Jungkook'un neden böyle yaptığını bilmiyordum ama arkadaşlarımın da dövülmesini istemiyordum. Ama bu mesajı Yoongi'ye göstersem onun canını okurdu. Tehdit edilmeyi hiç sevmezdi. Ayrıca Yoongi Jungkook kadar vardı.
Gönderilen: Jungkook
Neden böyle yaptığını bilmiyorum ama sakın onlara zarar vereyim deme. Ayrıca kiminle takılıp takılmayacağım seni ilgilendirmez. Sadece sıra arkadaşımsın dimi? Sadece bir sıra arkadaşı.
Mesajı 2-3 kez daha okuyup emin olduktan sonra yolladım. Stresten dudaklarımı kemirmeye başlamıştım.
Çok geçmeden mesaj geldi.Gönderen: Jungkook
Sadece bir sıra arkadaşı mıyım onu yarın görürsün.
Mesajı okuduğumda istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Sabırsızlıkla yarını bekliyordum. Ama ne olursa olsun kendim altta kalmayacağımı da biliyordum.
O şey anlamda değil.
Laf anlamında demiştim.
Neyse o konuya sonra döneriz.
Ah,ne saçmalıyordum ben? Hafiften karnım acıkınca saate baktım.
21:00
Saatin bu kadar hızlı geçeceğini tahmin etmemiştim.
Telefonumu cebime attıktan sonra merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Annem ve babama kısaca selam verdikten sonra mutfağa geçtim. Buzdolabından ramen alıp yemeye başladım.
Yemeğimi bitirdikten sonra merdivenlerden yavaşca çıktım. Uykum gelmeye başlamıştı.
Odama geldiğimde üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Tabiki her zamanki gibi onu düşünüyordum.
"Jeon Jungkook''
Bunun hakkında hiçbir fikrim yoktu. Onu daha doğru düzgün tanımıyordum bile. O da beni fazla tanımıyordu. Her sıra arkadaşına bunu yapıyorsa gerisini düşünemiyordum. Zaten o her yıl uğraşacak birini bulurdu. Şaşırılcak bişey değildi.
Yarın beklemeliydim. Artık ona benim kim olduğumu gösterecektim. Çünkü böyle yapınca sanki benimle oynuyormuş gibi geliyordu.
Sanırım daha çok düşünürsem kafayı yiyecektim ve kendimi uykunun kollarına teslim etmeye karar verdim.
. . .
Pencerden gelen güneşin ışınları sayesinde gözlerimi açtım.Yataktan kalkıp odamdaki banyoya doğru yürümeye başladım.
Rutin işlerimi hallettikten sonra tam giyinecekken odaya annem geldi.
"-Oğlum? Sen ben kaldırmadan önce erken kalkar mıydın ya?"
-Maalesef bugün öyle oldu.
Neden acaba?
Güldükten sonra annem odadan çıktı. Giyindikten sonra telefonumu ve çantamı alıp aşağıya indim.
"Ben çıkıyorum." diye bağırdıktan sonra kapıyı açıp çıktım.Kulaklığımı takıp kaldırımdan yürümeye başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra Jungkook siyah porsche arabasıyla geldi. Duraksadım.
Bunun ne işi var ki?
"-Atla."
-Sebep?
"-Sebebi yok bin şu arabaya."
Gözlerimi devirip kapıyı açtım.
-Derdin ne Jungkook?
"-Dün tam olarak cevabımı alamadım."
-Alman gerekmezdi çünkü.
Söylediğimden sonra boynunu kütletmişti ve daha hızlı gitmeye başlamıştı.
Okula gideriz sanıyordum ama öyle değildi. Tanımadığım yerlerden hızlıca geçiyorduk. Nereye gittiğimize dair hiçbir fikrim yoktu.
Daha çok gaza bastığında biraz daha koltuğa geri doğru yapışmıştım.
"-Jungkook yavaş ol."
Refleks olarak aniden onu söyledim ve o da tatmin olacak şekilde gülümsedi.
Biliyordum.
Fesat anlayacağını biliyordum.
-Ne oldu ? Çok mu canını yaktım güzelim?
Cümlesini bitirdikten sonra yarım olarak gülümsemişti.
Tanrım bu bir sanattı.
Her neyse bozma kendini Taehyung
Sonunda durduğumuzda uçurum gibi bir yerdi.Arabayı durdurdu ve başını direksiyona doğru yasladı.
"-Okula gitmeyecek miyiz?"
-Hayır.
"-Nedenmiş?"
-Çünkü canım istemiyor.
"-Neden böyle yapıyorsun Jungkook? Amacın ne cidden? Beni daha tanımıyorsun bile. Nasıl böyle yapabiliyorsun?"
-BANA DURMADAN SENİ TANIMADIĞIMI SÖYLEME!
Ne yani tanıyor muydu? Ama bu bağırmasına neden değildi.
"-N-ne tanıyor musun ki?"
-Ya da haklısın tanımıyorum seni.
Cidden bu çocuk psikopat falandı.
Ya da geçiştirmeye falan çalışdı.Her neyse.
Ben zaten bunu bir şekilde öğrenirdim.
10-15 dakika sonra sakinleşmiş olacaktı ki bana baktı. Gözlerini ayırmıyordu. Bir süre sonra gözleri dudaklarıma kaydı. Bu denli ayrıntılı baktığı için rahatsız olmuştum. Gözü dalmıştır diye elimi şıklattım.
-Daldın,gittin bakıyorum. Sorun mu var?
Kafasını hayır anlamında salladı.
-Okula gidecek miyiz artık? Burda mal gibi durmaktan sıkıldım da.
"Konuşmayı kesecek misin artık yoksa ben mi keseyim?"
-Haklıyım ben bir kere. Sıkıldım,ne yapayım ya? Ben iniyorum,eve gid-
Sözümü tamamlamama izin vermeden dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Dudaklarını oynatmadan tutuyordu.
Siktir..
Dudaklarının az da olsa tadını alabiliyordum ve bu harika hissettiriyordu. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor, gözlerim hâlâ şaşkınlık içinde parlıyordu.
Ama sorun ise Jungkook'un yönelimi basbaya kadınlardı. Şaşırmıştım.
Sonunda dudaklarını dudağımdan çektiğinde derin bir nefes aldım. O hiçbir şey olmamış gibiydi.
Alışıktı tabi o.
Her neyse.
"Yapmasam susmayacaktın, üzgünüm."
Tekrar gülüyordu. Bu çocuğa gülmeyi yasaklamak gerekiyor,kalbimin sağlığı için.
-Susabilirdim herhalde. Beynim yetki verebiliyor.
Göz çevirmiştim. Ama iyiki de susmamıştım.
"Olsaydı belki verebilirdi."
Zafer kazanmışcasına gülümsemişti.
-Laf mı soktun sen şimdi?
"Evet ama başka daha güzel şeyler sokabiliyorum."
Sırıtıyordu. Aklı zaten sadece fesat şeylere çalışıyordu. Yavaş yavaş alışıyordum buna da.
Arabayı neresi olduğunu bilmediğim yerlere doğru sürüklemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible Love • Vkook
Hayran KurguBana karşı koyamazsın Taehyung. -Senin bana koyabileceğini kim söylemiş?