39.Bölüm: MERAK

69.6K 4.3K 2.2K
                                    

The Neighbourhood - Scary Love

Joji- Will He


Para. Eğer para olmasaydı dünya daha iyi bir yer olabilir miydi? Kimse hırsızlık yapmaz, kimse para için birbirlerine zarar vermezdi. Para güç demekti ve eğer para olmasaydı herkes eşit olabilir miydi? İşçi sınıfı ve yönetici sınıfı olmazdı, tüm insanlar eşit olurdu. Kulağa güzel geliyordu.

İnsanları kötüleştiren şey sadece para değildi, insanların doğasına kötülük kodlanmıştı ama insanları sınıflara ayıran paraydı. Para ve güç. Hırs ve doyumsuzluk.

Karşımdaki adamı böylesine değiştiren güç müydü? Onu değiştiren acıydı ama ona güç veren paraydı. Kendisini şah gördüğü bu oyunda, piyondan ilerisi değildi. Ama elinde kozlar vardı, eğer oyunu biterse şah olabilirdi. Şah olmasına izin vermeyecektim. Ne olursa olsun Demir'in çöküşünü izleyecektim ve bundan zevk alacaktım.

Tam da Arın'ın söylediği şey olmuştu. Demir Ilgar'ı tehdit etmişti. Bu küçük bir tehdit değildi, bu bir cinayetti. Ilgar güldü, hatta kahkaha attı. Birden yüzü ciddileşti ve Demir'e yakınlaştı.

"Sen beni tehdit mi ettin Demir?" Dudaklarından büyük bir sakinlikle çıkan kelimeler aslında büyük vurgunlar taşıyordu.

"Bana başka bir seçenek bırakmadın." Ilgar tekrar güldü, iyi değildi. Öfkeliydi, çok öfkeliydi.

"Sen benim sevdiğim kadına dokundun. Şimdi ise beni tehdit ediyorsun. Sınırını çok aştın Demir." Kasları gerilmişti. Dün geceden sonra dağılmış yüzüne baktım Demir'in. Anlaşılan biraz daha dağılmasını istiyordu yüzünün. Ilgar'ın dudaklarından çıkan kelimeleri içimde tekrar ettim. Bana 'Sevdiğim kadın.' Demişti. Bulunduğumuz gergin ortama rağmen içimin sıcaklıkla dolduğunu hissettim.

"Kendine gel Ilgar. Evet, yaptığım çok yanlıştı ama bu iş çocuk oyuncağı değil. Grup içinde ilişkiyi bu yüzden istemiyordum. Bu gruptan elini kolunu sallayarak çıkmazsın. Biz suç ortağıyız, bu odadaki herkes suç ortağı." Ilgar, Demir'e tekrar vuracaktı. Daha fazla Ilgar'ın kendisini kaybetmemesi için hızlı adımlarla yanına yaklaştım. Yumruk yaptığı elini tuttum.

Derin bir nefes aldı Ilgar, kafasını eğerek bana baktı. Ardından tekrar Demir'e döndü.

"Gidiyoruz." Tehdide rağmen gitmeyi düşünüyordu. Olacaklar umurunda değil miydi? Elini biraz daha sıktım.

"Saçmalıyorsun, sadece bir kadın için grubu hiçe mi sayıyorsun? Seni var eden grubu."

"Beni ne sen ne de bu grup var etti. Beni sadece bu kadın var etti." Doğru mu duymuştum? Bu sözler gerçekten sevdiğim adamın dudaklarından mı çıkmıştı? Bana yüklediği sıfattan daha anlamlı bir sıfat var mıydı dünya üzerinde? 'Beni var eden kadın' Demişti. Elini biraz daha sıktım.

"Aşk aptalların işidir Ilgar."

"Kapat çeneni. Hadi Duru, gidiyoruz." Elimden çekiştirerek kapıya yürümeye başladı. Birkaç adım attım ve ardından durdum.

"Ilgar." Sesimle kafasını bana çevirdi. "Olmaz, gidemeyiz. Polisin peşine düşmesine izin veremem." Ilgar çatık kaşlarıyla bana yakınlaştı.

"Polisten korkmuyorum." Ben korkuyordum, ondan ayrı kalmaktan korkuyordum.

"Ilgar, lütfen. Benim için." Dolan gözlerimle ona baktım.

"Bu şerefsizle aynı çatı alında kalmana izin vermeyeceğim." Elini bırakmadım. Sinirden gerilmiş çehresine baktım.

"Ilgar polis seni yakalarsa suçunun büyük olduğunu biliyorsun. Yıllarca hapishanede kalabilirsin." Ona doyamadan, onu daha yeni bulmuşken bırakamazdım.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin