40 ♛ ZÜMRÜT, SAFİR VE YAKUT*

1.1K 126 186
                                    

Bölümün neden geç geldiğini bölümün uzunluğu açıklayacak bence :)

Yorumlarınızı çok merak ediyorum. Oy vermeyi de unutmayın.

 Oy vermeyi de unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

40. Bölüm

ZÜMRÜT, SAFİR VE YAKUT

Gökyüzü, sanki gelecekteki hükümdarının aynı zamanda geceye sahip olduğunu hatırlatır gibi siyahla maviydi. Gökteki bulutlar kaybolmuştu ve yıldızlar parıldıyordu.

Eli bazen kılıcının, Karanlığın Şafağı'nın, kabzasına giden adam Gölge Diyar'da hayatının yarısından fazlasını geçirmişti ve buradaki anılarının onu bırakmaya niyeti yoktu. Bazısını unuttuğunu sandığı, bazısını aklından hiç çıkaramadığı hatıralarında kaybolmuştu. Tüm bunların yanında kuzeyin onu o doğmadan önce seçtiğinden haberi yoktu.

Kuzeyin bir diğer seçimi kırmızı pelerini atının hızından arkasına doğru savrulan siyah saçlı kadındı. Koyu renkli siluetleri görülen dağlarla büyük şehri izledikten sonra başını göğe doğru kaldırdı ve yıldızlara baktı. Takımyıldızlarının ve yıldızların çoğunun adlarını biliyordu, bazıları hemen aklından geçivermişti. Tüm ülkelerce tanınan Ejderha Takımyıldızı, Kraliçe'nin Tacı, Kara Büyücü, Hükümdar, Anka, Deniz Ejderi, Hüma, Akrep, Yılan, ismini güneyin aşk tanrıçasından alan Almoura'nın Zarafeti, kuzeyin kaybettiği şehri simgeleyen Dharassus'un Yıkımı. Ve kuzeyin kıymetlisi Geceyarısı Yıldızı. Kuzeyde sadece bazı vakitlerde ortaya çıkan Akşam Yıldızı, Şafak Yıldızı ve Sabah Yıldızı'nın da adlarını hatırladı.

Ve bir başkası, kuzeyin bir başka hükümdarı, koyu taşlarla örülen ve büyüyle korunan evindeydi. Garnet Sarayı'nda onları beklerken neyle karşılaşacağı hakkında tahmin yürütüyor, liderleriyle tartışıyordu. Yakutlarla bezeli altın tacı kızıl saçlarını süslüyordu, kuzeyin uğuru obsidiyenden yapılan kılıcını onlar geldiğinde kullanıp kullanmayacağını merak ediyordu. Kılıcının soğuk metali daha önce bir hükümdarın kırmızı kanını tatmıştı ve yenisini istercesine keskindi.

Saatler sonra, Garnet Sarayı'nın çanları çaldı, hükümdarların geldiğinden saraya ve şehre böyle haber verildi. Sarayın hakimi taht odasına geçti ve beklemeye başladı.

Kara Kraliçe ise gruplarının şehirde kalmasını isteyerek yanında Gölge Kral'la birlikte saraya girdi.

Garnet Sarayı, anlatıldığından daha kasvetliydi. Oniks Saray'ın koyu ve parlak lacivert, mor, yeşil ve kırmızısının aksine solgun gri ve kırmızılar buraya hakimdi. Taş duvarlarda ve zeminlerde insanlardan ayrı gölgeler vardı.

Zinaida onların yanına bir muhafız bile göndermemişti. Onları umursamadığını gösteriyor gibiydi, oysa Dymentsia koridorlardan geçerken tüm gözlerin üzerilerinde olduğunu hem görüyor, hem hissediyordu. İnsanların düşüncelerine elini uzatsa dokunacaktı sanki, hiçbiri Zerath'ın buraya ait olduğunu bilmiyor olmalıydı. Sadece bir adam onları gördüğü anda koridorda kimsenin olup olmadığına bakıp başıyla Zerath'a selam vermişti.

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin