BİR SERSERİ

2.2K 215 13
                                    

Paralı askerlerin üstünde eğlenceli bir akşamdı . Yarım saat atın peşinden koşmuş ve yakalamışlardı . Atın üzerindeki torbada Gustavın ailesine ait olan eski kitabeler altın ve mücevher bulmuşlardı .
Paralı askerler hep bir ağızdan şarkı söyleyip eğleniyorlardı .

Yoda Karana baktığında yüzündeki sessiz ve düşünceli ifadeyi fark etti . seni anlıyorum Karan bir şeylerin farkına varmak seni korkuttu .
Ama böyle şeyler iyidir insana ne olduğunu anlatır . Ne kadar güçlü veya akıllı olduğunu anlatır .
Eksiklerini görmeni ve bunları onarmanı sağlar . Seni geliştirir unutma seni zorlamayan şey seni güçlendirmez .
Karan ama bu zorlamak veya onun gibi bir şey değil . Karşısında hiç bir şey yapamadan onu göremedim bile bu kadar büyük bir  fark sence yeteri eğitim ve çalışma ile kapatılabilir mi .
Gerçekten sadece şanslıymışın bu güne kadar onun gibi birisi ile karşılaşmamış olmamış olmam bunun bir kanıtı .

Kendi kendimi kandırdım dümya kocaman bir yer ondan çok güçlüleri var ben ise daha birkaç yer görmüş olmama rağmen kendimi güçlü sandım.
Nasılda aldanıp kibirlenmişim.
Yoda işte ben de bundan bahsediyordum . Eksiklerini gör ve kendini tanı dünyayı tanı . Dünya senin sandığından çok daha büyük ve gizemli bir yer .
Şimdi yapman gereken çalışıp kendini geliştirmek böyle işlere devam ettiğin sürece çok daha zorlu düşmanlarla karşılaşacaksın .

Bu arada sana sormak istediğim bir şey var . Kendini ne kadar güçlü görüyorsun mesela Ramondan güçlü müsün . Karan yüz yüze bir dövüşte onu yenemem ama iş strateji ve plana gelirse onu yenebilirim .
Yoda doğru sen yüzyüze döövüşen bir stile sahip değilsin senin tarzın plan kurma . Yeteneklerinde tam bunun için .
Ama asıl mesele senin ne istediğin .

Karan doğrusu bunu pek düşünmemiştim ama ikinci yol daha makul geliyor .
İkili konuşmayı sürdürürken Muston ve adamları neşeli şarkılarına devam ediyorlardı . Muston Yodaya bakıp bu güne kadar ki en kazançlı işlerimizden birisi oldu size ne kadar teşekkür etsek azdır .
Yarın büyük bir ziyafet düzenleyeceğiz umarım beğenirsiniz .

Yoda ne yazıkki biz katılamayacağız erkenden yola çıkmamız gerek . Muston neden bu kadar acele ediyorsunuz ki geç dönseniz sizi öldürecek değiller ya hem görev geçikti dersiniz . Bizi kırmayın .

Yoda biraz durduktan sonra öyle oksun bakalım bir gün daha kalırız hem genç avcı Karanında şuan pek bir yere gidecek hali yok .
Şarkılara kaldığı yerden devam edildi . Dan eden alevler ve neşeli insanlar .
Dışarıda karanlık bir gece ve soğuk bir rüzgar .
Biraz sonra oradakiler maceralarından bahsetmeye başlamışlardı .
Sıra Mustona gelmişti .
Bu gün kış mevsiminin son günüydü değil mi .
Size bu gün oldukça  biraz sevinçli biraz acıklı bir hikaye anlatacağım benim hayatımdan bir hikaye bu bir aşk hikayesi .

Genç ve yakışıklı olduğum zamanlarda gerçi hala öyleyim dedi gülerek . Salondakilerin yüzlerinde ne demezsin derecesine bir ifade vardı .
Sözüne devam edip o zamanlar bileğine güvenen bir sokak serserisiydim .

Rekta krallığının başkentinde küçük bir çete ile hırsızlık yapıp geceleri insanları soyuyorduk . Eğlenceli ve güzel zamanlardı şehri birbirine katıp askerlerden kaçtığımız günler hala dün gibi hatırımda ne güzel günlerdi .

O zamanlar kendimize bize sokak köpekleri derlerdi .
Günlerden bir gün aslında tam olarak bu gün yaklaşık yirmi yıl önce her zamanki gibi gecenin karanlığında sokakta parasını alabaliceğim birini ararken ilerden gelen birini fark ettim üzerinde kalın siyah bir kürk vardı . Hava hafif ciseliyordu .

Önünü kestim ve bıçağımı çektim . Ya paran ya canın . Başındaki kapüşonu çıkardı siyah uzun saçları önüne düşmüştü . Yüzüne baktım kırmızı dudakları beyaz teni sol yanağının üzerinde mücehver gibi duran bir beni vardı burnu küçük ve zarifti ve insanın içini donduracakmış gibi bakan o gözleri iki damla yaş süzüldü gözlerinden ve konuştu dünyalar güzeleri .
Benim param yok ne olursun bırak gideyim .
O anda yüreğime bir ateş düştü.
Bıçağım elimden kayıp düştü ve yerdeki çınlama ile kendime geldim . Güzel kız ağlamaya devam ediyordu . 
Elimi kızaran yanağına dokundurup ağlama sana bir şey yapmayacağım dedi .

Bir anda yere yığıldı . Onu her zaman gittiği yıkık bir eve götürdüm . Uyanmasını bekledim kendine geldiğinde onunla konuştuk zor ve yanlız bir hayatı olmuş . Onunla dertleştik tanıştık ve aşık olduk hayalleri vardı küçük bir köyr yerleşip orada tüm bu para ve hırstan uzakta temiz ve sakin bir hayat yaşacaktık .

Şehirden ayrılma zamanı geldiğinde eski dostlarım bana oldukça kazançlı bir teklif ile geldiler . Şehir bakasına giden altın yüklü konvoya baskın verip çalacak ve eşit bir şekilde bölüşecektik . Ama kabul etmedin lanet olsun ki kabul etmedin paraya önemsemiyordum eskisi kadar sevdiğim kadın ile beraber küçük bir köye yerleştik kızım da tıpkı annesi gibi güzeldi nerdeyse bana hiç çekmemişti bir şey hariç .
Kulağının arkasını gösterdi uzun düz bir çizgi vardı .
İkimizinde sol kulağının arkasında aynı çizgiden bulunurdu .
Gözleri yaşaemaya başlamıştı .
Mutlu ve sakin bir hayatımız vardı . Diğer aşk hikayeleri gibi sorun üzerine sorun çıkmıyordu . Hiçbir derdimiz yoktu . Kimsenin farkında bile değildik . Gerçi iki yetimdik bu yüzden akrabalarımız gibi bir derdimiz yoktu .
Sadece üçümüz vardık günlerimi köyde farklı işlerde çalışıp para kazanarak geçirir yorgun bir şekilde eve dönerdim ama kapıdan içeri girdiğimde beni karşılayan biricik ailemin sıcaklığı tüm yorgunluğumu alıp götürürdü .

Hayat daha ne kadar güzel olabilirki demeye kalmadan kızımın güçleri olduğunu anladık ama çok garip bir gücü vardı . Belki inanmayacaksınız ama farklı yaratıklara veya hayvanlara dönüşebiliyordu .

Bizden ayrılmasını istemediğimiz için onu avcılığa göndermedik . Güçlerini sergilemesini yasakladık .
Bir gün kızımla beraber birkaç eşya satun alırken paramız çıkışmadı satıcı benimle alay edince kızım sinirlendi ve kara bir kaplana dönüşüp adama saldırdı . Onu durdurmaya çalıştım bu sefer de bana doğru atıl artık benim kızım değildi o .
O gün ormada doğru giderken gördüm onu gitmişti aradık aylarca ama bulamadık .

Annesi acısından ve kederinden amansız bir hastalığa tutuldu . Onu tedavi ettirecek param yoktu gözümün önünde ölüyordu ama benim en ufak bir şey yapamıyordum bu nasıl bir duygu bilir misiniz .

Sonunda oda öldü tek başıma kalmıştım bu dünyada mkimsem yoktu . Düşündüm ve bu cezanın nedenini buldum nedeni benim aptallığımdı paraya önem vermiş olsaydım bunlarım hiç biri yaşanmazdı .

Para mutluluk getirmez derler o zaman neden en çok acıyı yoksul olan çeker . Akşam evine bir ekmek götüremeyen babanın bilir misiniz .
(Söyleyen bay M.A.T)

YORUM ATMAYI UNUTMAYIN

CANAVAR AVCISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin