Duyduğum seslerin mırıltısı beynimi kemirirken aniden gözlerimi açmamla bir an her yer bembeyaz olsa da kısa sürede her şey renklenince ne olduğunu görmek için yattığım yerde doğruldum.
Hemen yanımda Alex bana sarılmış bir şekilde uyuyordu. Yataktan uzun bir çırpınmanın ardından kalkmayı başardığımda Alex'in sesini duymuştum. Mırıltılı bir şekilde ''Günaydın.'' dediği zaman sessizce ona baktıktan sonra cevap vermeden odanın kapısına gittim ve kapının ardında ki mırıltıların ne olduğunu görmek için adımımı attım.
Gördüğüm manzara ise bir koltukta oturan Lena ile Luke ve etrafında oturmuş olan herkes. Sesimi yüksek tutmaya çalışarak ''Luke ile ilgili olan şeyi bana da kim anlatmak ister?'' diyerek onlara yaklaşmaya başladığım zaman Luke tebessüm ederek ayağa kalktı ve yanıma yaklaşmaya başladı.
Ona belli etmeden kafasına baktığımda hiçbir şeyin olmadığını fark ettiğimde gözlerimi Luke'un gözlerine kenetleyerek bekledim. İlk gördüğüm biraz ürkek olan çocuktan çok daha farklı duruyordu. Omuzları cesaretle dik duruyor, korkusuz gibi gözüküyordu.
Tam karşımda durunca bir süre bana baktıktan sonra ''Selam.'' deyince sinirle ''Sen öldün!'' diye bağırdım. Bana açıklama yapması gerek, selam demesi değil.
Luke sırıtarak ''Biliyorum Kelly. Ben öldüm. Ama ruhum değil.'' dediği zaman anlamadan ona bakıyordum. Ne demek ruhum değil? Bu ne demekti ki?
Judith sakin bir şekilde ''Luke öldüğünde, ruhu gitmeyi reddetti. Bazı ruhlar bunu yapar. Yarım kaldığı veya geride bıraktıkları için. Luke'de Lena'yı bırakmak istemedi. Onu görüp anladığım için sürekli benim yanımdaydı. Lena ile konuşmak için sürekli beni rahatsız etti ve ruhu en son cisimleri belli belirsiz hükmetmeye başlayınca daha fazla onu görmezden gelemedim. Kyle ile Lena'yla konuştuk ve ondan bir tutam saç alıp Luke'un bedenini yeniden oluşturduk. Sonra da ruhunu, bu bedene girebilmesi için yol gösterdim. Ama... küçük bir sorunum var.'' dediği zaman anlamadan ona bakıyordum. Luke ise sırıtıyordu. Benim anlamadığım bir şey dönüyordu.
Luke hızla ''Şey, bedene sonradan geldiğim için aslında bu bedende ben konuğum.'' dediği zaman gözlerimi kısarak Luke'a baktım.
''Ne tür bir konukçu?'' diye sorduğumda Luke hızla ''İstediğim zaman bedenden çıkabiliyorum.'' demesiyle Luke bir anda yere yığılmıştı. Korkuyla yerimden sıçradığım zaman hafifçe ürpermiştim. Luke'un bedeni yeniden ayağa kalkarken Luke bana bakıp ''Bunun gibi.'' demişti.
Bu oldukça rahatsız edici bir şeydi ve kalp atışlarım bunu daha fazla kaldıramazdı. Başımı sessizce salladığımda Luke kollarını açarak bana yaklaştı ve bir anda bana sarıldı. Bir an tuhaf hissetsem de ben de yavaşça ona sarıldım. Luke'un ölmediğini görmek her ne kadar iyi olsa da onun bir hayalet olması beni ürpertiyordu.
Kisha içeri büyük bir gürültüyle girdiğinde herke sona dönmüş anlamayan gözlerle bakıyordu. Kisha neşeyle ''Rubby'nin koluna bir bakmalısınız!'' dediği zaman herkes birbirine bakmış, ardından dışarı çıkmıştı. Ben de dışarı çıktığımda Rubby'nin metal kolunu görebilmiştim. Robotik bir ele sahip olduğu çok belli olsa da Rubby bundan hiç şikayetçi gibi durmuyordu. Aksine gayet memnun gibiydi.
Kolunu havaya kaldırıp bize el salladığında Near hızla ''Aman Tanrım! Çok havalı duruyorsun!'' diye neşeyle Rubby'nin yanına koşmuş, koluna dokunmuştu. Rubby bize bakarak ''Çocuklar size güzel bir haberim daha var. Sizi korumak için yaptığım ilk zırhı yaptım bile. Sadece çalışıp çalışmadığı hakkında ilk teste ihtiyacım var. Kim denemek ister?'' dediği zaman Kisha hızla ''Tucker denesin, lütfen!'' dediğinde Tucker Kisha'ya küçümser bir bakış atarak ''Denerim tabi.'' diyerek Rubby'ye yaklaşmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/120292200-288-k634539.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S. Projesi: İsyan Ateşi
Science FictionK.A.O.S PROJESI'NİN 2.KİTABIDIR. Bilimkurgu'da #7 ♥⭐♥⭐♥⭐♥ Bu ölüm kalım savaşı başladığında herkes korkuyor, ne yapacaklarını bilmiyorladı. Sadece yaşamayı istiyorlardı. Bunu onlara, Tüm taşıyıcılara veren Irus ve kendi grubu onların güvendiği tek...