Termaldeki Atatürk Köşkü bir şifa umuduydu. Atatürk geceyi sade döşenmiş, zarif bir odada geçirdi. Ertesi sabah da odasının hemen yanı başındaki özel banyosunda küre başladı. Bu arada kaplıcanın kurucu müdürü, Dr.Nihad Reşad Belger'i çağırttı. Derdini bir kez de ona anlattı. İşte korkulan teşhisin vakti gelmişti. Ankara'da aylardır onu karınca masalıyla oyalayanlara inat Dr.Belger hemen karaciğerden kuşkulandı ve büyümeyi farketti. Karaciğer, kaburga altını üç parmak kadar aşmış ve sertleşmişti. Atatürk'e hastalığının karıncayla falan değil içkiyle ilgili olduğunu söyledi.
Prof Dr.Nihad Reşad Belger :
"Sözlerim o ana kadar kendisine karaciğer rahatsızlığından bir defa bile bahsedilmemiş olan Atatürk üzerinde, hissettim ki sürpriz tesiti yaptı. Fakat O, hiçbir hayret belirtmeksizin bu sözlerimi tam bir sükunetle dinledi ve sordu :
- "Şimdi ne yapacağız?"
Yapılacak şey, düzenli hayat ve sıkı perhizdi. Teşhisde en az 1 yıl gecikilmiş, bu arada çevresindeki bunca doktordan biri olsun sirozdan kuşkulanmadığından hastalık oldukça ilerlemişti. Üstelik bu süre içinde Atatürk, hem yoğun temposunu sürdürmüş; hem yine sigarasını elinden düşürmemiş, hem de gecede yarım ila bir litre arası rakı içmeye devam etmişti. Şimdiye kadar da hiçbir zararını görmemişti. Şimdi bu aslan sütünün ona düşman olacağına inanmak bile istemiyordu. Hem dünyaya meydan okumuş bir başkumandanı basit bir karaciğer hastalığı mı teslim alacaktı? Şimdi cümle aleme, yalnız ordulara değil kaderine de hükmedebileceğini gösterme zamanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 300 : Atatürk
RandomBu kitapta Atatürk'ün son 300 gününe tanıklık etmiş kişilerin yazdıkları ya da anlattıkları anılardan yararlanılmıştır. 45 dakikalık belgeselden tek tek işlenmiştir.