7.Bölüm

162 30 51
                                    

Elimde, düşmanla birlikten başka hiçbir şey kalmadı.

⚛️ HER ŞEY ŞİMDİ BAŞLIYOR

Ardında bulunduğu elektronik parmaklıklara ve içinde bulunduğu küf kokulu betonarmeye baktı. Umutsuz bir vakaydı Agnus Sullivan. Tüm emekleri ve alın teriyle geldiği Baş Kuruculuk pozisyonundan, aptalca bir hatayla atılmış hatta infaz kararı çıkmıştı hakkında. Sadece ufak bir pürüz tüm planı mahvetmişti.Şimdi ise kendisinin mahkumlar için, zevkle hazırlattığı o lanet hücrede kendi kendineydi. Adını bilmediği bir şarkı mırıldanıyor ve minik bir plan kurmaya çalışıyordu. Buradan, ne yapsa çıkabilirdi mesela?

Başka hücrelerinde bulunduğu geniş odanın demir kapısının kalın kilit sistemi, tok bir 'klik' sesiyle açıldı. Agnus bir anda bütün dikkatini oraya verdi ve kapıdan girecek kişiyi bekledi. O sırada siyah kaşe kabanının sardığı geniş omuzlu,dik başlı ve donuk bakışlı Bars Aclan girmişti hücreye. İçeride bekleyen gardiyanlara ufak bir el işareti yapıp hepsinin çıkmasını sağladı. Böylece yaşlı adamın infazını zevkle ona açıklayacaktı.

Ama Agnus kurnaz bir adamdı. Her zaman istediğini alırdı. Alaycıl bir gülümseme ile ihtişamlı avcıya baktı. Aclan soyu her zaman güçlü ve görkemli olmuştu zaten,

"İnfazım için yerinde duramıyor olmalısın Kurucu."

Bars minik bir tebessüm etmişti ancak içinde birçok duyguyu barındırmıştı. Kin ve öfke gibi. Ancak duygular yanıltıcı birer oyun parçalarıydı insan oğlu için. Dünya yok olmadan önce de, tekrar var olduktan sonra da,

"İnan bana Agnus, ne zamandan beri foyanın ortaya çıkmasını istiyordum ama kanıtım yoktu. Ama bak şu işe, kızım oldukça mükemmel bir iş çıkardı."

Agnus bu konuda bir şey diyemezdi. Hazal'ın beyninde dönen hiçbir şeyi anlamak mümkün değildi zaten. O kız fazla iyiydi, fazla kusursuz. Ama, Bars onun kadar kusursuz değildi. Kızının aksine kolayca yenileceği zaafları vardı adamın. İşte o an Agnus, yıllarca elinde tuttuğu kozun şimdi kullanılması gerektiğini anladı.

'Madem Hazal bir ders istiyor. O zaman ona güzel bir ders vereyim. Ben onu alt edemem, ancak babası edebilir.'

Zihninde dönen binbir tilkiyle güldü yaşlı adam. Küf kokulu bu odada şimdi sadece onun kısık kahkahası vuruyordu duvarlara. Bars anlamadığı için sadece sorguladı onu,

"Birazdan ölecek birisi için fazla neşelisin Sullivan."

Agnus ağırca iki yana salladı başını ve alttan bir bakış attı ona. Tehlikeli bir bakıştı bu, bir anda gözlerine şeytani bir parıltı serpilmişti. Bars kaşlarının çatılmasına engel olamadı,

"Acılı bir babasın değil mi Bars? Sonuçta, yıllar önce verdiğin büyük kayıbı kimse unutabilmiş değil."

Kulaklarına ilişen sözcükler içini titretti adamın. Bir yerlerde sürekli üstünü kapadığı o yara, sızım sızım sızlıyordu şimdi. Asla unutamadığı o yeşil gözler ve hep sevgisini verdiği o çocuk üşüştü gözlerinin önüne. Oğlu, ilk çocuğu.. Ve duyulan kara haber. O zaman bırakmıştı birçok duyguyu. Babalık gibi. Ancak verebildiği her şeyi vermişti Hazal'a. Yine de, oğlu onun tek büyük burukluğuydu.

Gözleri doldu adamın ve birkaç adım geriledi. Bu herifin dudaklarından dökülen hiçbir kelime girsin istemiyordu kulaklarına. Ama o devam ediyordu. Kurtulmasının tek yolu buydu çünkü,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YABAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin