Bir gün, Kita, Huyuk kuşu yumurtası ararken kendini öylesine kaptırdı ki, ormanın yüzlerce metre derinine girdi. Aniden, çalıların arasından bir ses geldi. Kita, belki bir orman çonatıdır diye çonatı yakalamak için çalılara yaklaştı. Birden çalılardan, iki buçuk metre uzunluğunda gri bir derisi, kalın bir kuyruğu ve sivri bir çenesi olan, krakıl yoriği çıkmıştı. Yoriğin, dört ayağı vardı. Arka ayakları kısa ve kalındı. Öndeki ayakları ise, arkadakilerin aksine uzun ve inceydi. Yoriğin, ayaklarında, uzun ve haşmetli pençeler vardı.
Kita, arkasına bakmadan, konağa doğru bağırarak, kaçmaya başladı. Yorik Canavarı Kita'nın kaçtığını görünce var gücüyle kovalamaya başladı. Zira haum eti yoriklerin en sevdiği yiyecekti. Kita bir taraftan bağırıyor diğer bir taraftan arkasına bakarak, canavarın ne kadar yaklaştığını kontrol ediyordu. Konağın yanına yaklaştığında, var gücüyle:
-Ağabey ağabey! Kurtaaar beeniiii! diye bağırarak koşuyor, bir yandan da canavardan gelen pençeleri büyük bir çeviklikle savuşturuyordu.
Mayor, bu sırada sandalyesinde uyuyordu. Kita'nın bağırmasını duyunca, aniden uyandı. Hemen pencereden dışarı baktı. Yoriğin Kita'yı kovaladığını görünce, koşarak şömünenin yanındaki sandığı açtı. Sandığın içinden, açılıp kapatılabilir bir metre uzunluğundaki Çii Asasını çıkarttı. Ardından, kapıyı uzaktan Çii Gücüyle açarak hemen dışarı çıktı.
Bu sırada, yorik Kita'yı yakalamıştı ve yemeğe hazırlanıyordu. Mayor asasını yoriğe doğru tutarak, ateşledi. Asadan parlak mavi bir güç topu çıkarak, yoriğin kafasına çarptı. Yoriğin kafası güç küresi çarpmasıyla parçalandı ve ölü bedeni Kita'nın hemen yanına düştü.
Kita ayağa kalkarak:
-Şükürler olsun ağabey sonunda yetiştin, dedi nefes nefese bir şekilde. Sonra gözünü, birden Mayor'un elindeki asaya dikti.
-Bu, Çii Asasını da nerden buldun. Yoksa sen bir Çii Ustası mıydın? Maroy:
-Evet, eskiden öyleydim. Geri iade etmem gerekirdi ama lazım olur diye vermedim. Hapse girmemi istemiyorsan, bundan kimseye bahsetme! Dedi ve ardından:
-Yoriği Takuraya koy Limandaki Kasap Örnan'a götür. Sakın iki yüz goniden az bir fiyata satma! Dedi. Kita, yoriği altı tekerli hafif mermerden yapılmış el arabası biçimindeki Takuraya koyarak, Oio kasabasına götürdü. Ardından kasaba kasabına, tam iki yüz kırk goniye sattı.
Kita, o gün iki şey örenmişti. Birincisi, abisi eskiden bir Çii Ustasıydı. İkincisi, Cagi Ormanın derinlerine girmek, bir çeşit delilikti.