HIM

birbirimizden nefret ediyormuşuz

And all at once, you are the one I have been waiting for
King of my heart, body and soul

---

Nazik elleri saçlarında uyandı Draco Malfoy. Gördüğü kabusun etkisiyle saçlarını çeker halde uyandı. Garipti çünkü Madam uyandığında hafızasının geri gelme olasılığından bahsetmişti. Ancak hafızasını kaybedişinin ikinci gününde de aynı boşlukla uyanmıştı. Düne ait anılar canlıydı ancak dünden önce yaşamıyordu sanki.

Nefes sesleri yavaştan sakinleşmeye başladığında yatağında doğruldu ve aslında tam olarak o an gördü zümrüt yeşilini.

Gözleri kapalıydı şimdi ve yuvarlak gözlükleri biraz yamuk bir şekilde burnuna düşmüştü. Ne ara gelmişti yanına? Tüm gece burada mıydı? Zümrüt yeşiliyle ilgili anlamadığı birçok şey vardı. Onunla arasında bir şeyler geçmiş olabilir miydi? Onu zaman görse garip bir hissin kalbini kuşattığını hissediyordu. Anlam veremiyordu, neydi bu? Nefret değildi, öyleyse neydi?

Elleri kendisinden habersizce gözlüğe gitti ve düzeltti. Bu hareketi zümrüt yeşilini uyandıran hareket olmuştu.

Gözleri ilk önce nerede olduğunu sorgular gibi gezindi, sonra ise Draco'nun gözlerinin içine baktı. Sanki o zaman neden burada olduğunu tam anlamıyla hatırlamış gibiydi.

"Neden başımda bekliyorsun?" diye sordu Malfoy. Kabusun anıları hala zihnindeyken biraz buruk duruyordu.

"Profesörler seni korumam gerektiğini düşünüyorlar. Eğer hafızan olsaydı sırf bunu dediğim için bile senden lanet yiyebilirdim bence."

Draco gülümsedi.

"Birbirimizden nefret ediyormuşuz, öyle söylediler." dedi neredeyse fısıltıyla.

Harry oturduğu sandalyede dikleşirken boğazını temizledi. Bu konuşmanın geleceğini hissediyordu tabii, ama nasıl açıklaması gerektiğinden emin değildi.

"Başka ne söylediler?"

Draco dün konuşulan, ona söylenen onca şey arasından neden en çok bunu düşündüğünü merak edercesine gözlerini Harry'nin suratında gezdirdi. Neydi O'nda bu kadar özel olan? Neden herkes ondan bahsediyor, onu konuşuyor ve ondan nefret etmesi gerektiğini söylüyordu?

"Sana Potter diye sesleniyormuşum."

Harry komidindeki bardağa su doldurup Draco'ya uzattı ve sarışın olan nazikçe suyu kavrayıp içtiğinde konuşmaya başladı.

"Açık açık anlatmam gerekiyor sanırım. Bunu yapmazsam hafızan geldiğinde eline dalga geçmek için koz vermiş olurum. Öncelikle adım Harry Potter."

Harry elini uzattığında Draco neden kalbinin böyle kasıldığına anlam veremedi. Neden bir el uzatmak bu kadar düşündürücü olmuştu ki şimdi? Elini uzatıp Harry'nin elini kavradı ve tokalaştılar.

"Malfoy, Draco Malfoy. Çok asil bir soydan geldiğimi söylediler."

Harry sırıttı. Vay be, eski Malfoy'un gelmesi için Slytherin ve Lucius boş durmamıştı resmen.

"Birbirimizden hoşlanmadığımız konusunda haklılar. Çünkü sen sürekli benimle alay edip duruyorsun ve bende susup buna izin verme taraftarı olmuyorum. Bununla birlikte bana sürekli korktun mu diyip durman da cabası. Bir de her şeyi babana şikayet etmekle tehdit ediyorsun."