K.A.O.S. Projesi: İsyan Ateşi

Bölüm 15: Radyo Çağrısı

2184 kelimelik bölüm ile karşınızdayım. Üzgünüm bu bölüm çok geç geldi ama elimden geldiğince çabuk yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz! Arka fondan multide ki şarkıyı açarsanız daha güzel olur. İyi günler!

Kalbi ağzında atıyor, sakinleşmeye çalışıyordu. Burası neresiydi? Neden kaçırılmıştı? Onlardan ne istiyorlardı? Buradan gitmek istiyordu! Kelly onu kurtaracak ve onu o kokuşmuş laboratuvardan kaçacaktı.Ama ne olmuştu? Bu hiç tanımadığı korkunç kız onu bir anda kaçırmıştı. Onun adını bile bilmiyordu!

Tamam, tamam. Sakin olmalıydı. Eğer fazla korkarsa, deliye döner, panik atak geçirirdi!

Elinde ki şişeyle ona yaklaşan kızıl saçlı kıza bakışlarını diktiğinde, bir anda ne kadar da susadığını fark etmişti. Yutkunarak şişeyi izlerken, kızın konuştuğunu ancak kızın suratı yüzünün önünde durduğunda fark etmişti.  

Gözlerini kızın kocaman ela gözlerine diktiğinde kız sinirle ''Ne o? Neden bana öyle aval aval bakıyorsun? Dediklerimi anlamıyor musun yoksa?'' dediğinde yutkundu ve tek diyebildiği ''Su.'' oldu.  Kız bir anda, ilk kez duyduğu tatlı bir kahkaha attığında istemsizce onu güldürdüğü için sırıtmıştı. 

Kız şişenin ağzını açarak ona yaklaştırdı ve ''Al.'' dediğinde elini kaldırmaya çalıştı fakat, elleri arkadan bağlı olduğu için şişeyi eline alamamıştı.  Kız henüz yeni fark etmişti gibi ''Ah, ipler doğru ya! 

Kızıl saçlı kız, ela gözlerini kısıp ''İpleri çözerim. Ama kaçarsan , kötü olur.'' diye soğuk bir şekilde konuştuğunda hızla başını salladı ve ''Tamam. Söz kaçmam! Yeter ki suyu bana ver.'' dediğinde kızıl saçlı kız gülümsedi ve ona doğru eğildi. O sırada sırtında üç tane kızıl dokunaçlar belirmişti.  Bir tane dokunaç hızlı bir hareketle, arkasında duran ellerinin iplerini kestiğinde şaşkınlıkla dokunaçlara bakmaktan kendini alamıyordu. 

Kız onun bakışlarını fark etmiş gibi bakışlarına karşılık vererek gülümsediğinde Sam yutkunarak elini suya uzattı. Kızın elinden suyu eline aldığında kana kana suyu içmeye başlamıştı.  O sırada suyu içerken gözüne yerde hareketsizce yatan bir şey takılmıştı. Yerde harekete etmeden, kıyafetinin bazı yerlerinde ki kanlar olan birisiydi bu. Muhtemelen otuzlu yaşlarının sonundaydı.  Bir anda su boğazında kaldığında ağzından ve burnundan içtiği su püskürmüştü. 

Kız da ondan iki adım uzaklaştığında Sam sonunda çığlık atar gibi ''Ölü var burada!'' diye bağırmayı başarmıştı. Kız ela gözlerini, hareket etmeyen kişiye çevirdikten kısa bir süre sonra kahkaha atmıştı.  Elini dudaklarına bastırarak, gülmesini kesmeye çalışarak ''O mu? O hala hayatta seni şapşal! Sadece baygın o kadar.'' demişti.

Sam elini kalbinin üstüne koyarak, derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeye çalışırken, kızıl saçlı kız önünden çekilip yerde ki adama yaklaşmaya başlamıştı. Sağa sola bakındığında, etrafında kızdan sonra ona en yakın kişinin pencere kenarında sigara içen bir çocuk olduğunu fark ettiğinde kıza yeniden kaçamak bir bakış atmıştı. 

Kız ona bakmıyordu. 

Kendi kendine düşündü. Ya şimdi ya hiç.

Yavaşça yerden doğruldu ve bulunduğu yerden bir ok gibi ileri fırladı. Deli gibi koşuyordu ve muhtemelen koşarken çok ses yapıyordu ama durmadı ve kaçmaya devam etti. Az kalmıştı! Bunu başaracaktı! 

Bir anda, bir kuvvetin onun yakasından tuttuğunu hissettiğinde nefesi kesilmişti ve geriye düşmüştü. Acıyla gözlerini kapatıp yavaşça açtığında kızıl saçlı kızın, kocaman ela gözleriyle karşılaşmıştı. Dişlerini gösterecek bir şekilde sırıtıyordu ve gözleri öfkeyle parlıyordu.