25 ♛ OKYANUS VE NİLÜFER

893 128 52
                                    

Merhaba! Nasılsınız?

İlk kısmın bitmesine sadece 2 bölüm kaldı. Birazcık spoi vereyim dedim, merakınız çoğalsın :D
-sonraki bölümde Ak Kraliçe ve Kızıl Kraliçe'nin ilk buluşmasını göreceğiz. 

-ondan sonrakinde ise Kara Kraliçe var.

-sonraki kısımda Kara Kraliçe hakkında bilmediğiniz birkaç şeyi öğreneceksiniz. Ayrıca ilk kısmın sakinliği yerine, her bölgede olan savaşlar, isyanlar, entrikalar ve daha nicesi sizi bekliyor olacak. Elbet, ilk iki kitapta yaptığım gibi birden değil, daha yavaşça ilerleyeceğim. Karanlığın Şafağı'nda ilk iki kitapta bildiğiniz karakterlerin ve ülkelerin dışında yeni yerler ve kişiler eklendi, bu yüzden ilk kısmı onları tanıtmak için ayırdım. Sadece kuzeyden bahsetmiyorum, güneydeki Güneş Dağları'nı ve Batı Denizi'nin ortası da yeni yerler tabii. Sizce nasıl? Bence daha açıklayıcı oldu.

 Sizce nasıl? Bence daha açıklayıcı oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25. Bölüm

OKYANUS VE NİLÜFER

Batı Denizi

Batı Denizi, bilinenin ötesine uzanıyordu. Tahmin ettiğinden çok daha büyüktü.

Bir zamanlar, soyundan geldiği insanların tüm Batı Denizi'ne hakim olduğuna inanamıyordu. Ondan da önce, bir zamanlar, Kuzey Denizi ve Güney Denizi dahil bilinen tüm denizlere hakimdi güçleri. Elbet, nehirler de buna dahildi. Bir tek, şu anda bile onlardan fazlasıyla uzak olan Doğu Denizi'ne hakim değillerdi. Doğu Denizi adını ise Mercan Saray'da kullanmazlardı. Diyar'ın da hakim olmadığı yerdi orası, belki de bu yüzden sadece Büyük Göl derlerdi.

Elhiras Hanedanı, kendi isminin hakim olmadığı yerleri sevmezdi.

Batı Denizi'nin merkezinde yer alan, ablası Faelenis'in ülkesinden fazlasıyla uzak olan bölgede, küçük bir alan Nereus insanlarına aitti. Nereuslular küçük bir topluluktu, bağımsız halkın bazı şehirlerini ve birliklerinin sınırlarını korumakla görevliydiler. Bağımsız halkın insanları bu topluluktan çekinirdi. Bu yüzden, kendi insanları bile Nereus Prensesi Orianna'nın getirdiği kıza bir şey diyememişlerdi. Bu kız, farklıydı.

Soluk ve açık renkli saçları, tenleri ve kuyrukları olan bağımsız insanların aksine, parlak altın renkli saçları ve kuyruğu vardı. Bir süre karada olmak zorunda kaldığı için ten rengi artık onlar kadar beyaza yakın değildi.

Nereus insanlarının ona hitap biçimi de farklıydı.

Raelas Elhiras Evareles Aiolis.

Diyar Denizi'nin Prensesi Aiolis.

İnsanlar ona şüpheyle yaklaşıyorlardı, yine de hükümdarlarının emriyle ona kötü davranmıyorlardı.

Prenses Orianna, Nereusların lideriydi. Prenses ismi, babasının adalara yakın büyük bir krallığın hükümdarı oluşundan kaynaklanıyordu. Annesi de bir zamanlar Nereusların lideriydi. En azından Aiolis'e anlatılanlar bunlardı. Orianna, Aiolis'e iyi davranıyordu. Belki gereğinden de fazla. Aiolis'i endişelendiren bir şeydi bu. Ancak Orianna'nın yönetimine ve zekasına daha en baştan hayran olmuştu.

Orianna asıl yerleşkelerini Aiolis'e göstermemişti. Ancak sahip olduğu birliklerin bir kısmını ona tanıtmıştı. 

Aiolis'e hiçbiri güvenmiyordu, onu güvenmeleri ve tanımaları için zaman gerekiyordu.

Bir muhafız Aiolis'e haber verdiğinde Aiolis hızla yüzerek birliğin başında olan Orianna'nın yanına gitti.

"Yüzeye çıkacağız." dedi Orianna. Yüz ifadesi hoşnutsuzdu. Aiolis, kardeşlerinden bir haber geldiğini sandı. Orianna, yeşil denizin sularında yukarı doğru ilerlerken onu takip etti. Başını sudan çıkardığında beyaza yakın sarı saçlarının gün ışığında rengi değişti. Yeşile çalan açık bir sarıya döndü. Asıl dikkat çeken saçları değildi. Açık yeşil dövmeleri tıpkı Aiolis'in gibi omuzlarından bileklerine dek uzanıyordu.

Aiolis bakışlarını uzun zamandır görmediği mavi gökyüzünden ayırıp Orianna'ya yöneltti. "Kardeşlerimden haber mi geldi?" diye sordu.

"Evet ancak seni yüzeye çıkarma sebebim yalnız bu değil." dedi Orianna. "Kraliçe Faelenis seni soruyor fakat merak etme, birliğime güveniyorum. Kimse senin burada olduğunu söylemeyecek. Kardeşlerini Sendaras'ın Gücü adlı şehre göndermiş, yaşıyor olduklarını biliyoruz."

"Peki sen ne istiyorsun?" diye sordu Altın Prenses, duyduğu haberler hakkında hiçbir şey hissetmemiş gibi ifadesizdi yüzü.

"Yardımını istiyorum. Deniz Ejderi'nin gücüne sahipsin, bu güç sana göz renginden daha başka şeyler vermiş olmalı. Nereuslar olarak bizim görevimiz bağımsız halkın savaşlarını önlemek. Bu savaşlar tüm denizleri etkiler. Bu kez sorunumuz güneyde. Argos adlı bağımsız halk, Myros'a savaş ilan etmiş. Argos'un lideri olan adam sınırlarını genişletmek istiyor. Kendine kral dediğini bile duydum. Bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor."

Aiolis, saraydaki eğitimi süresince birçok bağımsız halkın ismini duymuştu. "Argoslar ve Myroslar, güney kıyısına yakın değiller mi? Sizin sınırlarınızın uzağındalar, ablamın sularına daha yakınlar hatta."

"Argos senin ülkeni de tehdit ediyor."

"Faelenis başının çaresine bakacaktır." dedi Aiolis gözlerini kısarak. Ablasına güvendiği nadir konulardan biri onun ülkesine olan bağlılığıydı.  

Orianna başını salladı. "Argos ve Myros şehirlerinin üzerinde soğuk akıntılarda yaşayanlar var. Onlardan birinin lideri Iliria."

Aiolis bu kez duygularını gizleyemedi. "Ablamı onun öldürdüğünü söylüyorlar." dedi hızla. Ayrıca onu Salirhenia'nın yanına götüren lider de Iliria'ydı.

"Birkaç hafta içinde bizimle konuşmaya geleceğini söyledi."

"Ben-"

Orianna onun devam etmesine izin vermedi. "Sana güvenmemizi istiyorsan onunla konuşurken yanımda olacaksın. Bağımsız halk herkesi kabul eder. Seni kabul ettik ve birçok suçluyu da kabul ediyoruz. Iliria onlardan biri değil elbet. Yine de sınırları korumamız için onunla konuşmamız gerekiyor. Eğer onu öldürmeye çalışmazsan seni Nereus şehrine götürürüm. Argoslularla bir savaş olursa birliklerime katılabilirsin. Iliria'ya zarar vermezsen bizden biri olursun."

Aiolis konuşmamak için dilini ısırdı. Göz rengi parlak bir yeşile döndü. Orianna ondan bir yanıt beklemeden suya daldı.

Aiolis'in birkaç damla gözyaşı Batı Denizi'nin sularına karıştı. Çevresine baktı. En ufak bir kara parçası görünmüyordu. Her tarafı suyla çevriliydi. Bilmediği sularda yüzüyordu. Bilmediği insanların yanındaydı.

Ve eğer yaşamak istiyorsa duygularına hakim olmak zorundaydı. Yeniden suya daldı ve Nereuslulara katıldı.

14.09.2017, 18.33

9.588, 1.297, 1.9

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin