Bölüm 1

551 39 7
                                    

Lisa

Bütün ders boyunca hareketlerini izledim. Rüyamdaki Tae resmen karşımda ders anlatıyordu. Belki de öldüm ve ikinci hayatımı yaşıyorum. Ama ikinci hayata da burdan başlamak saçma. O yüzden rüya olduğu kesin. Ama hayatımda hiç görmediğim bir insanı hatta birkaç insanı nasıl beynimde üretebilirim? Üstelik hareketleriyle bile aynı. Beynimin oyunu mu acaba bunlar? Tae hapse girince dayanamadım da delirdim mi? Şizofrene mi bağladım acaba? Olabilir bu. Belki de şu an bembeyaz bir odanın içindeyim ama kendimi burada hayal ediyorum?

"Evet arkadaşlar bugünlük bu kadar. "

Herkes çıktıktan sonra bir tek ikimiz kalmıştık. Eşyalarını topladı. İçerde kimin kaldığını umursamadan kapıya doğru gidiyordu. Durdurdum.

"Hocam! "

"Evet Bayan Monoban? "

"Ben özel ders istiyorum. Sizden. Biliyorum biraz saçma ama sonuçta siz geçici öğretmenlik yapıyorsunuz. Yani gideceksiniz. Benim de bayağı eksiğim var. Belki bana yardımcı olabilirsiniz. "

Daha ne kadar saçma cümle kurup boş konuşabilirim acaba? Direk özel ders istediğini söyle sus işte. Üniversitede de özel ders almak bana hep saçma gelmiştir ama neyse.

"Üzgünüm. İşlerim var. "

"Ne isterseniz yaparım. Lütfen. Çok ihtiyacım var. "

"Burda öğretmenliğe başlamadan önce sınıftaki herkesin notlarına baktım Bayan Monoban. Ve sizin bu dersle alakalı bir sıkıntısınız yoktu. "

"Evet çünkü sınavdan bir gün önce çalışıyordum. Ben sınavdan geçmek değil öğrenmek istiyorum. "

Lütfen. Lütfen. Önceki hayatımda ya da rüyamda neyse işte seni hayal kırıklığına uğrattım. Bari burda seni mutlu edebileyim. Seni mutlu etmem için iyi anlaşmamız gerekiyor. İyi anlaşmamız için de yakın olmamız gerekiyor. Yakın olmamız için de bu özel ders şart. Yalvarırım.

"Tamam. Ayarlamaya çalışacağım. Numaranı kaydet. Seni ararım. " diyerek telefonu uzattı. İçimden çığlıklar atıyordum ama dışardan hiç belli etmeden telefonu aldım ve numaramı kaydettim. Kendimi arayıp onun numarasını da kaydettim. Bu iş tamamdır.

Kantine indikten sonra kahve almak için ilerledim. Sırada beklerken telefonumu çıkartıp Jisoo unnienin numarasını tuşladım. Şu an ona ihtiyacım vardı.

"Efendim Lisa? Çabuk ol işlerim çok yoğun. "

"Unnie ben özel ders almaya karar verdim ama biliyorsun evimi bile zor geçindiriyorum. Çalıştığım ek iş bir tek bana yetiyor. Yani- "

"Tamam bende. Sonra görüşürüz. Öptüm. " diyerek telefonu yüzüme kapattı. Normalde yüzüme kapatmasına kızardım ama şimdi kızamam. Kim bilir ne kadar para verecek? O yüzden ona iyi davranmalıyım. Telefonu cebime koyup önüme döndüğüm sırada yandım. Bir bardak sıcak kahve üstüme dökülmüştü ve ben sadece acıdan çığlık atıyordum.

"Önüne baksana aptal!! Yandım ya! Kahretsin! "

"Ben çok özür dilerim. Gerçekten. Sizi görmedim. Arkam boş sandım. Çok çok özür dilerim. "

Sesini duymamla kafamı kaldırdım. Jungkook? Bir anda üstümdeki yanığın hiçbir önemi kalmadı. Fiziksel olarak acı çekmeye devam ediyordum ama ruhum şu an rüyamın içindeydi. Gülümsemesi, sarılması, öpmesi... Her anımız beynimin içinden kısa bir film gibi geçti. Ama yaşadığımız şeyler sadece bana aitti. O hiçbirini yaşamamıştı.

Üstümü, vücuduma değmesini engelleyerek tutuyordu. Bir yandan da koluma girmiş beni masaların oraya doğru sürüklüyordu. Ben ise hala rüyamdaydım. Gerçekten nasıl olabilir?

"Eskisi kadar sinirli değilsin. Galiba acısı geçti. "

Hayır geçmedi. Sadece seni düşündüğüm için acıyı unuttum.

"Evet. Daha iyiyim. "

Masadan aldığı peçeteyle üstümü silmeye başladı. Sonra gidip çöpe attı. Üstündeki ceketi çıkartıp kollarımdan geçirdi. Önümü de kapattıktan sonra "Tamamdır. Şimdilik sende kalsın. İçin gözüküyor. Bu kuruyana kadar idare eder. Eğer bir daha görüşürsek verirsin. " dedi. O zaman sen içimi gördün? Yine de bir şey diyemedim.

"T-teşekkür ederim. "

Karşıma sandalye çekip oturdu.

"Normalde bir kızla konuşmam zor olur ama sanırım mahcup hissettiğimden bu kadar rahat konuşabiliyorum. "

Kesinlikle rüyamdaki Jungkook.

"Neyse. Seni ilk defa görüyorum. Gerçi bu okuldaki çoğu kızı ilk defa görüyorumdur. Hangi bölümdesin? Ceketimi almaya gelirim belki. "

"Lojistik. Sen? "

"Ben mimarlık. SeokJin hyungun bir şirketi var. Mezun olduğum gibi onun yanında çalışmayı düşünüyorum. Belki duymuşsundur K&M Company. "

Al işte. Şimdi ben nasıl rüya diyeyim buna? SeokJin hyung dedi, şirketi var dedi. Rüyamda da böyleydi. Hala rüya diyorum.

"Hayır. Hiç duymadım. "

İşte konuşmamız buraya kadardı. Kolundaki saate baktıktan sonra ayağa kalktı.

"Benim dersim başlayacak. Sonra görüşürüz. "

"Görüşürüz. "

Ve gitti. Şimdi ben yaşadıklarımı kime anlatsam mantıklı bulur? Ben bile mantık bulamıyorum. Neyse ki bundan sonra dersim yok. Rahatça eve gidip dinlenebilirim. Acaba ChaeYoung bugün sabahçı mı? Gececi mi? Telefonumu çıkarttım.

"Uyuyorum. " diyerek açtı telefonu. Anlaşılan gececi.

"Evde misin? Seninle konuşmak istiyorum. "

"Uyuyorum. " diye tekrarladı.

"Çok garip şeyler oluyor ChaeYoung. Seninle konuşmam lazım. Bana tek inanacak sensin. "

"Dünya'ya kocaman bir meteor düşeceğini ve herkesin öleceğini söylemediğin sürece söyleyeceğin hiçbir şey şu anda ilgimi çekmiyor. Gececiyim ve sabaha kadar hastahanede olacağım. O yüzden U-YU-YO-RUM! "

"ChaeYoung lütfeeen! "

"Umarım uyanmama değecek bir şeydir. Evdeyim. Bekliyorum. "

"Seni seviyorum. "

Telefonu kapatıp koşar adımlarla okuldan çıktım. Durakta dolmuş bekliyordum. Kulağıma kulaklık takmıştım ama son ses değildi. Etrafı duymak için biraz kısmıştım. Eğer şoför bir şey söylerse duymayabilirdim. Amacım buydu ama arkamdan gelen ses daha da ilgimi çekti.

"Evet hyung Tae'nin çalıştığı yerdeyim. Bugün erken çıkacak sanıyordum ama daha dersi varmış. Şimdi yanına geleceğim. Arabayla gelmediğim için dolmuş bekliyorum. "

Arkamı döndüğümde yine bir tanıdık yüz. NamJoon. Kim eksik? Sanırım bir tek Jimin ve HoSeok kaldı adı geçmeyen. Onları ne zaman göreceğim acaba? Keşke rüyamda gelecekle alakalı bir şeyler olsaydı da kızlara hava atsaydım. Ama yine de bir şeyleri engelleyebilirim. Mesela Jennie unnieden HoSeok ve YoonGi hoşlanacak. Jisoo unnieden NamJoon ve SeokJin hoşlanacak. Benden de Tae ve Jungkook. Bunlara engel olabilirim. Ya da belki öyle olmaz. Kafam karman çorman. ChaeYoun-aaaah!!!

Blood Sweat & TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin