HASTANE - 18

64 18 10
                                    

Gözlerimi kamaştıran ve zorla açmamı engelleyen de neydi böyle? Neredeyim ben ? Yavaş yavaş araladım gözlerimi, kolumu alnıma getirerek ovuşturmak istedim. Ah canım yandı. Kolumda gördüğüm iğnenin sonunu merak ederek kafamı kaldırdığım da devamında hortumlar ve serumu görünce anlamaya başlamıştım. Diğer elimle başımı ovma ihtiyacı hissettim elimi başıma götürdüğüm de sargı vardı. Ne olmuştu böyle ? En son neredeydim ?

" En son selim beyin yanına gitmiştim sonra ne olmuştu, hatırlayamıyorum. Hatırlamaya çalıştıkça başıma daha şiddetli bir ağrı saplandı, buda yüzümü buruşturmama neden oldu.Elimi dudaklarıma götürdüm kupkuru olmuşlar, su evet su dudaklarımın ve benim ihtiyacım olan şey.

Yasladığım başımı tekrar kaldırdım sağıma ve soluma baktım su aradım. Çok susamışım ve ihtiyacım var. Karşı koltukta hissettiğim hareketle hem irkildim hemde gözlerimi daha fazla açarak kim olduğunu anlamaya çalıştım. Çok fazla ışık olması gözlerimi haddiyle fazla yoruyordu. Ama kim olduğunu öğrenmem de gerekiyordu. Bana doğru gelip su uzatan kişiyi görmek için başımı kaldırdım. Kıstığım gözlerimle karşım da selim beyi gördüm. Şaşkınlıktan açılan ağzımı kapatarak elindeki bardağa uzandım. Teşekkür ederek aldığım suyu yavaş yavaş dudaklarımı ıslata ıslata içtim. Bardağı bırakmak için sağ tarafa döndüğümde bardak elimden gidiverdi. Selim almış koymuştu bile komidinin üzerine. Başımı tekrar yasladım. Bu anın rüya olmaması için düşünürken tekrar uykuya dalmışım... "

Önce uğultuları duymaya başladım, sonra harflerin birleşmesiyle olan kelimeler oldu büyüyordu giderek kafam da bu uğultular şimdi de cümle halini almış sıralanıyor..

Ellerimi başıma götürerek sıkmak istedim. Hareketimin yersiz olduğunu sanarken uğultular kesildi. Demek ki başımın içinde fırtınalar kopuyor, baskı uygulayınca duruyor. Yavaş yavaş ellerimi başımdan ayırdım hala yoktu uğultu. Kurtuldum o gürültüden diyerek gözlerimi aralamaya çalıştım.

Kapkaranlık etraf neden ışık yok ki biraz daha araladım gözlerimi odanın ışıkları kapalı sadece ayın loş ışığı vuruyor içeriye. Iste bu çok güzel yorulmuyor artık gözlerim ışıktan. Camın önünde beliren silüetin hareket etmesiyle yerimde sıçradım. Tam çığlık atacakken bir el ağzımı kapattı. Ne oluyor ? Kim böyle kaba davranır ki?
Konuşmaya başladı sesinin olabildiğince sakin çıkmasını sağlayarak..

- Şimdi elimi çekeceğim ve bağırmayacaksın anlaştık mı?

Kafamla aşağı yukarı hareket ederek olumlu anlamda cevap verdim. Oda elini ağzımdan çekerek ışığı açtı. Ah Selim miş beni korkutan ? Bu adam neden evine gitmemiş ? Zaten neden hala burada olduğumu da hatırlamıyorum? En son ne olmuştu ben düşmüşmüydüm, bayıldım mı yoksa ? Başımda neden sargı var peki ?

Düşüncelere daldığımı anlayan selim sessizliği bozan taraf oldu.

- Eğer düşünüyorsan neden buradayız diye cevap vereyim.
Tekrar kafamı olumlu anlamda salladım .
- Sen benim odama geldin. Ne olduğunu anlayamadan düştün. Düşerken de başını çarptın. Doktorlar genel tetkikleri yaptılar. Önemli birşeyin olmadığını söylediler. Bünyen aşırı hasar görmüş, sanırım doğru beslenmiyormuşsun birde aşırı stresten olmuş. Başına 3 dikiş atıldı biraz sert vurmuşsun. Ağrı yapabileceğini söylediler. Ağrı kesicileri serum eşliğinde vücuduna aldın. Hem öğlenden beri uyuyorsun acıkmadın mı ?

Ah neler olmuş öyle hiç hatırlamıyorum. Bence hatırlanacak pek birşey de yok. Zaten böyle olacağı belliydi neye stres yaptım acaba düşün de sende anla selim aaa!!! Tekrar düşüncelere daldığım için başımda tekrar bir ağrı hissettim, gözlerimi kısarak geçmesini bekledim. Nekadar kaldım öyle bilmiyorum ama beni tekrar gerçeğe döndüren guruldayan midem oldu. Ah birde rezil olduk tabi düştüğümüz yetmedi ya bize..

Karşımda tebessüm eden bir selim beklemiyordum açıkçası. Acıktım diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım. Hemen telefonu eline alarak birini aradı, yiyecek şeyler isteyerek kapattı. Bende tekrar düşünmemek adına konuşmaya karar verdim.

- Neden burdasın ?
- Benim odam da düştün. Bende aldım getirdim. Kötü mü ettim? Orda öylece kalsamıydın ?
- Olsun getirdikten sonra gidebilirdin ?
- Telefonunu kurcaladım. Arkadaş yok sadece anne baban ve şirketten birkaç kişi vardı önemli kimseyi göremedim. Ailenide panik edip buralara getirtmek istemedim. Bu gecelik benimle idare edeceksin.
- Aileme haber veremediğin için teşekkür ederim panik olsunlar istemezdim. Sabah arar ben bilgilendiririm.
Çalan telefonla yemeklerin geldiğini anlamıştım sadece anlayan ben değil birde midem di. Tekrar guruldamasıyla yerin dibine girmek istedim..

Ah nekadar enfes görünüyor şuan karşımda ki masa.. Çorbalar, salatalar, kebaplar, tatlılar.. Say say bitiremediğim menüye tekrar göz gezdirip yemeye başladım. Fazla acıkmış olmamdan kaynaklı selim beyi bekleyemezdim. Tekrar açlıktan bayılıp, hastanede daha fazla kalamam sonuçta. Yemeklerimi bitirdikden sonra selimin de bitirdiğini ve kaç dakikadır beni izlediğini anca farkedebilmiştim.. Ah birde burdan rezil olduk iyi mi kaç oldu bu ? Ihmm sanırım 3 filan pek hatırlamasam da olmuştur o kadar.

PAROLA : KIZIL KUM  #WATTYS2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin