BÖLÜM 16

383 38 22
                                    

2 Ay Sonra

Bavulumun fermuarını kapatıp derin bir nefes aldım. Beklediğim an sonunda gelmişti. Hayatımı büyük ölçüde değiştirecek bir karar aldım ve iki ayın sonunda o kararı uygulamak için yola çıkıyordum. İki ay.

Her şey sıradan ve olağandı. İki ayım ev,okul ve psikoloğumun ofisi üçlemesiyle geçmişti. Sınavlar her zamanki gibi zor, arkadaşlarım her zamanki gibi eğlenceli,psikoloğum her zamanki gibi yardımseverdi.

Babam düne kadar hâlâ razı değildi ama benim kararlılığımı görünce sessiz kalmakla yetindi. İki hafta. Sadece iki haftam vardı. Sömestr tatili boyunca onu bulmaya çalışacaktım bulamazsam da öldüğünü kabullenip geri dönecektim buraya. Yanımda Savaş ve Barış olacaktı. Annem bu isimleri duyunca her ne kadar yüzünü buruştursa da yanımda beni koruyacak birilerinin olması onu da rahatlatmış olacaktı ki bir şey söylemedi.

"Bizi her şeyden haberdar et."

Bavulumu yataktan alıp yere indirirken Yasemin'e gülümsedim.

"Telefonun da açık olsun ki acil bir dedikodu olduğunda gruptan yazabilelim."

Gözlerimi devirip Doğa'ya umursamaz bir bakış attım. O ise benim aksime kocaman gülümseyip boynuma sarıldığında ben de gülümsedim. Bu kızda şeytan tüyü vardı.

Doğa'nın yerini Yasemin aldığında kulağıma, "size anlatmam gereken şeyler var ama sırası değil. Çabuk gel." Diye fısıldadığında kaşlarımı çatıp ondan ayrıldım. Sorgulayıcı bakışlarımı gözlerine sabitlediğimde omuz silkti. Tekrar sarılıyormuş gibi yapıp kulağına eğildim ve "Koray'la ilgili mi?" Diye fısıldayıp hınzırca gülümseyerek ondan ayrıldım. Bana şaşkın bakışlarla baktığında ona 'benden kaçar mı,' bakışı atıp yanağından makas aldım.

İki ayın monotonluğu benim için geçerliydi ama Yasemin için işler farklılaşmıştı. Özellikle son bir ay içinde Koray'la aralarında bir şeyler dönüyordu ama iyi mi kötü mü bilemiyordum. Tek tahminim Yasemin'in Koray'a platonik oluşuydu.

"Kendine çok dikkat et. Ve kızım... her şeye hazırlıklı ol."

Başımla onaylayıp anneme de sarıldım. Ne demek istediğini anlamıştım ama içimden bir ses ölmediğini söylüyordu çünkü bir parçam benden çok uzakta olan annemi hissediyordu. Çok uzaktaydı ama hissediyordum.

Vedalaşma faslı bittikten sonra bavulumu alıp aşağıya indim. Babam işte olduğu için rahattım. Bir de onun stresini çekemezdim. Zaten onunla herhangi bir vedalaşma yapabileceğimi de sanmıyordum.

Merdivenlerden indiğimde Masal mutfaktan koşarak çıktı ve bacağıma sarıldı. Eğilip onu kucağıma alırken annem de kapıyı açıyordu.

"En çok seni özleyeceğim sevimli canavar."

Kaşlarını çatıp saçımı çektiğinde ağzımdan minik bir inilti kaçtı.

"Ah!"

"Sen canavay."

Kucağımda teprenip kendini aşağı attığında kızlarla beraber kahkaha attım.

"Oh yetişmişim."

Hepimiz sesin sahibine döndük.

"Koray."

"Üzgünüm İstanbul trafiği işte."

Omuz silkip boynuma sarıldığında ona karşılık verip ellerimi beline doladım.

Geçen zaman Koray'la arkadaşlığımızı sağlamlaştırmıştı. En başından beri ne yapsam yanımda olan Koray aynı zamanda bir abi gibiydi. Kimi zamansa eğlenceli bir arkadaş. Onunla yapmayı en sevdiğim şey whatsApp'dan birbirimize komik videolar gönderip yorumlar yapmak. Gerçekten çok iyi geliyordu. Koray iyi bir arkadaştı.

SAVAŞ ve BARIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin