*Bölüm-48*

32 4 2
                                    

İyi okumalar.

***

Sushiniyetineyemelikadam:

Sushiniyetineyemelikadam: Son iki saat ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sushiniyetineyemelikadam: Son iki saat ;)

Amelia: BAK ÇOCUK,

Amelia: BANA ANİDEN BÖYLE ŞEYLER ATMA!

Amelia: Yataktan düşüyordum senim yüzünden.

Amelia: Ayrıca sizin evde Laura yok mu? Rose?

Sushiniyetineyemelikadam: Onlar yok evde.

Sushiniyetineyemelikadam: Ayrıca,

Sushiniyetineyemelikadam:

Sushiniyetineyemelikadam:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sushiniyetineyemelikadam: ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sushiniyetineyemelikadam: ;)

Sushiniyetineyemelikadam: Senin için oda oda geziyorum, değerini bil.

Amelia: Vini,

Amelia: Ağzına pudimin boku girsin.

Sushiniyetineyemelikadam: Onun boku bana işlemez güzelim.

Sushiniyetineyemelikadam: Sonuçta kaç yıldır beraberiz değil mi?

Amelia: Gıcıksın!

Sushiniyetineyemelikadam: Bende seni seviyorum(!)

Amelia: Özledim, daha erken buluşsak olmaz mı?

Sushiniyetineyemelikadam: Bana bunlarla gel Amelia.

Sushiniyetineyemelikadam: Arabadayım, iki dakikaya sizin oradayım.

Amelia: Ciddi ciddi geliyor musun?

Amelia: Gelme!

Sushiniyetineyemelikadam: çok geç, yoldayım.

Telefonu kenara fırlatıp ayağa kalkarken jet hızıyla aynanın karşısına geçtim.

Haftasonunun verdiği rahatlıkla berbat görünüyordum. Saçımı tepeden bağlamıştım ve sıksam bir aylık yağ ihtiyacımızı karşılayabilirdik. Üstümde de eşofman takımım vardı ve ben, kokuyordum!

"Leigh!" diye çığırdığımda kapım iki dakikaya açılmıştı. "Ne bağırıyorsun be!"

Telaşla ona baktığımda elini beline koyup gözlerini devirdi. "Yine ne yaptın, Amelia?"

"Vini iki dakikaya burada olacak ve benim halime bak."

Leigh, gözlerini üzerimde gezdirdi ve tam ağzını açıyordu ki çalan zille ikimizde telaşlanmısştık. Beni kolumdan tuttuğu gibi banyoya fırlatırken homurdandı. "Ben onu oyalarken sen bir kendine gel." dedi ve gitmeden önce kafasını iki yana salladı. "Arada yıkanman için Vini'yi sürekli buraya çağıracağım."

"Sızlanmada kapıya bak."

O odadan çıkarken bende duşa girmiştim. Eğer yakın arkadaşınız varsa, hayatınız güzeldir.

∆∆∆

Saçımı toplayıp aynadan kendime son kez baktım ve derin bir nefes alarak odadan çıktım. Resmen yenilenmiştim ve kendime gelmiştim. Yani ona sarılabilmek için hazırdım!

Salondan içeri girdiğimde ikisini de telefonlarına gömülmüş bir şekilde görmeyi beklemiyordum. Leigh, ne kadar da güzel oyalıyordu(!)

Varlığımı belli etmek için boğazımı temizlediğimde sonunda dikkat çekebilmiştim. Leigh, "Sonunda." diye mırıldanırken Vini ayağa kalkmış ve bana doğru adımlamaya başlamıştım. "Bir an hiç gelmeyeceksin sanıp yanına gelecektim. Bu arkadaşının muhabbetine doyum olmuyor. Ben mi size geldim o mu belli değil."

Leigh'e ters bir bakış attığımda elini iki yana açmıştı. "Valla ben senin yanına yolluyordum ama kendisi gitmedi. Benim bir suçum yok."

Gözlerim sonuna kadar açılırken ağzımı açmaya hazırlanıyordum ki etrafıma dolanan kollarla diyeceklerimi yutmuştum. Göğüs kafesim sıkışırken elim ayağıma dolaşmıştı. Hala bunlara alışamamıştım.

Hala karşılık vermediğimi farkettiğimde kollarımı sıkıca beline dolamıştım. Tanrım, bugünü görebilmek için kaç yıl beklemiştim ben.

"Özledim dedin geldim, kötü mü ettim?"

"Kesinlikle iyi yaptın." diye mırıldandığımda kıkırtısı kulaklarıma ulaşmıştı. O sırada bir hıçkırık sesi duyduğumda ikimizde ayrılmış ve şaşkınca Leigh'e dönmüştük. Leigh yüzünü sıvazlayıp, "Resmen çok romantik, olan var olmayan var." dediğinde yanına gidip oturmuştum. "Leigh kendine gel. Yakında seni de göreceğiz."

Vini de karşımıza otururken "Merak etme Leigh, baktık olmuyor, hazır Adam'ın da yokken sizi yaparız." demiş ve Leigh'in yüzünü aydınlatmıştı. Yüzümdeki sırıtıştan sinsilik aktığına emindim. "Saçmalama ya." diye mırıldanan Leigh gülümsemesini zar zor tutuyordu. Yakında bunları yapmalıydık.

"Sadece bir saat sonra herkes bizi öğrenecek." Aniden değişen konuyla içime bir endişe düşmüştü. "Sence insanlar nasıl karşılayacaklar?" diye sorduğumda Vini yerine Leigh atlamıştı. "Büyük ihtimalle ilk başta herkes üstüne atlayacak. Ama sonra herkes alışacak."

Vini, "İlla başta sana saranlar olacak. Ama inan fanlarım öyle insanlar değiller."

Şaçımı arkaya iterek arkama yaslandım. "Yani, eski fanın olaraktan biliyorum."

Kaşlarını kaldırdı. "Şimdi değil misin?"

"Şimdi sevgilinim."

O gülerken bir kolumu koltuğa yasladım. "Ah ah, ünlü sevgilisi olmak zor iş."

Leigh, "Egoya bak ya." diye mırıldanırken Vini kahkahasını durdurmaya çalışıyordu. Ne var yani, sonuçta sevgilim Vini Uehara'ydı. Bence ego kasmakta haklıydım.

O sırada telefonumun mesaj sesi odayı doldururken üçümüzde ciddileşmiştik. Mesaj ya annemden ya da babamdan falan olmalıydı. Anneme de daha bu olanları anlatmamıştım. Ve ben anlatmadan öğrenirlerse bozuşurduk.

Ama mesajı açtığımda hiç de öyle gözükmüyordu.

+33*******: Gerçekten insanların seni seveceğini mi düşünüyorsun?

+33*******: Ah Amelia, bu gizli aşkınızı siz söylemeden öğrenseler ne olur?

+33*******: Ya da önceden falan konuştuğunuzu?

+33*******: Elimde nelerin olduğunu bilmiyorsun Amelia.

+33*******: Sana ondan ayrılman için sadece iki gün veriyorum.

+33*******: Yoksa herkesten önce herşeyi ailen öğrenir.

+33*******: Sadece sevgili olduğunuzu demiyorum, herşeyi diyorum.

***



my love √ ueharaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin