■

Montuma daha çok sarıldım, şansıma üstümde açık saçık olmayan montum vardı yoksa bu havada donacağımdan emindim.

Banka oturdum. 3 dakika..

Ölecek miyim?

2 dakika..

Gamze hayatta mı?

1 dakika..

Yağızla yattığım için bana kızacak mı?

Saniyeler..

Önümde beyaz bir araba durdu. Hayret, mafya arabaları siyah limuzin olmaz mıydı?

"Alara Hanım, buyrun." Dedi biri kapıyı benim için açarak.

Kaçırılıyor muydum yoksa özel bir davete mi gidiyordum?

Terrible Life Of The Bitches (Korku Kitabıdır.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin