Taş zeminin soğukluyla gözlerimi açtığımda buraya ilk geldiğimde gördüğüm kadınla karşılaştım. Bana boş boş bakıyordu.
"Sana da günaydın." Dedim vücudumu esneterek. Kadın çenemi tutup kaldırdı ve yüzümü inceledi. Bu rahatsız etmeye başlayınca elini ittim.
" Pek dayak yemişe benzemiyorsun."
Bir anda hareketsiz kaldım. Hızlı düşün!
" Hepsi onun suçu! " diyerek kadının arkasını işaret ettim. Kadın arkasına döndüğüne zarf fiil falan bacağına bir tekme geçirdim ve dizi katlanarak yere düştü.
Tam kapıya doğru umutla ilerlerken kadın ayağıma asıldı ve yere kapaklandım. Sonra üstüme çıktı ve bana ardı ardına tokatlar geçirmeye başladı.
" Sürtük! " diye bağırdım.
Engel olmaya çalıştım ama benden daha güçlüydü. Birkaç kez daha vurduktan sonra üstümden kalktı.
" Bu kadar dayak yeter. " dedi ve odadan ayrıldı. Sürgü sesi duydum. Gözlerim kapandı.
○▪○▪○▪○▪○
Yüzümün yara ve morluklar içinde olduğunu tahmin ediyordum. Keşke bir ayna olsaydı. En azından kırıp kadına saplayabilirdim.
Ve aklıma o anda benden beklenmeyecek kadar dâhiane bir fikir geldi.
Ayağımdaki topukluları elime aldım ve topuklarını kırdım. Hah! Bu kadar para ödüyordum ve cidden böyle kolay mı kırılıyordu?
Saçımı önüme gelmesin diye at kuyruğu topladım. Dediğim gibi, zemin taşlardan yapılmıştı. En büyük ve en ağır görünümlü taşı aradım. Bir metre uzaklığındaydı.
Çevresini tırnaklarımı ve topukluları kullanarak kazımaya başladım.
Yarım saat geçtikten sonra kan ter içinde kalmıştım ve taşı çıkarmama az kalmıştı. Ayak seslerini duyunca topukluları yastık kılıfına saklayıp taştan uzaklaştım.
Hizmetli görünümlü genç bir kız önüme bir tepsi bırakıp odadan çıktı.
Bir parça ekmek, iki zeytin, bir haşlanmış yumurta ve bir şişe su vardı. Suyu idareli kullanmayı aklıma not ederek açlıkla yemeği yedim.Tepsiyi tekrar almaya gelene kadar dinlendim, sonra tekrar işe koyuldum. Bir yarım saat daha geçtikten sonra, taşın tamamen yerinden çıktığına emin oldum.
Sorun şu ki, cidden ağırdı. Topukluları alta dayayarak bir kaldıraç düzeneği kurdum ve taşı çukurdan çıkardım. Eğer bana işkence etmek için gelen gerizekalı yine gelirse işim kolaydı. Kadın zaten 2-3 saate gelirdi ve planımı o zaman uygulayacaktım.
O sırada Yağız'ın Evinde..
- Acele etsene lan ezik!
Çağlar, duyduğu tabirle elini klavyeden çekti.
Gözünü kıstı ve kaşlarını kaldırdı.
- Ne dedin sen?
- Ezik dedim. Eziksin çünkü oğlum.
- Senden zekiyim. IQ'n kaç? 20, 30?
Cenk anlamadığını belli etmeden konuyu değiştirdi.
- Benden daha iyi tek yönünü söyle lan. Yakışıklı değilsin, kaslı değilsin, benden zengin değilsin haydi söyle yiyosa.
- Pezevenk değilim.
Diyerek tekrar bilgisayara döndü.
Alara'dan..
Kapı açıldı. Gelen sabahki kadındı.
