Kısa kescem konuşmamı. Beni tanırsınız artık. Ay şuan sunmi gashina dinliyorum. Tavsiye ederim.
Neyse başlıyorum. Ay dur nerde kaldım hatırlamıyorum. Bekleyin...
Tmm geldim. En son kötü yerde kesmiştim. Ha bu arada hala anlamadıysanız ben Sho canlarım (a.k.a. kitabı mahveden yazar.)
Jimin
"Oppa s-su."
Yanımdaki şu şişesini ona uzattım.
Şu şişesini alıp kapağını titreyen eliyle açtı ve kafasına dikti.
Suyu bitirmişti.
"A-ama... Susmadım mı?"
Biraz kafasını öne eyip düşündü.
Sonra hatırlamış gibi gözleri korkuyla büyüdü.
"O-oppa? Ben insanım değil mi?"
"Evet."
"O zaman..."
Bu sefer Taehyung'a bakıyordu.
"Durumum kötüleşecek mi?"
Taehyung yavaşça kafasını salladı.
"Evet..."
Sonra ayağa kalkıp Chaeyoung'u geri yatırdı.
"... Ama önemli olan o değil. Yatıp dinlenmen lazım."
Dedi ve yorganı üstüne geri örttü ve beni dışarı çıkardı.
"Nereye gidiyoruz? Chaeyoung'a çu
çıkma teklifi mi edeceksin?"Dediğimde bana göz devirdi.
Evin önünde durduğumuzda bana sinirli bir şekilde baktı.
"Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun?! Kardeşin acı çekiyor!"
Yamuk bir şekilde gülümsedim.
"Çünkü ben acı çekmiyorum."
"Senin yüzünden bir kişi daha acı çekiyor biliyor musun? O seni çok sevdiği için ve seni unutamadığı için acı çekiyor. Seni uyarmasına rağmen onun elini tutup ailesine sevgilisi olduğunu söylediğin için acı çekiyor. Ve sana ulaşmak için uğraşıyor ama sen..."
Sesi birden kısıldı. Ve değişti.
"Sen ne yapıyorsun Oppa?"
Oppayı sanki Hee soo demişti.
"Ben sana ulaşmak için uğraşırken sen ne yapıyorsun? Bugün bir sevgilim oldu. Ve ne biliyor musun, bana senden daha çok değer veriyor Jimin. Artık sana o Oppa kelimesini yakıştıramıyorum. Ben bundan sonra sana değil beni gerçekten seven biri olan Yoongi Oppama oppa diyeceğim. Umarım güzel bir hayatın olur."
Yoongi?
Taehyung'un sesi normale dönmüştü.
"Yerinde olsam gidip beni seven birini kaybetmemek için uğraşırdım. Kendi yerini o Yoongi denen herife mi kaptıracaksın?"
"Terbiyeni takın."
Diyerek son gücümle koşmaya başladım.
Gideceğim yer Hee Soo'nun yanı olacaktı.
Yani umarım...
Taehyung
Jimin Hyunga gaz verip yolladıktan sonra Hee Soo ile dertleşmeye başladım.
O kanımı içtikten sonra bağlanmıştık.
Şizofren gibi onu görüyordum. Onun da beni gördüğüne adım gibi eminim.
Ağacın yanında dikilen Hee Soo 'ya bakıp konuşmaya başladım.
"Şuan ne yapıyorsun? Gerçek hayatta."
"Hmm... En son Suga Oppayı yolladım. Ayı gibi koltuğumda yayılıyordu."
"Suga Oppa?"
"Yoongi Oppanın takma adı. İkisini de kullanıyorum."
Dedi ve Güldü.
"Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim."
Dedi. Gülümsedim.
"Asıl ben sana hayatımı güzelleştirdiğin için teşekkür ederim."
"O zaman ödeştik."
İkimiz de gülmeye başladık.
Evet herkese merhaba bölümü ben devir alıyorum. Öncelikle size şunu söyleyeyim. Bu haftasonuna kadar bölüm Yok.Çünkü yazılı haftamız. Pöpi yazarınız ve pöpi yazarınızın pd'si..
Kim woo bin.
"Pardon ajussi acaba ben neredeyim ?" Aniden düşmekte olan kafamı kaldırdım. Uyanmıştı. Uyanmıştı akıllı insan sana az önce ajussi dedi. İç sesim haklı. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. "Sen beni hatırlamıyor musun?" Olumsuz anlamda kafa salladı. "Ajussi acaba siz beni kaçırdınız mı ?" Gözümden bir kaç damla yaş düştü. Beni unutmuş olamaz dimi bu arada bana niye ajussi diyor ben o kadar yaşlımıyım ? Yok canım Estağfirullah. Sadece 785 yaşındasın. Dimi iç ses ben daha gençliğimin baharındayım. Ayyy sus ben kızı unuttum. "Bir en son hatırladığı şey ne ikinciside ben kaç yaşında gösteriyorum ?" Cevap vermeye başladı. "Bir en son hatırladığım şey kapıdan çıkmam ve bir hayvandı galiba çünkü kaburgam kırıldı sandım hayvana çarptım. İkide sen aslında benimle aynı yaşta gözüküyorsun ve çokta yakışıklısın yani yanlış anlama bende sana ne diyemeyeceğimi bilemediğim için ajussi dedim." Yani benle tanıştıktan sonrası Yok peki ya neden ha. "Öncelikle sana bir iyi bir kötü haberim var. Önce hangisini duymak istersin canım." Canım kelimesine aldanmayacak devam etti. "Kötü haber." Güldüm. "Kötü haber o bendim yani hayvan dediğin şey. İyi haber bu yakışıklı senin oppan." Ağzı o şeklini aldı.
Aklını okudum. Şimdi o hayvan olduğuna emin olduğum şey benim sevgilimmiymiş. Ve bu çocuk yakıyor. Andan yararlanarak konuşmaya devam ettim. "Ben vampirim ve ben ölmek üzereydim sonra sen benim vampir olduğumu öğrendin ve bana kanını verdin çünkü beni seviyorsun ve bende seni seviyorum. Bu yüzden kanını verdin sonra bayıldın ben sana cheyoung un kanını verdim ve sen böyle oldun beni hatırlamıyorsun." Ağlamaya başladı. "Yah kim woo bin sen ne yaptın." Bu adımı unutmamış. "Ben hafızamı felan kaybetmedim seni denedim acaba ne yapacak diye ayrıca vampirlerin akıl okuduğunu herkes bilir. Ayrıca buraya gel bakıyım. Cheyoung uma ne yaptın sen." Beni kovalamaya başladı. Hem gülüyor Hendek kaçıyorum. Yaşaşın unutmamış beni. Ama yakalarsa 786. Yaşıma giremeyeceğim.
Bu kadar lütfen açıklamayı okuyunuz.☝️☝️☝️☝️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Arasında
FanfictionPatronun telefonundaki feneri açtım ve bu gizemli sıvının ne olduğuna baktım. Bu sıvı kırmızı bir şeydi... Acaba... Kan!?!?! Ji soo." Bana döndü. "Adım ji soo." Güldü. "Sorduk mu?" Ay trollendim. "Peki senin adın ne bak ben soruyorum. " ofladı "Kim...