MAFYA LEYDİSİ

Mafia Leydisi *20*

"Göz koymak değil bu, Allah'ın verdiği nimetlerden faydalanmak..." Dedi sonra aynı adam.

"Benim nimetim neden yok oluyor o zaman ?" dedi kadın da. Haklı ama.

"Güvenliği artırsaydın o zaman, yedirmeseydin malını."

"Pekala bundan sonra siz de iyi sahiplenin o zaman.."

"Bu bir tehdit mi ?" Diye araya girdi Yaşlı Kaplan. Bir dur girme araya bir şey dinliyoruz şurada.

"Ne anlaşılırsa artık..." Dedi kadın masumca.

"Bu kabul edilemez. Kimse kimsenin malını sahiplenemez, herkes ekmek yiyor bu işten." Dedi Kaplan.

"Ben alenen söylüyorum. Herkes hak ettiğini bulacak." Dediği zaman bir sessizlik kapladı her yanı. Kuzuların sessizliği demek isterdim ama daha çok kurtların sessizliğiydi bu.

"Bunları bırakıp bu ayki ve de yıllık teslimatları konuşalım."

"Heh. Benim zararımı kim karşılayacak ?" Dedi kadın. O da bir yerde ekmeğinde yani.

Bir adam sinirle ortaya çıkıp bağırdı.

"En başından söyledim şu salak kadınları almayın şuraya diye. Bir konuşmayı bile yapamıyoruz."

"Zarar sizin olmayınca konuşması da kolay oluyor değil mi ?" Dedim.

Adam bana buz gibi bir bakış attı.

"Size taraf tutmak yok demiştim." Dedi Yaşlı Kaplan.

Yooo bana kimse böyle bir şey demedi.

"Lafını geri al önce Selim. Kadına saygısızlık ediyorsun." Dedi sonra da.

Adam ağzının içinde bir şeyler geveledikten sonra konuşmaya devam ettik.

Sonra herkes bu yıl ülkeye giren şekerlerin tonlarını ve dağıtım illerini sıraladı. Sıra teslimat tarihine geldi.

Kimse söyleme yanlısı değildi.

Tabi olmaz kim kimi cukcuklasam diye bakıyor.

Deminki malı çalınan kadın öne atıldı.

"Önce Halim söylesin." dedi büyük bir serinkanlılıkla. Halim düşündü taşındı, ayh hiç halim yok deyip vazgeçmedi. Ehehehe Halim-halim nasıl espri ama. 

Tutmayın beni ağlayacağım.

"9. limandan Aralık 13 ilk teslimat." Dedi sonra, yemedik goçoğlan yemedik.

"İmkansız !" dedi bunun üzerine bir insan tanesi. "O gün benim teslimatım var orada."

Halim olum halin duman şimdi.

"Ehehe 13 Aralık mı dedim ? Ocak olacaktı o ay yanılsaması işte."

Yemedik demiş miydim ? Bir daha söylüyorum.

Ve şu ana kadar ses çıkarmayan bir adam silahını alıp masanın üzerine koyunca ortamdaki gerilim elle tutulur, ayakta dövülür, içten sövülür oldu.

"O günü de tutturamadın Halim. O gün de ben varım orada."

Buyurun cenaze törenine.

Yaşlı kaplan gayet sakin bir şekilde not alıyordu bir deftere, kaplan değil olsa olsa çakal olurdu bundan. Kavgada kan gövdeyi götürecekti bu öğrendiğini yazıyordu. Tuvalet peçetesi be, at gübresi.

"Bak yine aynı şeyi yapıyor." dedi bir amca. amca etme eyleme nur yüzlü adamsın geçimini taştan çıkarırsın ne işin var bizim aramızda.
Gerçi benim de ne bokum işim var orası meçhul de. Neyse benim mevzu derin Fatih Terim.

"Halim söyle." dedi Yaşlı Çakal. aaa pardn kpln.

"Söyleyeyim de baskın yiyeyim değil mi ? Şu kadın var ya daha ilk işimde ezer beni." dedi malının artık kim tarafından çalındığını anladığımız kadına Halim amcua.

Kadın gözündeki parlayan sanki yeni doğmuş bir yıldız misali bakıyordu şimdi. İntikam vakti kımız içelim at binelim kılıç kuşanalım hanımağalar.

Eheheheheheh ben daha teslimat neyim bilmiyorum. Sıra bana gelince napıcam sanıyorsunuz ? Elbette söylemeyeceğim. Bir leydi asla bir konuda bilgisizmiş gibi görünemez. Bilmese bile. Türk bir leydi olarak bu yapımıza ters bir kere.

"Evet sizi dinliyorum Ekim hanım." dedi Yaşlı kpln.

"Halim bey söylemeden bana söylemek düşmez. Burada o kadar büyüğüm var öyle değil mi  ?" dedim sakinlikle. Dışı tenha insanın, ben içime işiyorum şuan.

Sinirle ayaklandı ve belindeki tabancasını çıkardı Halim bey amca ve ben ufak çaplı bir göz krizi geçirdim. kurusıkı mı o. Oomen tonreğm.

"Söyle lan işte ne diye uğraştırıyorsunuz beni."

halimamca.

bababa.

agugu.

"İndir bakalım o silahı halim bey, indir ki buradan bir hain leşi çıkmasın." dedi Orçun.

(Hayat sevince güzel sevince tatlı günler, ağacı kuşu insanı sen sevmeyi bil yeter.)

Ne var size de yeşil çam repliği gibi gelmedi mi ? Hiç mi gelmedi ? Eheheheheh nababilirim.

Korkudan çocuğun adını söktüm iyi mi ? Bence değil. Keşke sadece öğrenseydum şimdi bir de söküğe terzi arayacaktık.

Normalden fazla mı saçmalıyorum, evet.

TANRI AŞKINA YÜZÜME YÜZÜME SİLAH ÇEKTİLER NABABİLİRİM ŞUAN NE NE ?

Halim itiraz edecek gibi oldu ama sonradan sinirle elini indirdi.

Tşkkrler Halim dayı ama yine de geber.

Orçun yüzünde sabit bir gülümseme ile önce dayıya sonra bana baktı.

Öyle deli gibi bakma içim gidiyeea. Harcadılar seni be canım Bayhan Gürhan. Seviliyorsun.

"Tvslimeat trihm onvri mayhziran..."

"Af buyur ?" Dedi elinde kağıt kalem ile tetikte bekleyen harika nişancı kadın. Heyt be ana var şey doğurur, şey işte... Benim gibi leydiler.

Adam kendi kendine mırıldanırken ben hala mayhziran ayının onviri nasıl geçer diye düşünüyordum. Dur la öyle bir ay mı var ? Kafamda deli sorular var...

"11 Haziran'da olacak." Dedi sonunda. "Koruma talep ediyorum."

"Olumsuz." Dedi Yaşlı Çakal.

"Neden ?" Dedi pis'adam.

"Adalet bizde sadece bir sarayın ismi değil çünkü."

Wowowo dayıya bak hele. Naptın moruk mora döndü adam.

Kadın yüzündeki tehlikeli gülüşten ödün vermeden gülümsemeye devam etti. Ben de aklımda takılı kalan beatin sözlerini bulmaya çalışıyordum. Bu tabiki normal bir durumdu benim için, yoğun stres altındaydım çünkü.

O esnada çalan telefon ile ortam sessizleşti. Kim bu durumda telefonunu açık bırakı... Ehehe benmişim.

Herkes merakla bana bakarken ben hızla meşgule aldım telefonu, Allah'ın Arkan'ı bir gün yüzü göster be bir kere.

"Evet Ekim hanım, tarihi alalım."

"Ehem ehem..." Sakın anormal bir şey yapma sakın tuhaf bir şey yapma sakin ol sen bir leydisin.

"Ben bir küçük su dökmeye gideyim." Deyip ayaklandım, kimse ne der dinlemeden kapıya koştum, koştum diyorum çünkü kaçmışım gibi oldu ama bir leydinin asla kaçmayacağını anlamanız gerekirdi. Hızlı adımladım hepsi bu. Neyseki rezil olmadım ya o da iyiydi.

Kapıyı kapatıp hızla çıkışa doğru yönelirken birden arkamdaki kapı açıldı ve bir el silah sesi duyuldu. Olduğum yerde kalakalırken tek düşüncem aklımdan bir dizi şeridi gibi geçen ailemdi.

Umarım beni çok özlemezlerdi. Canım canım.