Güç

39 8 44
                                    

Bir gece yarısıydı. Tomy çoktan uyumuştu. Ben ise hala uykusuzdum. Dışarı çıktım. Biraz yürüdüm. Şehir kapkaranlıktı. Bu... Nedense bana huzur veriyordu. Biraz daha yürüdüm. Biraz daha... Biraz daha...

AL İŞTE KAYBOLDUM *K! NAPCAM ŞİMDİ? Tamaamm... Panik yok. Sadece yürü. Ne de olsa sana huzur veriyor. Yürümeye devam ettim. Geri dönmeliydim. Ama neden yürümeye devam ettiğimi bilmiyordum. Biraz ileride bir karaltı gördüm. Yaklaştım. Bu garip şekilli karanlık bir cisim yada sıvı gibi birşeydi. Havada süzülüyordu. Sonra ona dokunmaya çalıştım. Daha değer değmez birden vücuduma girdi. Birden kendimi güçlü hissettim. Tam bir adım daha atacaktım ki arkamdan tanıdık bir ses duydum.

Connor: Bir an seni uyurgezer sanmıştım tatlım. Seni eve bırakmamı ister misin?

Ben: Senin burada ne işin var?!

Connor: Dedim ya. Sen ve ben birbirimize bağlıyız. Sen nereye, ben oraya. Tatlım.

Ben: Git başımdan!

Connor: Hadi ama... Hazır da yalnızken...

Connor bana iyice yaklaştı. Tepki vermedim. Sadece manasız bir şekilde gözlerine bakıyordum.

Ben: Ne kadar apt-?!?

...

Connor'u elime ittim. Birden elim karanlığa büründü ve Connor'u çok uzağa itti. Connor ne kadar şaşırsa da hiç bozuntuya vermedi ve sıçrayarak yere indi.

Connor: Vay vay vay. Yeni şeyler öğrenmişsin. Çekicilikte sınır tanımıyorsun...

Connor'u neden ittiğime gelirsek. Evet... Beni öpmüştü.

Connor: Hehe. İstersen az önceki öpücüğümden faydalanabilirsin. Hatırlatayım. Seni öpmeme izin verirsen sana daha fazlasını anlatacaktım.

Ben:...

Bu fırsatı geri tepemezdim.

Ben: Neyse ne anlat işte.

Connor: Peki güzelim. İstersen seni eğitirim bile?

Ben: Kalsın.

Connor: Pekala. Şimdi, insanların güçlerini aktive etmesini sağlayan ruh taşlarıdır. Ama ruh taşları sadece 4 temel elementin gücünü barındırır. Senin sıradışı elementini aktive edebilmen için saf halde bulunan karanlık cisimini bulman gerekiyordu. Ehu... Başardın da zaten.

Ben: Güç mü?...

Connor: Evet.

Ben: Nasıl kontrol edeceğim ki...

Connor: Merak ediyor musun?

Ben: Bu bir soru değildi. Hoşçakal.

Connor: Nereye gidiyorsun?

Ben: Eve.

Connor: O tarafta değil ki.

Kendimi aptal gibi hissetmiştim.

Connor: *gülme* Gel. Ben bırakırım.

Ben:...

Connor yanıma geldi. Beni belimden kavrayıp kucağına aldı.

Ben: NE YAPIYORSUN APTAL?!?!

Connor: Seni eve götürüyorum tabiki.

Sonra birden yukarı sıçradı.

                       ***
Evdeydik. Connor beni selamlayıp oradan kayboldu. (Yine). Tomy ise ciddi bir biçimde bana bakıyordu.

Tomy: Onunla ne işin vardı?!

Ben: Sana mı soracağım?

Tomy:... Bu çok tehlikeli ama!

Ben: Sen benim için endişeleniyor musun?

Tomy: N-ne?! Hayır! Banane canım senden!

Omuz silktim ve oradan uzaklaştım. Uyumaya devam etmek istiyordum.

Bir Uyumsuzun HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin