12 ♛ SİREN VE ONİKS

1K 136 20
                                    

Not: Bu bölümde geçen karakterler daha önce çok az geçtiler ve geçtiklerinde çok geridelerdi. Yani tanımamanız veya hatırlamamanız normal.

12. Bölüm

SİREN VE ONİKS

Kara Ülke, Siren Adaları Civarı

"Kara Kraliçe'ye haber verdin mi?" diye sordu karanlık ordunun komutanlarından biri olan Xanthos. Aydınlık Diyar'dan geldiği ilk günlerde böyle bir sorunla karşılaşmayı beklemiyordu gölge savaşçı.

"Prens ve Prenses'le görüşene kadar haber vermemeye karar verdim." diye yanıt verdi Artemisia. Xanthos gibi o da komutanlardan biriydi. "Fakat şehrin geçici lideri Rhytion'a Gece'nin Yükselişi'nin korumasını arttırmasını yazdığım bir mektup gönderdim. Oniks Saray'ı yöneten Zephyra'ya da sarayda ve başkentte daha dikkatli olmasını ilettim. Büyücü Dyras gerektiğinde hemen Kraliçe'ye haber vermek için Dhrania'nın Kaderi'nde bekliyor.

Xanthos başını salladı ve kayalara vuran gri dalgalara baktı. "Kara Kale'de kim var?"

"Yüksek liderlerimden birkaçı kaleyi yönetiyor. Ve bir komutan olarak bunu bilmeye hakkın var, Kraliçe gerektiğinde hepimizin Kara Kale'ye çekilmesini söyledi. Oniks Saray'ın, Zümrüt ve diğer şehirlerin surları yeterince güçlü değil. Kara Kale'nin savunulması daha kolay."

"Kraliçe'nin Gölge Kraliçe'nin ordusunun Yıldız Dağları'ndan geçeceğine izin vereceğini sanmıyorum." Xanthos onu Artemisia'dan daha iyi tanıyordu. "Rhodios'un Yıldızı'na ve tünellere de her ihtimale karşı bazı birliklerini bırakmış olmalı. Yaratıkları, devleri ve cüceleri de burada bıraktı. Ülkeyi her türlü koruyabiliriz."

"Gölge Kraliçe'yi tanıyorsun. Güçlü olduğunu biliyorsun. Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun, Xanthos? Ya Kara Kraliçe yetişemezse? Biliyorsun, dağların diğer bölgelerinden geçmek çok zor."

"Kara Kraliçe'yi de tanıyorum." dedi Xanthos gülümseyerek. Kuzey Denizi'ne yeniden baktı. "Nerede kaldılar?"

"Geleceklerdir." dedi Artemisia tıpkı onun gibi denize bakarak. Hava kötüleşecek gibi görünüyordu. Gökyüzünü kaplayan gri bulutların renkleri daha da koyulaşıyordu. Kuzey Denizi'nde görülen kayalıkların üzerindeki yaratıklar da Artemisia'yı endişelendiriyordu. Her ne kadar aynı tarafta olsalar da Kara Ejderha'nın Gücü'ne sahip bu yaratıklar etraflarına korku ve karanlık salıyorlardı adeta.

Ve ortaya çıktılar. İki siren, muhafızlarını biraz daha geride bırakarak Siren Adaları'nın ucundaki karaya geldiler. Artemisia ve Xanthos da kayalıklarda biraz daha ilerlediler. Sirenler başlarını sudan çıkardı. İkisinin de siyah saçları ve mavi gözleri vardı. Prenses Laerienne'in başında siyah incilerle örülmüş alnını örten bir taç vardı. Kardeşinden daha çok endişeli görünüyordu. Prens Daeren yerinden kımıldamazken Prenses kayalıklardan birine oturdu.

"Bu kadar önemli olmasa sizi buraya çağırmazdık." diye açıklamaya başladı Prens Daeren hemen.

"Ne oldu?" diye sordu Xanthos, Artemisia gibi o da dizlerinin üzerine çökmüştü. Siyah demirden kılıcının ucu kayalıklara değiyordu.

"Sınır muhafızlarının lideri, kuzenimiz Rhaern kuzeyle bir şeyler olduğunu bize bildirdi. Kuzey Denizi'nin Gölge Diyar tarafında yer alan sirenler hareketlenmeye başlamış. Yüzyıllardır hazırda bekleyen yaratıklar da öyle. Sınırdaki sirenler birkaç gölge ejderinin havada süzüldüğünü görmüşler. Birkaç gölge sireninin de ordularını hazırladıklarını görmüşler." diye açıkladı Prenses.

Artemisia, Xanthos'a baktı. "Kraliçe'ye haber vermeli miyiz?"

"Başka bir şey var mı?" diye sordu Xanthos merakla.

"Rhaern'in haberlerini bekliyoruz." Daeren'in bunu demesiyle yağmur yağmaya başladı. "Oniks'e dönmeliyiz."

Artemisia ve Xanthos, onların suya yeniden dalmasıyla ayağa kalktılar. "Haber göndermeliyiz." dedi Xanthos.

"Dyras veya ulaklardan biri-"

"Buna gerek yok. Ayrıca Gölge Kraliçe'nin hiçbir şekilde haberi olmaması gerekli. Kara Kraliçe'ye bunu kendimiz söylemeliyiz."

"Nasıl?" Artemisia yürümeye başlamıştı. Xanthos da onu izledi. Birkaç saniye sonra konuştu.

"Ben giderim. Gece Diyarı'nı tanıyorum. Kara Kraliçe'yle görüşebilirim. Her ihtimali düşünmesi gerekli. Sınırdaki hareketlilikten haberi olmalı."

Artemisia siyah pelerininin başlığını tıpkı Xanthos gibi başına geçirdi. Yağmur giderek hızlanırken çizmeleri ıslanan kayalarda kayıyordu. "Ne zaman?" diye sordu.

"Birkaç gün içinde yola çıkarım. Bir sorunla karşılaşmazsam Safir'e varmam bir haftayı almaz."

Artemisia başını salladı. "Birkaç muhafızı sana eşlik etmesi için ayarlayabilirim."

"Buna gerek yok. Tek başıma daha hızlı giderim." dedi Xanthos.


29.07.2017, 22.04

4.310, 604, 831

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin