Saçının Tellerine Kıyamadığım

9 0 0
                                    

Hayatımın kahramanını, birinci sınıfa kayıt ettirme zamanı gelmişti...
Evde otururken,birden seslendim kızıma:" Hazaaaar! Hadi üstünü giyinde yanıma gel bebeğim" diye.
İnce ipeksi sesiyle "Tamam Aliiiii!" diye seslenmişti. -dediğim gibi çoğu zaman ismimle hitab eder bana-. O hazırlanırken,bende yanıma gelmesini bekliyordum. Televizyonda bir kaç kanal gezinerek, gündemde olan biteni izlemeye çalışıyordum. Ne çok savaş, cinayet, hırsızlık, insan kaçırma olayları varmış. Böyle bir dünyada, böyle bir şehirde Hazar kızı korumak için elimden gelen hassasiyeti göstermek zorundaydım. Tam televizyonu kapattığım sırada, hayatımın kahramanı "Geldim babaaa" deyişiyle yanıma gelmişti.
Saçları, salık halde gelmişti oturduğum koltuğa. Banyoya gidip, tarak ve tokalarını getirmesini istemiştim. Koşar adımlarla banyoya gitti ve hemen getirmişti kuzum benim... "Otur hadi, saçlarını öreyim" dedim.
Küçük bir gülüş atarak oturdu ve mis kokulu saçlarını bana teslim etmişti. İnce ince saçlarını örüyordum meleğimin. Yaklaşık 5-6 dakikalık uğraş sonrası, evden çıkmıştık.
Heyecanı ve korktuğu sorduğu sorularla belliydi minik kahramanımın.
-"Aliiiii... Beni bırakıp gitmeyeceksin değilmi?"
-"Arkadaşlarım kavga edermi benimle?"
-"Birşey olursa yanımda olursun değilmi Ali!"
Elbette yanında olurdum. Zaten Hazar'ımı 1 hafta boyunca tek bırakamazdım okulda.
Okula doğru yaklaşıyorduk. Bir yandan sevinip gülen kızım, bir yanda da heyecan ve ağlamaklı surat ifadesiyle sürekli bana bakıp duruyordu. İlgili yere doğru ilerleyip gereken evrakları teslim etmek için öğretmenler odasına girmiştik.
Kayıt işlemini yapan öğretmen,Hazarla ufak muhabbet kıvamında sorular soruyordu ve meleğim çekingen bir tavırla cevapları veriyordu.
Öğretmen hanım;" Evet Hazar... Kayıt işlemlerini yaptık. Ben sınıf öğretmeninim,bundan sonra derslerinde beraber vakit geçirip beraber öğreneceğiz." cümleleriyle küçük kahramanımı okula daha da bağlamaya çalışıyordu. Gereken imzaları, belgeleri teslim edip kayıt işlerini halletikten sonra öğretmen hanıma teşekkürümüzü ederek elinden tutup odadan çıktık.
Kuzumun yüzünde bir burukluk vardı. Sanki hayatın bütün yükünü daha şimdiden omuzlamışcasına üzgünleşmişti.
"Meleğim, n'oldu sana birden?" diye sordum. Elini elimden bıraktı...
Yüzünü yüzüme kaldırarak şunları söyledi;" Beni okulda da tek bırakma babacım,tamammı?"
Bu kız gözlerimi yaşlarla doldurmayamı gelmişti dünyaya? Eğildim boy oranına kadar. Yanaklarını, saçlarını okşayıp sarıldım küçük bedenine.
"Ben seni hiç tek bırakırmıyım kuzum! Kıyamam sana ben meleğim..." cümlelerini söylerken ağlatmıştım hayatımın kahramanını. Hemen yüzünü güldürmek için yakınlardaki parka götürüp delicesine eğlenmiştik; baba-kız...
Ah benim, saç tellerine kıyamadığım...
Nasılda mutlu olmuştu hemen,
Nasılda unutmuştu okulu, ağlamayı, öğretmenini,
Nasılda seviyordum onu; pahası biçilemez herşeye rağmen!

Yaprak Ağaçtan İntihar EttiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin