"Etkilemek mi?" Gülerek sorduğu soruyla bir kez daha kendime tokat attım!
Sikeyim!
Ф
Onu takip ederek sofraya oturduğumda herkes bana anlamsızca bakıyordu. Açıkçası bu durumda korkmamak yada ağlamamak elimde değildi. Dolan gözlerimi fark ettirmemek için etrafta hızlıca gezdirirken Yoongi'nin o küçük gözlerine takılmam bir kez daha bedenimin kasılmasına neden olmuştu.
Biz birbirimize anlamsızca bakarken diğerleri kendi aralarında konuşup sofrada ufak uğultular çıkartıyorlardı.
"Ya Jin vurmasana!"
"Hoseok bağırma! Kitap okuyamıyorum."
"Namjoon gözlüğünü paramparça etmeden önce o kitabı okumayı bırak!"
Bayan Yun herkesi susturmak için eline çatal ve kadehe benzer bir su bardağı almış ve çatal yardımıyla bardaktan ses çıkarmıştı.
"Herkes sussun! Yeni gelen üyemize saygısızlık etmeyin." Bayan Yun her zaman ki gibi bir kelimesiyle herkesi düzene sokmuş ve Yoongi ile bakışlarımızı ayırmıştı.
"Bugün bu masada toplanmamızın sebebi yeni üyemiz,Jungkook. Bildiğiniz gibi onunda özel güçleri var ve oda bizden birisi. Fakat güçlerini daha yeni keşfettiği için ona başlarda yardımcı olmalıyız. Evet,Jin.. kendini Jungkook'a tanıtabilirsin." Demesiyle kendimi ciddi bir ortamdaymış gibi hissetmiştim. Normalde basit bir yaşantım vardı. Köyde babama yardım eden yarım yamalak okuma yazma bilen birisiydim. Bu olanlar benim için çok ağırdı.
"Ben Jin ve özel gücüm hayvanlarla konuşabilmek. Ayrıca en iyi arkadaşlarımda onlar. Bide yetimhanede bana 'ikinci anne' derler." Dediği son şeye gülümsemiştim. Çok sıcak kanlı birisine benziyordu. İlk gördüğüm andan beri ilgimi çekmişti zaten. Büyük ihtimalle onunla iyi anlaşacaktım.
Bayan Yun eliyle Jimin'i işaret ettiğinde Jimin göğüsüni kabartarak yerinde hareket etmiş ve bana bakmaya bailamıştı.
"Ben Jimin. Özel gücüm ise ağır olan nesneleri kaldırabilmek. Açıkçası en büyük hobim yetimhanedekileri sinir etmek." Yoongi'nin arkadaşından ne beklenirdi ki? İçimden geçirdiğim soruyla Yoongi'ye bakma gereksinimi duymuştum ve baktığıma pişman olduğum söylenebilirdi.
"Ben Taehyung. Bir ay sonrasını görebiliyorum." Suskun olan çocuk sanki korkuyormuş gibi konuştuğunda onu rahatlatmak için gülümsemiş, bir kaç şey söylemiştim.
"Vaay,demek geleceği görmek? Peki bir ay sonra ne olacak?" Diye sorduğumda asık olan suratını daha çok asmış ve bakışlarını Yoongi'ye çevirmişti. İkisi birbiriyle bakışırken ben ortada kalmış gibi hissetmeye başlamıştım. Neler oluyordu burda böyle?
"S-söylemesem daha i-iyi..." fısıldayarak konuştuğunda çekindiği bazı şeylerin olduğunu anlamış hemen konuyu değiştirmiştim.
"Peki ya sen?" Diye parmağımla gösterdiğim turuncu saçlı çocuğu işaret etmiştim.
"Ben büyücüyüm. Yani aslında tam değil. Bayan Yun'un yeğeni aynı zamanda çırağıyım." Tekrardan gülümsemiş ve başını bir türlü kitaptan kaldırmayan çocuğa dikmiştim.
"Şey.. ben Namjoon. Yaraları iyileştirebiliyorum." İki saniyede bir şeyler geveleyip tekrardan kitabını okumayı bırakmıştı.
Namjoon'un söylediği şeylerin ardından nedense masada ölüm sessizliği oluşmuşfu. Hiç kimse konuşmuyor yemeklerinide yemiyordu. Zaten sadece kendini tanıtmayan Yoongi kalmıştı.
"Bay Min lütfen kendini tanıt." Bayan Yun suyun bir yudum aldı ve herkesin gözlerini Yoongi'ye çevirmesini sağladı.
"Kendimi tanıtmama gerek kalmadı diye düşünüyordum." Dudaklarının altından tısladığında Bayan Yun bir şeyler anlamış gibi konuyu uzatmadan bana dönmüştü.
"Peki Jungkook senin bu zamana kadar rahatsız olduğun bir şey var mı?"
Bayan Yun benden cevap beklerken ben sadece Yoongi'ye bakmakla meşguldum. Onun zihnimi okumasından rahatsız oluyordum. Eğer böyle yaşamaya devam edersem kendimi asabilirdim.
"Şey.. zihnimin o-okunmasından hoşlanmadım." Dedim tereddüt edercesine. Aynı zamanda Yoongi'nin vereceği tepkiyi merak ediyordum. Ama o sadece alttan alttan gülmekle yetinmişti.
"Oh.. anladım. Yoongi'nin özel gücü demek seni rahatsız ediyor.. bu çok doğal bir şey. Başlarda bizide hep böyle rahatsız ederdi. Ama Hoseok'a öğrettiğim büyüyle bunu ortadan kaldırabiliriz." Memnun olmuş gibi gülümseyerek bende bir yudum su içmiştim. İçimde rahatlama hissi beni mutlu ediyordu.
Artık şu sert bakışlı çocuk zihnimi okuyamayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strange Forces Orphanage ф yoonkook
Fanfiction1950 yıllarında gerçekleşen Kore savaşında ailesini kaybeden 18 yaşındaki Jungkook'un tek umudu annesinin ona vermiş olduğu bir sır ve elinde tuttuğu kağıdın üzerindeki adresti. "Tuhaf Güçler Yetimhanesi"