10. Bölüm

16 5 60
                                    

Gelen ses ile daha da sindim. Yavașça yatağımın yanında ki telefonuma uzandım ve fenerini açtım. O an bir sey fark ettim, bu kez önce ki gibi gece lambam sönmemiști ve odam normal her gece olan aydınlık halindeydi.

Korkulacak hiç bir sey yok. Șu an burada hicbir sey yok. Kimsecik yok. Yalnızım.

Telefonumu sıkıca tutarak kalktım. Ve lambayı açmak için anahtara doğru ilerledim.  Tam ilerlerken tekrar bir ses geldi. Bu ses de diğerleri gibiydi ve sadece camdan geliyordu. Tedbirle cama ilerledim.

Perdeyi aralayıp baktığım da ise karșım da Jungkook'u gördüm. Bu saatte neden böyle bir șey yapmıștı ki? Üstüne üstlük nasıl camıma nasıl ulașabiliyordu? Taș mı fırlatıyordu acaba? Ama ev de nasıl böyle bir șey yapabilir ki?

Korkunç görünüyordu. Öylece baktım. Camı açmam için ișaretler yaptı. Ben de dediği gibi camı açtım.

"S-soo Min așağıya iner misin?"

"Bu saatte mi?"

"Evet lütfen."

Öyle kötü görünüyordu ki. Ne olduğunu, gecenin bu saatin de neden beni uyandırdığı merak etmiștim.

Tamam anlamın da bașımı salladım.

Üzerime sweatshirt geçirip  anahtarlarımı alıp, așağıya indim.

Șu an altım da șort üzerimde sweatshirt ile komik göründüme emindim.

Dıșarıya çıktığım da Jungkook karșım da ifadesiz duruyordu.

"J-jungkook iyi misin?"

"Değilim Soo Min. Çok gerçekçi ve korkunç bir rüya gördüm."

"Gel yürüyelim istersen biraz. Șu banklara otururuz. Daha rahat anlatırsın."

Hiçbir șey demeden yürümeye bașladı nasıl bir rüya görmüștü ki bu kadar etkisinde kaldı meraklanmıștım doğrusu, ama bir șey demeden ben de yürümeye devam ettim. Onu sıkmak istemedim.

Bulduğumuz bir banka oturduktan sonra kendimi tutamayıp nasıl bir rüya gördüğünü sordum.

"Soo Min gerçekten korkunçtu. B-bir kız vardı odamın köșesin de arkası dönük siyah düz uzun saçlı. Oturduğu sandalyenin yan tarafına ondan kan damlıyordu. Oda da sadece damlayan kanın sesi yankılanıyordu. Yatağımdaydım ama diğer eșyalarım yoktu. Yavașça ona doğru ilerlediğimi hatırlıyorum. Bana döndüğün de yüzünü gördüm. Çok güzeldi ama soluktu. Ona neyi olduğunu sorduğum da kendisini öldüremeyeceğini söyledi. Çok korktum neden bilmiyorum ama.. "

Duyduklarım ile aklıma ilk gelen isim Ha Eun'du. Rüyasına girmiș olamazdı değil mi? Önceden tanıșmıyorlardı nasıl rüyasın da görmüș olabilirdi ki? Belki de Ha Eun'u biliyordu, bașına gelenleri falan zaten onun odasındaydı ve etkisin de kalmıștı. Bu da olabilirdi.

"Endișelenme sadece bir rüya."

Dediğim de bana sıkıca sarıldı. Kalbim nedensiz hızlanmıștı. Saçları burnumu kașındırıyordu ama önemsizdi. Rahatsız etmemek için hareket etmedim. Kızlara bunu anlatmalıydım sabah ilk iș olarak.

Bir süre aynı pozisyon da kaldıktan sonra kafasını kaldırdı.

"Soo Min bir șey sorsam yanlıș anlar mısın acaba?"

"H-hayır sorabilirsin."

"Taehyung ile  gerçekten çıkıyor musunuz?"

Sorusu üzerine șașırmıștım. Neden bu kadar abartmıștı ki bunu.

Carpe NoctemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin