Hastaydı. Bir imparatorluğu çökerten adamı şimdi içindeki amansız bir illet çökertiyordu. Amansız ve adını henüz bilmediği bir illet. Doktorlar kaplıca tavsiye etmişlerdi. Son 300 gününe girerken pırıl pırıl güneşin ışıklarıyla yıkanan bir yoldan geçerek termale, kür tedavisine gidiyordu. Şifayı sularda arayacaktı. 1937'nin ilk aylarında başlamıştı belirtiler. Çehresi birkaç yıl öncesine kıyasla müthiş değişmiş, benzi solmuş, hatları keskinleşmişti. Sağ elini ceketinin ilik yerinden çıkarmaz olmuştu. Sanki bir yarayı saklar gibiydi. İştahsız ve halsizdi. Sık sık burnu kanıyor, kolları ve bacakları kaşınıyordu. Hastalık geliyorum diyordu. Kimse duymadı. Burnu kanayınca tampon koydular. İştahsızlığa lezzetli mezeler, kaşıntılara merhem. Oysa o içten içe eriyordu.
Salih Rıfkı Alay ( YAZAR ) :
"Sinir dengesinin gitgide bozulduğunu görüyorduk. Pek alıngan olmuştu. Devamlı bir boşalma ihtiyacı içinde kıvranan sinirlerini, güç tuttuğunu hissederdik. Bütün bunların sebebinin karaciğerini için için kemiren bir illet olduğunu bilmiyorduk. Daima yanında bulunan hekimlerin neden bu araza ve umumi çöküntüye dikkat etmediklerini ve hepsini pek basit birer sebebe bağlayarak geçiştirdiklerini doğrusu hala anlayamıyorum."
Merhemlerde kaşıntıları geçirmeyince, o talihsiz karamizah başladı. Gülünmeyip, ağlanılacak o karamizah.
Dr.İhsan Özkaya(Ata'nın doktoru):
"Günün birinde tuhaf bir rastlantı oldu. Atatürk, etrafında ziyaretçilerle Köşk'ün bahçesinde otururken kolunu kaşımaya başladı. Sonra da kolunu sıvazlayıp derisindeki fıske fıske kabartıları gösterdi. Ziyaretçiler arasındaki bir doktora dönerek :
- Bu nedir doktor? Son zamanlarda sık sık oram buram kabarıyor' dedi. Doktor eğilerek baktıktan sonra ;
- Karınca efendimiz... Bunlar karınca ısırmasıdır' diye cevap verdi.
Birden bütün devlet seferber olup karınca avına girişti. Gerçekten de Çankaya Köşkü'nde küçük kırmızı karıncalar bulundu. Atatürk, Yalova'ya kür tedavisine gidince, köşk kapatıldı. Zırhılısı'ndan bir ekip 48 saat köşkü gaza boğdu. Sonuç tam bir zaferdi. Köşkte tek bir karınca kalmadığı hemen Atatürk'e müjdelendi. Oysa aynı sıralarda Atatürk, Yalova'da acı gerçekle yüz yüze gelmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 300 : Atatürk
RandomBu kitapta Atatürk'ün son 300 gününe tanıklık etmiş kişilerin yazdıkları ya da anlattıkları anılardan yararlanılmıştır. 45 dakikalık belgeselden tek tek işlenmiştir.