2. Bölüm

28 9 1
                                    

Ama bu intihar diye üstü örtülmüş olaydan önce bana birşeyler anlatıyordu. Gerci biraz da olaylara ben şahit olmuştum. Bu intihar olayı  olmadan yaklaşık 3 ay önce Ha Eun ile bize biraz daha uzakta olan Min Ji'nin evine gidiyorduk. Yu Jin'in evi de Min Ji ile yakin olduğu için sadece Ha Eun ve bendik. Daha çabuk  ulaşmamız  için ara sokaklardan birine girdik fazla korkunçtu.Doğrusu bu tür  yerler hep bana ilginç ve eğlenceli gelmişti ama bu kez farklıydı sanki başımıza bisey gelecek gibi hissediyordum. Öyle de oldu biraz yürüdükten sonra karşımıza 4 tane  genelde bizim yaşlarımızda olan bir kız grubu çıktı. Çok korkunc bir görüntüleri yoktu. Fakat söyledikleri sözler başımdan aşağıya kaynar su gibi dökülmüştü.

"Ha Eun senin  için gönderdiğimiz onca mektup onca tehdit pek bir işe yaramamış  gibi gözüküyor ha? Baksana bizim buralara kadar gelmissin."

Duyduğum sözler  ile öylece  kalmıştım başımı çevirip  yanımdaki   Ha Eun'a baktığımda  gözündeki nefreti az da olsa görebiliyordum. Bunun gerçek olmadığını düşünmeye çalıştım. Kendimi bildim bileli yanımda olan artık kardesim olan kıza  tehditler mektuplar geliyordu zor dönemler geçiriyordu ve benim bunlardan zerre haberim yoktu. Tekrar kızlara döndüğümde hala birşeyler söyleyip  gülüsüyorlardı. Ama ben duyduklarımla şok olmuştum ve ne dediklerini idrak edemiyordum. En sonunda Ha Eun'un sesi ile kendime gelebildim

"Aptal tehditleriniz de mektuplarınız  da umrumda degil. Hiç kimsenin özel  hayatına karışamazsınız. Hele ki idollerim dediğim insanların özel  hayatına asla. Kendinize gelin ve insan olun"

Ha Eun'un soyledikleri ile hayal kırıklığına uğramıştım bir an olsun "neyden bahsediyorsunuz?" falan demesini ummuştum. Fakat hepsi gerçekti Ha Eun gercekten tehditler alıyordu. Ben bunlari düşünürken kızların arkasından gelen 4 5 adamın bağırması ile kizlar yanımızdan geçip gittiler. Onlar gidince Ha Eun bana dönüp
"So Min lütfen kimseye birseyden bahsetme olur mu? Bu sır olarak kalsın." dediginde kızmıştım  bu yanlıştı , yanlış bir düşünceydi. En azından  anne babasının haberi olmalıydı. "Anne babanın haberi var mi?" diye zorlukla sormuştum. Olmadığını söylemişti. Belliydi zaten anne babasının haberi olsa biz de duyardık. "Söylemeyeceksin değil mi kimseye?"
"Bu doğru olur mu?"
"Bu doğru degil biliyorum ama lutfen zaten annemlerin pek umrunda olacağını sanmiyorum biliyorsun tek dertleri derslerim derslerim derslerim. Kızların korkmasini üzülmesini istemiyorum. Üstesinden geleceğim. Şimdi söyleyecek  misin kimseye?" dediginde başımı olumsuz anlamda salladim. Fakat şuan o yaptığımdan o kadar pişmanım ki.

O gunden sonra  Ha Eun bana herseyi detayli bir sekilde anlatmak zorunda kalmıştı. Twitter da bu kizlari görmüş sevdigi gruptan idollerinin fotoğraflarını cekecek kadar yanlarina gidip onlari rahatsiz ediyorlarmış. Ha Eun da dayanamayıp onlara mesaj atmis sonrasinda da kizlar tarafından öleceğine dair tehditler mektuplar almaya baslamis. Olay boyle gelişmiş iste. Bu o günden sonra da devam etti artik benim de haberim oluyordu gelen mektuplardan daha dogrusu maillerden tehditlerden. Hatta bir ara onu nasıl oldureceklerine dair fotoğraflar videolar almaya başlamıştı korkuyordu fakat onlara karsi korkmuyormus gibi davraniyordu çünkü biliyordu ki korku onun gömülmeden ölmesi demekti. Onlarin her mailine her gönderdiklerine asabi cevaplar vermekten kaçınmıyordu. Öyle ki bir ara kesmişlerdi karşısındaki kızlar yaptıklarını. Biz onları korkuttuğumuzu düşünürken onlarin daha buyuk bir saldırıda olduklarından bir haberdik.

12 Nisan sabahı ise olan olmuştu. Aslında ilk başta herşey gayet normaldi kalkmıştım yüzümü yıkamış mutfaga geçmiştim tabii ki annem ve babam işe gitmişlerdi. Ben de mısır gevreğimi yiyip okula gidecektim ki mutfak camından yanımızdaki evde yani Ha Eun'ların evinden çıkan beyaz kıyafetli üzerinde olay yeri inceleme yazan adamlara bakakaldım biraz daha bakınca evin etrafındaki sarı şeritleri gördüğümde normal seyler olmadığını anladım  hemen mutfaktan bahçeye çıkan  kapıdan kendimi dışarıya attım Ha Eun'un annesi ağlıyordu ablası ve abisi baska yerlerde ağlıyorlardı babası ise...

Takım elbiseli bir adamla konuşuyordu etraftan komşular toplanmıştı. O an fark ettim ki Ha Eun ortalarda gözükmüyordu. Hemen Ha Eun'un ablasina neler olduğunu sordum duyduklarim karşısında ağlamamak icin kendimi tuttum. O intihar etmisti. Daha dün birlikte gulustugumuz kiz artik ebediyyen yoktu, gitmisti. O an bunlari aklima getirmemeye çalıştım. Onu son kez görmek istiyordum. Yanımdan geçen beyaz kıyafetli bir adamın kolundan tuttum "Onu gormek istiyorum" adam beni iyice bir süzdükten sonra yaşımın çok küçük olduğunu ve asla iceri girmemem gerektiğini söyledi. Ama ben girecektim ve onu görecektim çünkü biliyordum  ki o intihar etmemisti belki bisey bulabilirdim bununla ilgili. Birden aklima gelen arka kapı fikrinden sonra gizli bir sekilde arka kapidan iceri girip onun odasina suzuldum tanrıya şükür evde pek insan yoktu. Odasına  girdiğim de gördüğüm görüntü ile öğürmemek için kendimi zor tutum o tavana asılmıştı ve vücudunun altında bir kan gölü oluşmuştu. Vücuduna iyice göz attıktan sonra kanın  sebebinin parmaklarından birinin kesik olduğundan dolayı olduğunu anladım. Parmağı  kesilmişti kendisi yapmis olamazdi bunu. Ve parmağı da kan gölünün birkaç santim ilerisinde duruyordu. Kesinlikle intihar ederken parmağını kesmesi mümkün değildi. Biraz daha inceledikten sonra yüzüne baktim. Yüzü solmuştu gülerken oluşan gamzesi sonsuza kadar oluşmayacağını bilirmiscesine sönmüştü. Gözleri hafif açıktı, açık kahveye  kaçan gülerken yok olan gözleri artık bombostu. Onu o sekilde görünce istemsiz bağırmaya basladim o bunlari haketmemisti. Arkamdan gelip omuzlarimdan beni tutmaya çalışan adamları fark ettiğimde daha çok  bağırmaya baslamistim bunun bir nedeni yoktu sadece bağırmak aglamak istiyordum sesimi ona duyurmak istiyordum. Adamlarin arasinda debelenirken. Kitaplığının yaninda yazılı duran yazıyı gördüm büyük ihtimalle kan ile yazilmisti Ha Eun'un kanı ile "Özür dilerim" yazıyordu.

Sonra gözlerimi açtığımda yatağımdaydım. Hala hatırlıyorum,  her gece gözümün önüne gelen o "özür dilerim" yazısı gözlerimi açtığımda sanki Ha Eun'un odasındaymışım gibi karşımdaydı. Hala herşeyin farkındaydım ama tepki veremiyordum. Aşağıya indiğimde Min Ji bizdeydi annem babam gelmisti Ha Eun'un ablası  buradaydı ve birkaç komsu da vardı. Yavaşça aşağıya inmeye devam ettim ve Min Ji'nin yanına  gittim.

"Öğrendiniz değil mi?" diye sordum aslında saçma bir soru olduğunu  biliyordum ama söze nasil başlayacağımı bilemediğin için boyle saçma bir giriş yapmıştım. "Tabii ki öğrendik. Ne yapacağız Soo Min? Bundan sonra eskisi gibi olabilecek miyiz?" diye sorduğunda "bilmiyorum" diye fisıldadım. Biraz sessiz durduktan sonra ben uyurken neler olduğunu sordum.Polisler birkac soruşturma yapmıştı ve sonuc ise gayet açıktı "Anne babanın eğitim baskısı" bunu duyduğumda anlamıştım ki karşımızdakiler öyle normal saseang değillerdi. Aslında cinayetten de anlamıştım fakat bu tuzu biberi olmuştu. "Özür dilerim." yazıyordu, sanki anne babasına, eğitimin de onların istediği kadar başarılı olamadığı için vicdan azabı çekmişte kendini asmış gibi. Böyle  olunca da normal bir intiharmış gibi karşılanmıştı. Bu çok çok doğaldı herşey hazırdı, ve zaten elde olan baskıcı bir aile vardı. Ama bu kızlar nerden biliyordu Ha Eun'un ailesini.

O ailesinden bahsetmeyi sevmezdi.

Carpe NoctemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin