Medyum!

44 3 0
                                    

Üstünde yattığım kimdi bilmiyordum. Ama çok rahattı. Güzel de kokuyodu. Gülümseyip daha da sarıldım. Altımdan bir kıkırdama sesi geldi. Sahi kimdi bu? Gözlerimi zorladım. Sabah kalkınca gözlerimi açmak niye bu kadar zordu ki? Sonunda gözlerimi açtım. Kafamı kaldırdım. Karşımdaki bir çift neşeyle parlayan yüze baktım. Çağlar'dı.

"Günaydın." deyip gülümsedi. Elimi kıvırcık saçlarına koydum. Nefes alışı hızlanmıştı. Sanırım heyacanlanmıştı. Bende heyecanlıydım. İlk defa bir erkeğe dokunurken heyecanlıydım. Ellerimle saçına dokunuyodum. Kıvırcık saçları avcumun içinde dans ediyordu. Kıkırdadım.

"Günaydın Çağlar." çok gülüyordu. İlk defa bu kadar çok gülüyodu. Ellerimi yavaşça yanaklarına indirdim. Yanaklarını okşadım. Yakından gözüken çilleri onu çok tatlı yapıyordu. Dudaklarıda çok tatlıydı. Çağlar'ı neden bir anda bu kadar çok ilgi duymaya başlamıştım ki? Bu sorunun cevabı umrumda değildi. Dudaklarına eğildim. Onu öpmek istiyordum. Ama şimdi olmamalıydı. Özel bir zamanda olmalıydı. Dudağının tam kenarını öptüm. Heyecandan nefesini tutmuştu. Ben de tutmuştum sanırım.

Geceden Kesit~~~~

Ağlamaktan yorgun düşmüştüm. Çağlar'ın kolları arasında olmak iyiydi ama ağlamak iyi değildi. Sarılmayı bırakıp ayağa kalktım. Mutfağa ilerledim.

"Nereye?" Çağlar'ın seslenmesiyle durdum.

"Mutfağa,kahve alıcağım ister misin sende?"

"Olur. Sana yardım edeyim." deyip ayağa kalktı. Arkamdan mutfağa geldi. Dolaptaki hazır kahveleri bardağa boşalttı. Bende ısıtıcıya su koydum. Su kaynayınca elimi ısıtıcının kulbuna koydum. Hafif sıcaktı. Elimi hemen refleks olarak çektim.

"Elin yandı mı?" Çağlar yanıma telaşla gelip elimi avucuna aldı. Elimi inceliyordu. Elimi çektim.

"Bir şey yok." beni onayladı ve ısıtıcıdaki suyu kupalara doldurdu. Doldurduğu siyah bardağı elime aldım. İçine şeker atıp karıştırdım. Kahveyle odama gittim. Kapıyı kapatıp kilitledim. Telefonumu şarjdan çıkardım. Wp'ye girdim. Çok mesaj vardı. Hepsine görüldü yaptım. İnstaya girip videoyo izledim bu sırada kahvem bitmişti. Şarjım da kalmamıştı. Sevgilim de yoktu artık özgürdüm. Bu olaylar yüzünden etraf sakindi. Atahan çok piçti. Şerefsiz beni kandırmıştı. Babamı da kandırmıştı. Babamı özlemiştim. Telefonuma gelen bildirimle irkildim. Telefonumu yataktan alıp tuş kilidini açtım. Wpdendi. Atahan'dan bir mesaj mı? Piç hala mesaj atıyodu. Mesajı açtım.

Gönderen:Ponçikaşkım4ever
Seni seviyorum bebeğim umarım bu konuda seni kandırdığımı düşünmüyosundur.

Hemen ismini değiştirdim.Sinir krizi geçirmeden önceki o anı yaşıyodum sanırım. Elim titriyor,gözüm yaşarıyor ve hızlı nefes alıyordum. Telefonu elimde çevirirken sinirim artıyodu. Telefonu duvara fırlatıp tiz bir çığlık attım. Telefon parçalanıp yere düşerken kapıdan sesler geldi. Ayağa kalktım. Makyaj masasındaki tüm parfümleri duvara fırlatırken bağırıyordum.

"Senden nefret ediyorum!" dolabımdaki aynaya elimdeki bibloyu attım. Ceylin başta olmak üzere evde bulunan herkes kapının önünden bağırıyorlardı. Kapıyı açmak şuan yapıcağım son şeydi. Kimseyle hiçbir şekilde konuşmak istemiyordum. Kapının kırılmasıyla büyük bir ses geldi. Hiç düşünmeden yerden bir cam parçası aldım. Bileğime dayadığım parçayı tehditvari gülüşümle destekledim. Bakışımı kapıya yönelttim. Ceylin sinirle inledi.

"Biraz sakin olur musun?" elini yavaşça bana uzattı. Arkasındaki Çağlar Ceylin'i itip bana daha çok yaklaştı. Sanırım uykudan uyanmıştı. Daha uykuluydu hatta. Gözlerini ovuşturup önce bana baktı. Sonra elimdeki cama. Gözleri kocaman olmuştu. Sanırım ilk defa küfretmişti. Yutkunup konuştu.

Terrible Life Of The Bitches (Korku Kitabıdır.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin