42) Death

1.1K 77 55
                                    

Sonunda tatil!

Ben de yeni bölüm ile gelmiş bulunmaktayım!

Votelar çok düştü bir el atsanız diyorum hani *.*

Çok gevezelik yapmadan susuyorummm.

Multi çok hoşuma kaçtı ondan şeyettim *.*

×××

Güneş doğrudan yüzüme vuruyorken, gözlerimi kısmış onu izliyordum. Birazdan tapılası gözlerini açacak ve mırıldanmaya başlayacaktı.

Nemli nefesi tenimin çıplak kalan yerlerine her çarptığında ona daha da fazla tutkuyla bakmaya başlıyordum.

Kıpırdandım ve iyice sol kolumu altımda ezilecek şekilde bıraktığımda ona biraz daha yer açmak istedim.

Aksine o daha da sokuldu. Gülümsedim ve derin bir iç çekerek ben de üzerinde kalmış ve onu güçlüce saran kolumu güven hissi vermek istercesine sağlamlaştırdım.

Koltukta uyuyakalmamız ne kadar mantıklıydı, ben de bilmiyordum.Yani bundan hoşlanmıyorum demiyorum ama gerçekten kısıtlı alanımız vardı.

Henüz bana iyice sokulmuşken boyun girintisine tutkuyla ıslak bir öpücük bıraktım. Kısık sesle bir şeyler söyledi fakat hala uyku halinde olduğu için anlayamamıştım.

Onu uyandırmanın en güzel yolunu denemenin tam zamanıydı.

Kafam hala boyun girintisinde sabit dururken bir öpücük daha bıraktım hassas tenine.

Ardından bir tane daha. Daha ve daha.

Dudakları beni daha fazla tetiklercesine alayla yukarı kıvrıldı. Öpücüklerim daha aç bir hal alıyordu ve bunu kontrol edemeyecek gibi hissediyordum.

Beklenmedik bir hareketle ince bir pikeyi üzerimizden attım ve onun yerine ben üzerindeki yerimi aldım.

Gözlerini yavaş yavaş açıyor, fakat bana şaşkınca bakıyordu.

"Sana da günaydın Justin" dedi miskin bir sesle.Bir yandan da gülümsüyordu.

Kocaman sırıttım.

"Yerden tasarruf yapalım dedim."

Dediğimin üzerine kollarını altımdan çekti ve çıkardığında birbirine karışmış ve acilen duş almam gerektiğini bas bas bağıran saçlarıma düşündüklerime rağmen umursamazcasına parmaklarını daldırdı.

Saç tellerimi çekiştirirken ve onları yumuşak dokunuşlarla parmaklarına dolarken sadece onu izliyordum. İlk defa altımda ezilmekten şikayet etmemişti.

Eh, öküz kadar ağırsın dediği olmuştu yani.

Daha fazla onu izlemeye son verip, aramızdaki farkı milimetrelere indirecek şekilde ona eğildiğimde anlımı anlına yasladım.Burunlarımız değiyordu. Birkaç kelime etmeye kalksam dudaklarımız değecekti.

Konuşmamayı tercih ettim fakat dudaklarımı nazikçe dudaklarına bastırmaktan çekinmedim bile.

Biliyordum ki bu naziklik, açlığa dönüşecekti.

Hala saçlarımda olan parmaklar enseme inmeye başlamışken, uyguladığı baskı direk olarak dudaklarıma dökülüyordu.

İnip kalkan göğüs kafesi bana temas ettikçe daha çok cesaret koparıyordum ondan ama niyetim onu nefessiz bırakmak değildi elbet.

Dudaklarımı kızarmış dudaklarından çektim.

Onunla yeni bir güne uyanmak harikulade bir histi. Ciğerlerimi dolduran hava bile daha temiz ve sağlıklıydı.

Fallen Angel (Justin Bieber FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin