Harabe Evdeki Cin

1K 60 24
                                    

  Ben çocukken, sokağımızın aşağısında harabe bir bina vardı. Tüm çocuklar o harabe binanın etrafından uzak duruyorlardı çünkü söylentiye göre orada cinler yaşıyordu. 2 katlı harabe binanın beton duvarları çatlak ve döküktü. Pencereler kırık ve kırık cam parçaları evin içine dökülmüştü.

Bir akşam, en iyi arkadaşımla birlikte cesaretimizi test ediyorken, ürpertici evi keşfetmeye karar verdik. Binanın arka penceresinden içeriye atladık. İçerisi kirliydi. Tahta zeminin üzerinde yer yer kurumuş çamur parçaları vardı. Girdiğimizde üzerimize yapışan çamurları temizledik. Kafamızı kaldırıp baktığımızda şok olduk. Karşımızdaki kirli duvarda ''BEN ÖLÜYÜM'' yazıyordu.

''Muhtemelen gençlerden biri çocukları korkutmaya çalışmıştır.'' dedim.

''Iıı evet, büyük ihtimalle öyledir.'' dedi arkadaşım gergin biçimde. Kendimizi kandırıyorduk. Birazdan olacaklar aklımızın ucundan bile geçmezdi.

İlk kattaki odaları keşfetmeye başladık. Bir zamanlar mutfak olarak kullanıldığını sandığımız bir odaya girdik. Üzerinde yazı yazan bir duvar daha gördük.

''ÜST KATTAKİ ODADAYIM.''

Bu yazıya aldırış etmeyerek gıcırdayan merdivenlerden ikinci kata çıktık. Sola döndük ve dar koridorda dikkatlice yürüdük. Dar koridorun sonunda bir tane kapalı kapı vardı ve kapının üzerinde bir tane daha o uğursuz yazılardan vardı.

''BU ODADA BENİ BULACAKSIN.''

Arkadaşım yazıyı okuyunca korkudan titredi. Ben de oldukça ürkmüştüm ama korktuğumu belli etmek istemedim. Arkadaşım bana daha fazla ilerlemek istemediğini söyledi. Fakat ben ısrar ettim, içeride bir şey olmadığını, korkmaması gerektiğini söyledim. Kapı kolunu çevirdim ve gıcırdayarak açıldı. İçeriye girdik. Oda boştu. Sadece odanın sağında ve solunda birer kapı vardı. Karşımızdaki duvarda bir tane daha ürpertici yazı bulduk.

''KESİK BAŞIM SOLDA, VÜCUDUM SAĞDA''

Arkadaşımın tüm cesaretini kaybetmesine sebep olan bu yazı oldu. Yazıya bakarak geriye doğru yavaşça adım atmaya başladı. Tam onun kolundan tutup onu durduracakken hızla dönerek açık kapıdan çıktı. Sanki bağırırsam uyuyan birisini uyandıracakmışım hissine kapılarak arkadaşıma seslenemedim. Git gide ayak sesleri koridorda yankılanarak kayboldu. Sonra eve tamamıyla sessizlik hâkim oldu. Odada tek başıma kalmıştım. Kalbimin hızlı atışlarını yavaşlatmaya çalışıyordum ve bir süre sonra cesaretimi topladım. Boş odanın sağındaki kapıyı açtım ve içeriye girdim. Girdiğim odayı göz gezdirirken karşı duvarda yine bir şeyler yazılıydı ama okuyamıyordum. Duvara yaklaştım ve küçük harflerle şu yazılıydı.

''BEDENİM AYAKLARININ ALTINDA''

Başımı eğip yere baktım. Döşeme tahtasının üzerinde de birkaç kelime yazıyordu. Geri çekildim ve yazılanları okudum.

''KESİK BAŞIM ODAYA GELİYOR, ARKANI DÖN!''

Arkamdaki kapı gıcırdadı ve hemen arkamı döndüm. Kapının arkasında bir gölge hareket ediyordu. Aniden bir şey odaya yuvarlandı ve duvarın karşısına gelerek durdu. Bu arkadaşımın kopmuş başıydı!
Gözleri açık bana bakıyordu. Sanki beni görüyor gibiydi. Dehşet içinde çığlık atarak açık pencereden kendimi dışarı attım. İkinci kattan yere düştüm. Yerdeydim ve kolum kırılmıştı. İnanılmaz bir ağrıyla eve koştum. Annemlere ağlayarak seslenmeye başladım.

  Polisler geldi ve harabe evi aradılar. İlk başta bir şey bulamadılar. Duvarlarda hiç yazı bulunamadı. İkinci katı da aradılar fakat arkadaşımdan bir iz yoktu. Sonra döşeme tahtalarını söktüler. Döşeme tahtalarının altında arkadaşımın bedenini buldular. Fakat asla kesik başı bulunamadı...

Korkutucu ve Gizemli HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin