Fight ф

231 54 0
                                    

"Yoongi dur!"

Daha buraya geleli iki gün olmasına rağmen şimdiden bu yetimhaneyi ayağa kaldırmıştım. Galiba.. Bayan Yun beni buradan kovucaktı.

Ф

Salondan gelen bağrış sesleriyle kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Kalbimde hissettiğim ağrı ve bedenimi saran korku yaptığım şeyin kötü sonuçlanacağının ispatıydı.

Koşar adımlarla salona girdiğimde Yoongi'nin Hoseok'un pahalı gözüken ceketinden tutup yukarı kaldırdığını gördüm. Diğer kişiler ise Yoongi'yi sakinleştirip kavga çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ben ise hala kapıda put gibi durmuş olan biteni izliyordum.

"Aramızı bozmaya çalıştığın yetmiyormuş gibi bir de gelip sanat eserini mi izliyorsun?" Jimin Yoongi'nin kolunu bırakıp bana doğru ilerlemeye başlamıştı. Maalesef korkum daha çok artıyordu. Özel gücü aklıma geldikçe kötü olup ağlama hissim ortaya çıkıyordu. Büyük taşı kaldıran birisi beni nasıl döverdi acaba? Tahmin etmek bile tüğlerimi diken diken etmişti.

"Jimin bak b-ben bir şey y-yapmadım." Hala üstüme doğru gelirken ben ise geri geri gitmeye başlamıştım.

"O zaman bu olan ne? Kendine çeki düzen ver ergen! Yoksa seni çok pis gebertirim. Bayan Yun bile eng-"

"Jimin ne oluyor burda?" Bayan Yun'un sesi o an bir melek gibi gelmişti kulağıma. Kurtarıcı meleğim.. o olmasaydı herhalde az sonra yüzüm mosmor olacaktı.

"Bayan Yun bence bunu Jungkook'a sorun." Gömleğimin yakasında olan elini aşağıya indirip salona gittiğinde Bayan Yun bana anlamsızca bakıyordu. Biraz da sinirli...

"İstersen benim odamda konuşalım Jungkook." Beni odasına yollayıp o da salona doğru ilerlemişti. Hala neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Ben sadece Yoongi'yi sinir etmek istemiştim.

Bayan Yun'un odasına girdiğimde gözlerimin büyümesine engel olamamıştım. Her şey çok düzenli aynı zamanda çok güzeldi. Koyu renkte ve tahtadan yapılmış eşyalar,garip şekilleri olan duvar kağıdı ve gösterişli bir ayna..

Aynanın yanındaki tekli koltuğu fark etmiş ve hemen oraya oturmuştum. İçeride neler olup bittiğini merak etsemde başka bir olaya neden olmamak için onları dinlemek istemiyordum. En iyisi bu yetimhanede Taehyung gibi davranmaktı. Olaylara karışmayıp sessizce oturmak..

Cidden çok sessizdi ve bu beni biraz da olsa ürkütüyordu. Bir de aynı odada kalmak zorundaydık. Tek boş yatak onun odasında vardı. Geçen gece hiç uyumamış elindeki deftere bir şeyler yazıp durmuştu. Defteri ne kadar okumak istesemde öyle bir kötülük yapacak kadar bencil değildim. Sonuçta onunda özeli vardı.

Ben bunları düşünürken yavaşça kapı açılmış ve aynı şekilde kapatılmıştı. Eskimiş tahta parkede gezinen bakışlarımı yukarı kaldırdığımda Bayan Yun olduğunu anlamış ve hemen ayaklanmıştım.

"Kalkmana gerek yok Jungkook." Sesi nedense sinirli gelmişti. Normalde benimle biraz da olsa nazik konuşurdu ama şimdi kendime bir delik arayıp oraya sığınmak istiyordum ses tonundaki sertlik yüzünden.

Elmacık kemikleri belli olan suratına bakmaya devam ederken o, topuklu ayakkabılarının tıngırtılarını bir kez daha işitmeme sebep olmuştu. Cam kenarına ilerlerken bir yandan da cebinden çıkardığı pipoyu dudaklarının arasına götürüp biraz içine çekmişti.

"Aynı annen gibisin.. akıllı ama korkak." Ellerini arkasında birleştirmiş camdan gökyüzünü izliyordu. Kaşlarını en ufak bir şekilde oynatmamıştı. Çok ciddi gözüküyordu.

"Anlamadım.." diye mırıldandım.

"Annende korkaktı diyorum. Özel güçlerimizi kullanmaktan korkuyordu ama aynı zamanda da çok zekiydi. Onun zekası sayesinde belki burda olmazdık." Elinde tuttuğu pipodan bir nefes daha aldıktan sonra sırtını bana dönmüş ve suratımı incelemeye başlamıştı.

"Seni sadece ilk ve son kez uyarıyorum Jungkook! Yoongi'den uzak dur!" Tekrardan sırtını bana dönmüş ve gitmem için eliyle işaret yapmıştı.

Neden ondan uzak durmam gerekiyordu ki? Neden buraya geldiğimden beri yüzüm gülmüyordu?

Bayan Yun'un odasından çıkıp hemen yanında olan kendi odama geçmiştim. Her zamanki gibi Taehyung yatağında defterine bir şeyler yazıyordu.

"Çok zeki falan mısın? Neden her gördüğümde bir şeyler yazıyorsun? Oysa ki Namjoon'un daha zeki olduğunu düşünmüştüm." Suratıma anlamsızca bakmış ardından yaptığı işe devam etmişti. Anlamıyordum. Yaptığım şey o kadar çok kötü müydü? Zaten yetimhanedeki çoğu kişi benden hoşlanmamıştı. Şimdi iyice benden nefret edeceklerdi.

Yatağıma uzanıp bedenimi yana doğru çevirmiş ardından da bacaklarımı kendime çekip gözlerimdeki yaşların akmasına izin vermiştim. Buraya geldiğimden beri ilk ağlayışım diyebilirdim. İlk kez kendimi bu kadar güçsüz hissediyordum çünkü.

Ailemi özlemiştim bir yandan da. Mesala her akşam annemin sevinçle sofrayı hazırlamasını,babamın benim için çalışıp meslek öğretmeye çalışmasını,beraber geçirdiğimiz mutlu günleri...

Hepsi bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmişti o an. Sadece zihnimde biriktirdiğim anılarım kalmıştı onlardan geriye. Oysa ki ben böyle hayal etmemiştim geleceğimi.

Ağzımdan sesli bir bir hıçkırık bıraktığımda anında omuzumda bir el hissetmiştim. Aniden arkamı dönmüş ve Taehyung'la karşı karşıya kalmıştım. Diğer elinde tuttuğu kalemle ürkmüş görünüyordu.

"Ben üzgünüm.." ellerimle yanaklarımı temizleyip doğruldum. O da benim kalkamamla birlikte yatağıma oturmuştu.

"Üzülme.. sen bir şey yapmadın." Omuzumu sıvazlayıp yeni akıtmaya başladığım gözyaşlarımı sildi.

"O zaman neden herkes bana karşı böyle?" Diye sordum. Biraz şaşkındım. Çünkü Taehyung ilk defa karşımda böyle davranıyordu.

"Daha bilmediğin çok şey var. Sen şimdi bunları kafana takma. Zaten bunları öğrenmek bile istemezsin. " Ayağa kalkıp kendi yatağına uzandığında ufak bir gülüş sunmuştu. Aslında tatlı bir suratı vardı. Ona karşı hemen ısınmıştım.

"Peki bir şey sorabilir miyim?"

"Sor."

"Gelecekte mutlu olacak mıyım? Yani hayatım nasıl şekillenecek?" Sorduğum soruyla gülüşünü biraz daha arttırmıştı. Bu benimde gülümsememi sağladı. Fakat birden dudaklarını düz bir şekil yapmış ardındanda bir kaç şey mırıldanmıştı.

"İşte... bu bilmek istemediğin ilk şey Jungkook."

Neyin içine düşmüştüm ben böyle?

Strange Forces Orphanage ф yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin