-
Sıkıca bir yapıştırıcıyla yapıştırılmış gibi kapalı olan gözlerimi açıp yattığım yumuşak yataktan doğruldum . Oldukça terlemiştim ve üzerimdeki uzun kollu tişört belime kadar sıyrılmıştı. Elimle onu aşağı çekiştirip gözlerimi ovuşturdum ve içerideki parlak güneş ışığına alışması için birkaç kere kırpıştırdım.
Ellerimle yatağın kenarından destek aldım ve paytak adımlarla boy aynamın önüne geçtim. Terden saçlarım enseme yapışmış yüzüm kıpkırmızı olmuştu, bir an önce banyo yapmam gerekiyordu. Sağ bileğimdeki siyah lastik tokayla saçlarımı topuz yaptım ve odamdaki küçük banyoya girdim.
Soğuk mermerde ayaklarımın üşümesini azaltmak için parmak ucunda ilerledim ve yüzümü hızlıca yıkayıp lavabonun yanında asılı duran havluyla kuruladım. Diş fırçama da diş macunu sıkıp dişlerimi fırçalamaya başladım.
Kafam oldukça karışmıştı ve artık gördüklerimin gerçek olup olmadığını ayırt edemiyordum. Aklımdaki sorularaysa gerçekçi cevaplar bulmak çok zordu.Gördüğüm şeyler bana çok gerçekçi gelmişti ama dediğim gibi artık neye inanacağımı şaşırmış durumdaydım.
Dişlerimi fırçalamayı bitirip fırçayı yerine koydum.Ellerimi lavaboya dayadım ve yuvarlak aynadan kendime bakmaya başladım. Gerçekten berbat görünüyordum, bunun nedeni ise kesinlikle uykusuz olmamdı.
Derin bir nefes alıp son kez aynaya baktım ve çökmüş yüzümü incelemeyi bırakıp soğuk banyodan çıktım. Giysi dolabımın önüne ayaklarımı sürüye sürüye gelip kapaklarını açtım ve okulda giyebileceğim bir şeyler çıkarıp Stephanie'yi uyandırmadan önce giyindim.
Üzerimdeki siyah tişörtü düzeltip yatağımın yanında ahşap zemine özensizce konmuş çantamı kaldırdım ve elime aldım. Odamdan bir an önce çıkıp koridorun sonunda bulunan Stephanie'nin kaldığı misafir odasına kapıyı çalmadan girdim . İçeri girdiğimde çoktan hazırlanmış aynanın karşısında saçını düzelten bir Stephanie duruyordu karşımda.Kapıda dikilmeyi bırakıp yanına gittim ve acele etmesi için kolundan çekiştirmeye başladım.
"Saçlarınla uğraşmaya devam edersen geç kalacağız." Gözlerini devirip ellerimle kavradığım kolunu kendine doğru çekti.
"Tamam bitti, hadi gidelim." Merdivenleri hızlıca inerek dış kapıya geldik. Üzerime askıda duran deri ceketimi geçirirken Stephanie kapıyı açtı ve dışarı çıkmadan önce aklına bir şey gelmiş gibi geri içeri girdi. "Camella kahvaltı yapmamız gerek okulda düşüp bayılmak mı istiyorsun? Hem kahvaltı insanı zinde tutar-"
Saçmalayacağını anladığımda hiç beklemeden sözünü kesip onu geçiştirmeye çalıştım "Tanrım Step bu kadar panik yapma , pastaneden küçük kekler alabiliriz mesela? Böylece bayılmayız" dedim kıkırdayarak.
Kafasını sallayarak beni onayladığını belli etti ve siyah zımbalı botlarını hızlıca ayağına geçirip arkamdan evden çıktı . Uzun bahçeyi hızlıca geçtik ve okula gitmek için Stephanie'nin beyaz Audi A5'ine bindik. Stephanie sonunda sürücü koltuğuna yerleşip emniyet kemerini taktığında gülerek radyoyu açtı ve ilk çıkan şarkıya bağırarak eşlik etmeye başladı. Şarkının nakaratına geldiğinde bende kahkahalarımın eşliğinde elimden geldiğince ona eşlik etmeye başladım.
***
Bayan Evans' ın kulak tırmalayıcı sesini dinlemektense uyumayı tercih ederdim fakat kafamı sıraya koymamla müdürün odasına giderdim.Bayan Evans elindeki yoklama listesinde sıradaki adı okuduğunda rahatsızca oturduğum sandalyede kıpırdandım ."Justin...Ihmm Bay Bieber burda mı?"
'Maalesef Bayan Evans kendisini beni terk edip öylece ortadan kaybolduğundan beri göremiyorum'
Demeyi çok isterdim ama sadece bakışlarımı sınıfın penceresine çevirmekle yetindim . "Sanırım Justin burada değil, son günlerde onu gören var mı aranızda?" Herkes "Hayır" gibisinden bir şeyler mırıldandı ve Bayan Evans ders anlatırken dikkatlice onu izlemeye başladılar "Pekala o zaman artık derse başlıyoruz- "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fallen Angel (Justin Bieber FanFiction)
Fanfiction"Bana bağlılık duygusunu tüm çıplaklığıyla öğreten adam,hep söylediğin gibi, belki de mükemmel değildin ama bu sana ait olduğum gerçeğini hiçbir zaman değiştirmedi." {Justin Bieber Fanfiction}