Bölüm 3

275 36 9
                                    

Jennie

Yolumun üstünde olan mevkinin benim kendi iş yerim olduğunu bilmiyordum. Arabadan indikten sonra bana teşekkür edip hızlıca içeriye girdi. Bugün büyük gün. Terfi almayı bekliyorum. Şirketin yeni bir müdürü olacak. Ve bunu kazanabilecek tek kişi benim. Başka bir yolu yok. Hatta gözlerine girmek için işe 10'da gelmem gerekirken 9'da geldim. Aldığım övgüleri de düşünürsek bende. Kesinlikle bende.

İçeriye girip yapmam gereken işleri yaptım. Masamın üzerinde bir sürü dosya birikmişti. Görüşmem gereken yabancı müşteriler vardı. Onlarla da görüştüm. Ve saat tam 10'da toplantı odasındaydım. Şirketin CEO'su içeriye girdi. En başa geçti. Yüzümdeki gülümsemeden anlaşılıyor olmalıydı.

"Evet arkadaşlar bildiğiniz gibi eski müdürün yerine birisinin geçmesi gerekiyor. Bir süredir bunu düşünüyoruz. Şirketten biri mi olmalı? Yoksa başka birisi mi? Neyse ki bir karara vardık. Yeni müdürünüz Min YoonGi. "

Ha? Kim? Peki ya ben? Ben ne olacağım? O kadar çalışmam boşuna mı? Yine kaldım. Oysa ki bu sefer çok hevesliydim. Ama bir dakika. Ne dedi? Min YoonGi. Sabah arabaya aldığım adam. Ve içeriye girdi. Üstünde bir takım elbise vardı. Daha biraz önce gayet rahat kıyafetleri vardı. O da başa geçti. Beni görünce gülümsedi.

"Şuradaki bayanın maaşına zam yapmalısınız. Sabah beni o getirdi. "

Çok komik. İşin en başında Jisoo unnieyle çalışacaktım. Ya da moda sektöründen yürümeliydim. Ben bunları hak etmiyorum. Kesinlikle hak etmiyorum.

Toplantı bittikten sonra eşyalarımı toplamaya başladım. CEO YoonGi ile konuşuyordu.

"Sana bir asistan almalıyız. Biliyorsun ihtiyacın illa ki olacaktır. "

"İstediğim kişiyi seçebilir miyim? "

Bir an önce burdan çıkmam lazım. Orda şu an ben olmalıydım. Bana asistan alınmalıydı.

"Tabii. "

"O zaman onu seçiyorum. "

Eşyalarımı toplayıp kafamı kaldırdım. Çantamı elime aldım.

"Onu mu? O olmaz. Jennie şirketimizin bir çalışanı. Başka birisini seçmelisin. "

Kim?! Ben mi?! Beni mi istedi gerçekten?! Bugün daha ne kadar garip olabilir?

"Ne iş yapıyor? "

"Çoğunlukla yurt dışındaki müşterilerimizle ilgileniyor. Çok gelişmiş bir İngilizcesi var. "

"Bana asistanlık yaparken de bunu yapabilir. "

Boğazımı temizler gibi ses çıkarttım. İkisi de bana döndü.

"Pardon ama bunun için bana sormanız gerekmiyor mu? "

"Doğru ya. Benim asistanım olur musun? "

"Hedeflediğim yer sizin yeriniz müdürüm. Asistanınız olmak değil. "

"İki katı maaş? "

"Ben parayla kontrol edilmiyorum. Üzgünüm. " diyerek orayı terk ettim. Kendini ne sanıyor? İsterse beş katını versin. Umrumda değil. Daha sabah otostop çeken adama da bakın. Benimle para muhabbeti yapıyor.

Odama geçip masanın üzerini toparlamaya başladım. Dağınıklığa pek gelemiyordum. Hem böyle yapınca kafam da dağılıyordu. Ama izin vermiyorlardı. CEO kapıyı çaldıktan sonra içeriye girdi.

"Jennie biraz konuşabilir miyiz? "

"Tabi konuşalım. "

Kapıyı kapattıktan sonra yanıma geldi.

Blood Sweat & TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin