Bölüm 6

242 24 0
                                    

Jennie

Lisa gözlerini açsın diye burada 3 gündür bekliyorduk. Uykusuzluktan göz altlarımın morardığını hissedebiliyordum. YoonGi sayesinde işe gitmiyordum. Zaten asistanı olduğum için eğer o yoksa benim de olmamam bir şeyi değiştirmiyordu. Sadece yapacağım telefon görüşmelerini buradan yapıyordum o kadar.

Arkamda duran banka oturdum. ChaeYoung'un omzuna kafamı yasladım. O da başını benim başıma koydu. Birkaç dakika gözlerimi kapatırsam bir şey olmaz herhalde diye düşünerek uyku moduna girdim. Güzel rüyalar görmek istiyordum. Son zamanlarda hepimizin buna ihtiyacı vardı.

Gözlerimi açtığımda kafamdaki ağırlık yoktu ama ben hala omzunda yatıyordum. "En fazla ne kadar uyumuş olabilirim ki? "düşüncesiyle kolumdaki saate baktım. Ve gözlerim kocaman açıldı. Çoktan akşam olmuştu bile. Hemen fırlayıp ChaeYoung'a döndüm ama karşımda gördüğüm o değildi. Uyanmadım mı acaba? Halüsinasyon mı görüyorum? 

"Günaydın. "

"Kızlar nerde? ChaeYoung? "

"O kadar çok uyudun ki kızın omuzu çürüdü. Sırayla aralarında değiştiler ama iki kişi oldukları için dayanamadılar. Ben de yardım etmeye karar verdim. "

"Ne olduğunu sormadım nerede olduklarını sordum. "

Tamam ne olduğunu da merak ediyordum ama böyle bir tavır sergilemezsem hiç hoş şeyler olmayacak. Asistan patron ilişkisine doğru adım atmak istemiyorum.

"Kantindeler. "

"Lisa uyandı mı? "

"Henüz değil. Ama yarın normal odaya alınabilirmiş. "

İşte bu iyi haber. Eğer normal odaya alınıyorsa yakında uyanır. Yani umarım.

"Peki sizin arkadaşınız. Tae? "

"O stabil. "

Ve etrafı bir sessizlik kapladı. Bunun üstüne söylenecek bir söz yoktu zaten. Sessizce oturmaya devam ettik. Tek düşündüğüm Lisa'nın uyanmasıydı. Kızların iyi olduğunu düşündüğümden oturduğum yerden kalkmadım. Tabi YoonGi de benim yanımdan kalkmadı. Oturduğum süre boyunca düşündüğüm şey rüyaydı. Lisa'nın gördüğü ve bazı yerlerin tuttuğu rüya. Eğer gerçekse Kai'dan uzaklaşmam gerekiyordu. Çünkü rüyada kötü biriydi. Yani kötü biri denemez aslında. Sadece intikam peşinde koşuyordu. Buna rağmen her şeyin adalete uygun olmasını istiyordu. Bu da onun doğal hakkıydı. Asıl kötü YoonGi'ydi. SeokJin ile birlikte bütün işlerin üstünü örtüp bizi zorlayan onlardı. Özellikle Lisa'yı. Yani bu rüyayı düşünürsek aslında bizim için bir uyarı olabilir. Baştaki düşünceme dönersek Kai'den değil YoonGi'den uzak durmam gerekiyor. Ve şu an uzak durmam gereken o kişi yanımda oturuyor. Üstelik ben onun omzuna yaslanıp uyudum. Ahh inanılır gibi değil. Tüm bunlar şaka gibi. Bir kamera şakası.

Gece yarısı olduğunda herkes uyuyordu. Ben uyuduğum için gözlerimi kapatmak bile istemiyordum. Oturduğum yerden Jisoo unnie ve ChaeYoung uyusun diye kalktığımdan boş boş geziniyordum. Koridorun duvarları üstüme gelmeye başladığında artık dışarı çıkmanın vaktidir deyip kendimi çatı katına attım. Dışarda hiç ses yoktu. Bir araba bile geçmiyordu. Hastahanenin içi hastaların başında beklerken uyuya kalan refakatçilere doluydu. Arada bir siren sesleriyle ambulans geliyordu o kadar. O da çok fazla değildi. Gökyüzü olduğundan bile daha güzel görünüyordu. Baktığımda içim rahatlıyordu. Hafif esen rüzgar soğuğu hissettiriyordu ama yine de bu manzarayı izliyor olmak üşüyor oluşumu unutturuyordu. Ay hilal şeklinde etrafındaki yıldızlarla yüzüme hiçbir yerde bulamayacağım kadar güzel bakıyordu. Aşağıdaki durumların aksine mutluydum. Yalnızlığım bozulana kadar.

Kapı sesini duymamla dönüp arkama baktım. Elinde battaniye ile YoonGi bana yürüyordu. Yüzünde gülümsemeyle. Karşılık vermek istedim ama hiç içimden gelmiyordu. Yanıma geldiğinde battaniyeyi bana sardı. Sonra yanımdaki yerini alıp gökyüzüne bakarken konuşmaya başladı.

"Neden sen? " diye sordu. Hiçbir şey anlamadım. Yüzüne döndüm ama onun yüzü bana dönük değildi.

"Anlamadım? " dedim. Gülümsedi. Komik bir şeyler olduğunu düşünüp ben de gülümseyerek gökyüzüne döndüm. Halbuki hiçbir şey anlamamıştım. O sırada o da bana döndü. Bu sefer ben ona bakmıyordum.

"Ay ışığında gülünce güzelliğin daha da ortaya çıkıyor. Bu ay böyle bir güzelliği aydınlattığı için mutlu olmalı. Çünkü ben seni izlerken mutlu oluyorum. "

Nerden çıktı ki şimdi bu içindeki şair ruhlu insan? Üstelik ilk karşılaşmamızda onun böyle biri olduğunu hiç düşünmemiştim. Kim olsa düşünmezdi. Diyecek bir şey bulamadığımdan sustum. O da bir süre sonra zaten bunu anlayıp konuşmaya devam etti.

"Bir gece bir rüya gördüm. Diğer rüyalarımdan farkı üstümde çok etki bırakmasıydı. Hayatımda hiç görmediğim bir kızın peşinden gidiyordum. Benden ayrılmaması için ağlıyordum diz çökerek. Kafamı kaldırıp o kızın yüzüne bakana kadar kim olduğunu görmedim. Kafamı kaldırdığımda senin yüzün önümdeydi. Sonra uyandım. Yolda iş yerine giderken kırmızı ışıkta bekleyen arabanı gördüm. Beni arabana alacağından emin olmasam da yine de şansımı denedim. Sence bu kader mi? "

Tamam bu gecelik bu kadar yürümek yeterli. Buna bir son vermeliyim.

"Lisa da rüyasında sizi görmüş. Hepinizi. Bize zarar verirken. Üstelik bana kaza yapacağını da söylemişti ama ona inanmadım. Şimdi aşağıda yoğun bakımda yatıyor. Yani bana sizden uzak durmamı söyledi. Bilmem anlatabildim mi? " diyerek sertçe çıkıştım. Ama hiç etkilenmemişti bile. Arkamı dönüp gideceğim sırada filmlerdeki gibi kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. Yüzümde ise kızgın bir ifade vardı.

"Sadece rüyamı takip ediyorum. Sonra aynı iş yerinde çalıştığımızı da öğrendiğimde senin peşini bırakmayacağıma dair kendime söz verdim. Yani benden kurtuluşun yok. "

"Sen öyle san. "

Sertçe kolumu çektikten sonra onu orada yalnız bıraktım. Aşağıya doğru hızlı adımlarla indim. Kızların yanına doğru ilerlediğimde uzaktan ayakta olan birisini gördüm. HoSeok. Telefonla konuşuyordu. Yoğun bakımın önüne geldiğimde kızların hala uyuduğunu gördüm. HoSeok bana bakarak gülümsedi. Karşılık vermeden yere çömeldim. Yaklaşık beş dakika sonra YoonGi de geldi. O da tam karşıma oturmuştu. Ne zaman o tarafa dönsem bana bakan gözlerini görüyordum ve bu beni rahatsız ediyordu. HoSeok telefonu kapattıktan sonra YoonGi'ye döndü.

"Hyung kızı rahatsız ediyorsun. Yapma. "

"Elimde değil. Ayrıca onu bırakmayacağımı ona söylemiştim. "

Blood Sweat & TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin