Bölüm 10

115 12 1
                                    

Jennie

Uyuya kaldığım koltukta açtım gözlerimi. Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Camdan dışarıya baktığımda sabah 5-6 arası bir saat olduğunu tahmin edebiliyordum. Yanımdaki koltuğa baktım. Jisoo unnie orada yatıyordu. Yatağa döndüğümde Lisa'nın Chae'ye sarılmış uyuduğunu gördüm. Uyuduğunu görmek beni mutlu etmişti.

Yavaşça ve ses etmeden çıktım odadan. Salona doğru geçtim. Tae'nin ölmüş olmasına gerçekten inanamıyordum. Şaka gibiydi gerçekten. İçimden bir ses hep onun da Lisa gibi uyanacağını söylüyordu. Üstelik iş yerinden çıktığım ve numaramı değiştirdiğim için YoonGi'yi arayıp konuşamamıştım bile. Şirkete gitmeyi düşünüyordum ama gitsem de onu bulamazdım. Tae öldüyse büyük ihtimalle izin almıştır.

Gelen sesle döndüm. Merdivenden Jisoo unnie iniyordu. Yanıma doğru gelirken "Neyse ki uyuyor. " dedi. Başımı evet anlamında salladım. Sonra yanıma oturdu.

"Neden uyandın? " diye sordu. Sebebi yoktu ki.

"Bilmiyorum. Birden kalktım. Sen? "

"Ben de. "

Bir süre sessizlik oldu. İkimiz de ne diyebileceğimizi bilmiyorduk. Jisoo unnienin de üzüldüğünü düşünüyordum.

"Jennie. Seninle bir şey konuşmam gerek. Ama sen ve benden başka kimse bilmeyecek bunu. Söz mü? "

Bu beni hem heyecanlandırmıştı hem de endişelendirmişti.

"Tamam söz. Seni dinliyorum. "

"Aslında ben- "

Ve sözü Chae yüzünden kesildi. "Bakıyorum hepiniz kalkmışsınız. " Jisoo unnie de devam etmedi. Zaten edemezdi de. Sonuçta aramızda kalması gerekiyordu. Chae yanıma gelip oturdu. Bana sarıldı ve göğsüme başını koydu. Hepimiz Tae'ye bir miktar üzülüyorduk evet ama en çok Lisa'ya üzülüyorduk.

"Siz uyurken bir ara uyandım gece. Hala uyanıktı. Meyve suyu diye ilacı suya karıştırıp verdim. Başka türlü uyumayacaktı çünkü. " dedi gözleri kapalı bir şekilde. Hala uykusu olduğu zaten gelip göğsüme yattığında belli olmuştu.

"Unnie ne azından Tae için onlarla konuşmaya gidelim. Bir daha görüşmeyiz. " diye bir fikir attım ortaya. Chae hemen kafasını kaldırıp gözlerini kocaman açarak baktı teklifin kabul edilmesi için.

"Hayır. Gerek yok. Biz arkadaş değiliz. " dedi Jisoo unnie. Onlardan neden bu kadar nefret ettiğini anlamıyordum. Bu cevap üzerine Chae eski haline geri döndü. Ben Lisa'nın yerinde olsaydım eğer gidebilmek isterdim. Sonuçta öğretmeni de sayılırdı.

Saat 8'e doğru yaklaşırken kahvaltı etmek üzere mutfağa geçtik. Hep beraber masayı hazırlamaya başladık. Ben krepleri yapıyordum. Jisoo unnie ve Chae de birlikte diğer şeyleri hallediyorlardı. Lisa ise hala uyuyordu. Masa sonunda tamamen hazır olduğunda sesler gelmeye başladı.

"Çok güzel kokular alıyorum! " diye bağırmıştı Lisa. Bu kadar neşeli şekilde sesleniyor olmasına hepimiz şaşırmıştık. Hemen mutfağın kapısına doğru ilerledim. Yüzünde bir gülümsemeyle geliyordu. Bana "Günaydın. " dedikten sonra içeriye girdi. Hemen masaya oturdu. Biz de birbirimize bakışlar atıyorduk. Ağzına birkaç lokma alıp konuşmaya başladı.

"Gece çok kötü bir rüya gördüm. Anlatmak bile istemiyorum. Hatırladıkça ağlayasım geliyor. Ama çok gerçekçiydi. Sanırım gerçekte de ağlamışım rüyayı görürken. Gözlerim acıyor. "

"Ne gördün? " diye sorma cesaretini gösteren bendim.

"Jisoo unnieyle beraber salonda oturuyoruz. Her ayrıntıyı hatırlayamıyorum. Tek bildiğim bana Tae'nin öldüğünü söylüyor ben de kendimi kaybediyorum. Ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. "

Çok güzel. Şimdi ona bu durumu tekrar açıklamak zorundayız. Bu sefer bu cesareti gösteren ben olmayacağım. Bunu üstlenemem.

"Lisa dün gece- " diye başladı Chae ama Jisoo unnie engelledi.

"Gece bile değil akşam erkenden yattın. Üstelik bir ilaç alarak uyumak istediğini söyledin. Belki ilaçtan dolayı hatırlamıyorsundur. Hatta ilaç bu rüyayı görmene neden olmuş bile olabilir. " dedi. Hepimiz ağzımız açık ona bakıyorduk. Chae pes etmedi.

"Hayır bunu bilmek zorunda. Yalan söylemeyeceğiz. Her şey gibi buna da alışabilir. " dedi Jisoo unnieye karşı. Sonra Lisa'ya döndü.

"Lisa dün gece sana meyve suyu diye ilaç verdim. Bu yüzden bunların birer rüya olduğunu düşünüyor olabilirsin. Ama gerçek. Tae maalesef hayatını kaybetti. Rüya olarak düşündüğün her şey gerçekten yaşandı. "

Lisa elindeki çatalı yere düşürdü. Tekrar donuklaştı. Dünkü gibi. Ayağa kalktı. Mutfaktan çıkarak bahçeye doğru yürüdü. Tabiki biz de arkasından. Bahçeye çıktıktan sonra sandalyeye oturdu. Öylece bakıyordu. Hemen yanına geçtim.

"Lisa üzüldüğünü biliyorum. Kim olsa üzülür. Kendini bu kadar yıpratma. Lütfen. "

"Keşke hapise girseydi. " dedi sessizce.

"Anlamadım? " diye soru sorar gibi bir tepki vermemle birlikte anında ayağa kalkıp bağırmaya başladı.

"KEŞKE HAPİSE GİRSEYDİ! KEŞKE BUNLARIN HİÇBİRİ YAŞANMASAYDI! O HAPİSTE EN AZINDAN YAŞARDI! ANLADIN MI?! "

Kendini yere atıp ağlamaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Yanına çöküp ona sarıldım ama beni ittirip koşarak içeriye girdi. Merdivenlerden çıktığını görünce biz de peşinden koştuk. Odaya girip kilitledi. Kapıya vurduk, bağırdık, yalvardık. Ama hiç ses çıkartmadı. Birden durdum.

"Bu odanın camı nereye bakıyor? "

"Bahçeye. Ne oldu? "

Koşarak indim merdivenlerden. Bahçeye çıkıp camlara baktım tek tek. Neyse ki düşündüğüm şey olmuyordu. Lisa hiçbir yerde yoktu. Jisoo unnie yanıma geldi.

"Hangisi? " dedim. Bir tanesini gösterdi.

"Tamam. Dün yaptığı saçmalığı düşünürsek birimiz burada bekleyecek. Bir ya da iki kişi de kapıda. Sırayla bekleyeceğiz. Başına bir şey gelsin istemiyorum. Onu kaybedemeyiz. "

Başıyla onayladı. Gidecekken geri döndü.

"Jennie eğer Tae ölmeseydi ne olurdu? "

"Lisa daha mutlu olurdu. Keşke Tae ölmedi bu bir şaka dese biri de onu hemen mutlu edebilsem. Şu an bunu duymayı çok isterdim. "

"Ben de. " dedi ve içeriye girdi.

Bahçedeki sandalyelerden bir tanesini alıp oturdum. 1 gün, 1 hafta, 1 ay hatta 1 yıl bekleyebilirdim onu. Yeter ki iyi olsun. Yeter ki bu sabahki gibi tekrar gülümseyebilsin.

Birkaç saat sonra elinde sandviç ile Chae geldi. Sandalye alıp yanıma oturdu. Kendine de yapmıştı.

"Sen neden oturdun? Kapının önünde olman gerekmiyor mu? " dedim.

"Jisoo unnie orada. "

Bu içimi rahatlatmıştı. Birisinin orada olması, onunla konuşması gerekiyordu.

"Unnie sence ne zaman iyi olur? " diye aniden sordu Chae.

"Bilmiyorum. Bu kadar etkilenmiş olmasının sebebinin gördüğü rüya olduğunu düşünüyorum. Belki kendisini bile suçluyordur. Bizim yapabileceğimiz tek şey onu oradan çıkarmanın bir yolunu bulup hayata döndürmek. Kötü yanı sadece dışarda bekleyebiliyoruz. Umarım içeride bir şey olmaz. " dedim. En büyük endişem buydu. Belki de şu an tek endişem buydu. Onu bir şekilde hayata döndürebilirdik. Yeter ki o pes etmesin.

Blood Sweat & TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin