Güç, her zaman hak edenin eline geçer.⚛️ÇARESİZLİK
“Ezra! Işınlanma cihazı, gitmiş.”
Berk'in sarf ettiği kelimeler, genç adamı daha çok paniğe sokmuştu. Sırtını duvara yasladı ve derince soluklandı. Annesi saatlerdir kayıptı, bunun yanı sıra avcılar akın akın ormana gidiyordu. Teçhizatlı bir şekilde hemde. Şimdi de ışınlanma cihazı kayıptı. Artık aklına ilk gelmesi gereken o ihtimaller,bir bir diziliyordu. Sırtını yasladığı duvara bir yumruk geçirdi,bir tane daha ve bir tane daha. Eli kanayıp, duvar göçene kadar durmadı. Berk hızlıca yanına gitti ve kolundan tutup çekti onu,
“Biraz sakin ol,böyle--”
Berk'in sözleri, doğruca sınırdan yükselen çan sesi ile kesildi. Ses ile birlikte Hande ve Mine garaja,onların yanına gitmişti. İkinci çan sesi ile saydı Ezra,
“İki..”
Mine, Berk'e soran bakışlar attı. Omuz silkip cevaplandıran genç adamda sayıyordu onunla. Gelen yüksek tonlu sesle birbirlerine baktılar,
“Üç..”
Hande anlamını geçte olsa fark edip, Mine'yi kolundan kavradığı gibi Berk'in yanına geçtiler. Ve tüm ormanı sessizliğe boğan son bir gürültü ile derince düşündü Ezra,
“Ve dört.”
Mine saçında ki bandanayı çözdü ve Ezra'nın elini alıp sarmaya başladı. Ama bir yandan da meraktan kavruluyordu. Neler oluyordu?
“Bu da ne demek oluyor?”
Ezra, bakışlarını kardeşine çıkardı ve serin kanlılıkla cevaplandırdı onu. O sırada genç kız, sarma işlemini bitirmiş sıkı düğümler atıyordu ama kurulan cümleler ile duraksamıştı,
“Şu demek oluyor. Eğer sınırdan gelen dört çan sesi varsa, bir yerlerde de ceset var demektir.”
Ezra sözünü bitirdiği anda, garajın merdivenlerini indi ve arkasında ki Berk'le sınıra yürümeye başladılar.Hande ve Mine bir süre tereddüt etse de onlarda yürümeye başladı. Kısaca bir süre içinde, çoktan avcılarının borularının sesi dolmuştu etrafa. Mine endişeyle sindi arkadaşına. Hande de belli etmese de, ürkekçe süzdü ağaçları.
⚛️
Kısa süreli bir yürüyüş ardından,sınıra vardıklarında ortamda sis ve sessizlik hakimdi.İki halkın da tamamı sınırda toplanmıştı. Sisin yoğunluğu artmaya devam etse de herkes birbirini görebiliyordu. Ezra bir süre şaşkın ve meraklı doğa üstülere baktı. En az onlar kadar, o da merak ediyordu,
“Farkında mısın?”
Berk kısık sesini Ezra'ya duyurup, dikkatini çekince arkadaşına baktı doğruca. Ezra anlamadığı için ona bakmaya devam etti. Berk büyük bir hayretle avcıları işaret etti,
“Her ne olduysa,onların da haberi yok.”
Ezra avcılara baktı hemen. İlk defa delici bakışlar yerine,soru dolu bakışları vardı. Aralarında ne olduğuna dair fikir yürütüyor gibiydiler. Onlarda etrafı inceleyip duruyordu. Ve o an, sisin içinden büyük bir borazan sesi yükseldi. Sis yüzünden çok belli olmasa da,orman içinden gelen karartılar seçiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABAN
Science Fiction" Yaban'a kaldım, dünya. Senin hep kaldığın gibi yavan kaldım.Ama bu sefer izin vermeyeceğim onlara. Bu sefer yaban edemeyecekler seni. "