-
"Ne düşünüyorsun? " dedi bana gözlerini dikmiş bakarken.
"Hiç, hiçbir şey." dedim ve kafamı salladım.Hala yüzümde bir gülümseme vardı.Onda da olmadığını söyleyemezdim.
"Pekala, ama düşündüğünü biliyorum" Dedi bilmiş bir tavırla.
"Düşünüyordum, ama gereksiz bir şey işte boşver" Dedim ve önümdeki viski şişesine uzandım.Acım yok olana dek içmek istiyordum.
Tüm acılar yok olana dek.
''Devam mı etmek istiyorsun?'' dedi sırıtarak.Sırıtması hoşuma gidiyordu.Gidiyordu işte.
''Neden olmasın?''dedim gülümseyerek.Bardağıma doldurdum ve sonra Justin'e verdim.O da doldurdu ve tekrardan dikti.
''Bu kadar hızlı gitmemelisin''Dedim.Aslında endişeleniyordum,bilincimizi kaybedip olmadık şeyler yapmamızdan.
''Gece uzun'' dedi ve göz kırptı.Kendime engel olamadım ve kahkaha attım. O da gülmeye başladı ve ben de bardağı diktim.
O da ben de sürekli bunu tekrarladık.İçiyordum,içiyordu.Bardaklarımız sürekli dolup boşalıyordu.Biliyordum ki o da acısını yok etmeye çalışıyordu.Seviyordu çünkü.Acı çekiyordu.
Bardakları masaya seslice bıraktık ve boş şişe devrildi.
Sürekli gülüyorduk ve Justin aptal aptal şeyler söylüyordu.Her ne kadar eğleniyor gözüksek de mutlu değildik işte.
"Sanırım iyi değilim" dedim ve gülmeye devam ettim.Bilincim yerinde değildi.Yavaş yavaş etkisini gösteriyordu.
"Ben mükemmel hissediyorum " dedi ve kahkahalarla boğuldu. Omzuna bir tane geçirdim.
"Şapşal şey! " ve ben de gülüyordum.
Koltuğa kafamı geriye doğru yatacak şekilde yasladım.Hala gülüp duruyordum.Elim de karnımdaydı.İstemsiz oluyordu bu.Engelleyemiyordum.Tahminimce o da.
Justin de bayağı bir yakınıma geldi ve gülmesini durdurup bana anlamlıca bakmaya başladı.Ben de ciddi tavrımı elimden geldiği kadar takındım.
"Sana bir şey söyleyeyim mi Camella? Her gülümsediğinde mutlu oluyorum, her bana baktığında kalbimin ritmi hızlanıyor ve birbirine karışıyor.Ve her dokunuşunda sana yeniden aşık oluyorum."
Hadi ama.Böyle yapmaman gerekiyordu Justin.O böyle yaptığı sürece duygusuz kız rolünü oynayamıyordum.Onun benim yüzümden acı çekmesi beni bitiriyordu.Belki içinde çok fazla şey vardı ama bana anlatamıyordu.Belki bu kelimelerden daha çoğu.
"Tekrar ve tekrar bağlanıyorum" diye sürdürdü.Daha sonra çok yakınlaştı ve bir tutam saçımı parmaklarına doladı.Soluklarımızdan başka hiç ses yoktu.Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve neredeyse onun duyacağından şüphelenmiştim.
''Bana aksini söyleyemezsin'' dedi parmaklarına doladığı saçımla oynamayı bırakıp kulağımın arkasına sıkıştırırken.
Gözleri iki yanımda duran ellerime indi.Kullanmadığı diğer elini getirip elimi tuttu.
"Yüzüğü hala takıyorsun" Dedi gülümseyerek.
Evet. Her ne kadar onu çıkarmaya yeltenmişliğim olsa da onun beni Justin'e yakın tuttuğu inancına kapılmıştım.
Kafamı salladım.
"Çıkarıp atmayacağını biliyordum, Meleğim" Dedi yüzümü yalayıp geçen hoş bir tondaki fısıltıya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fallen Angel (Justin Bieber FanFiction)
Fanfiction"Bana bağlılık duygusunu tüm çıplaklığıyla öğreten adam,hep söylediğin gibi, belki de mükemmel değildin ama bu sana ait olduğum gerçeğini hiçbir zaman değiştirmedi." {Justin Bieber Fanfiction}