13 Ağustos 2008
Yer: İzmir
Derin:
1 yıl 5 gün 2 saat...
Hayallerimi, umutlarımı ve en önemlisi annemin gidişinin üstünden geçen süreydi aklımdan geçenler.
Sahi, o günü hiç yaşamasaydık nasıl olurdu hayatımız?
Muhtemelen yine bir dans provasına yetişme telaşıyla uyanırdım.
Annem "anne tostu" yapardı bana.
Babamın yanağına kocaman bir öpücük bırakıp dışarı çıkardım.
Geçen seneki dans gösterisinden sonra epey popüler olurdum belki de..
Şimdi ise,
Sıradan biriyim.
Sıradan da değilim aslında, en azından sıradan insan dediklerim gözlerini gökyüzünün mavisine, ağaçların yeşilliğine açıyor.
Ben ise koca bir siyaha...
Düşüncelerimden sıyrılıp bastonumu aldım ve yavaşça merdivenlerden indim.
Dışarı çıkmaya hazırlanırken babamın sesini duydum:
K: Kızım, dışarı mı çıkıyorsun?
D: Evet.
K: E yemek yeseydin.
D: Yok, hiç iştahım yok.
K: İyi, dikkatli ol.
D: Tamam baba.
Görme yetimi kaybettikten sonra eskisi gibi olmaya çok çalıştım.
Büyük çabalar sonucu kendi kendime gezebiliyorum artık.
Tabii dans işi tam bir fiyasko!
Arkadaşlarım başta çok destek çıktılar, dans gösterilerini dahi iptal ettiler, "sensiz olmaz" dediler.
Ama bir süre sonra herkes kendi yoluna devam etti.
Arayan soran da yok.
Geçenlerde duydum, benim yerime Pelin diye bir kızı almışlar grubun başına.
İnsanlar böyle işte, eğer sana "her zaman yanındayım" diyorlarsa anla ki ilk onlar gidecektir yanından..
Bu tür evhamlı düşüncelerle ilerlerken çoktan ana caddeye çıktığımı fark ettim.
Bir taksi çevirip beni Saat Kulesinin orada bırakmasını söyledim.
Taksiden indiğimde, evet, uzun zaman sonra ilk defa kendimi rahat hissediyorum.
Kazadan beri hiç evimden bu kadar uzaklaşmamıştım.
Aslında bugün de babama sadece caddede gezeceğimi söyledim.
Ama bunu yapmalıydım, zira Saat Kulesi her zaman sevdiğim bir yerdi ve sık sık gelirdim buraya.
Eğer eskisi gibi olmak istiyorsam, buraya gelmekle başlayabilirdim.
Yaptığımın ne kadar doğru olduğunu düşünürken biraz yürümek istedim.
Lakin attığım ilk adımda yürümeyi dahi, aylar da geçse tek başıma beceremeyeceğimi fark ettim.
13 Ağustos 2008
Boran:
Uykusuz bir şekilde uyandım sabaha.
Lanetler okuyarak.
Gece boyu işime çamur atan lavuklara harcadım vaktimi.
Uykumdan çaldılar.
Bugün bu pisliklerle uğraşmak istemiyorum.
Bugün, karanlıkta kalmak istemiyorum.
Gün ışığı iyi gelecek ruhuma.
Belki de paslanmış kalbime vurursa ışık, sökülüverir birden tüm kirler, kimbilir?
Hızlıca duş alıp hemen evden çıktım.
Arabama yönelirken, bugün araba sürmek istemediğimi düşündüm.
İsa çok ısrar etti "beyim bizsiz gitme, pusu kurarlar" diye, ama istemedim kimseyi yanıma.
Ecel gelmişse eğer,
Orduyla gezeyim yanımda, Azrail'e işler mi?
Cevabı hepimiz biliyoruz.
Bugün sıradan bir insan olmak istiyorum.
Kararlı bir şekilde evimden ayrılıp durağa indim ve taksiye bindim.
Şoför sordu:
Ş: Abi nereye gidiyoruz?
B: Kaptan hava almak için güzel bir yere götür beni.
Ş: O iş bende abim.
Büyük ihtimal gidebileceği en uzak yere götürüp cebini şişirmek isteyecek.
Problem değil.
Belki ona yapacağım küçük bir iyilik koca günahlarımın kefaretlerinden biri olur.
Uzun bir süre sonra şoför arabayı durdurup "geldik abi" dedi.
Saat Kulesi.
Güzel bir tercih.
Taksiciyle yüklü bir miktar verip üstünü almadan indim.
Yürümeye başladım.
Düşüncelere boğulmadan
Hiçbir şey yapmadan
Savunmasız bir şekilde
Sadece "nefes alarak" yürüyorum.
Gözlerimi kapatıp kendimi İzmir'in havasına teslim etmişken aniden birine çarptım.
Bir kız.
Elinde baston var.
Az önce görme engelli bir kızın yüz üstü düşmesine neden oldum.
Benim adım Boran.
İstesem de istemesem de insanlara zarar veriyorum ben.
Suçlu da olsa, masum da olsa
İçimden kendime küfürler savurarak kıza yardımcı olmak için kollarından tutup kaldırmaya çalışırken özür dilemeye çalıştım.
"Aferdesiniz bayan yanlışlı-"
Sustum.
Devamını getiremedim cümlenin.
Kelimelerin her biri buhar oldu adeta dilimin ucunda.
Nefes almayı unuttum.
Çarptığım kız
O çarptığım kız o kadar güzeldi ki
Keşke,
Keşke tüm zaman dursa da saatlerce ona baksam dedim birden.
O bir insan olamazdı.
Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.
BİR MELEKTİ SANKİ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORAN - "DERİN" BİR AŞK HİKAYESİ
Teen Fiction"Beni hayata bağlayan nedenin beni öldürecek tek şey olduğunu nerden bilebilirdim ki?" "Sen bana sadece mutsuzluk verdin Boran. Ama biliyor musun, ben ağlamayı da sevdim seninle." Yer altı dünyasının genç lideri Boran... Kurtlar sofrasında başa otur...