eksik anılar

12.3K 1K 2.8K
                                    

I want you all
Waiting is insane
I can't stop thinking 'bout you

--

Hogwarts'ın görkemli koridorlarının ürkütücü bir yanı olduğunu farkettiğinde kahvaltı için büyük salona girmişti Harry Potter. Nedense Draco'nun en son attığı bakışların üstesinden gelememiş, düşünüp durmuştu. Artık revirden çıktığını biliyordu ve sürekli onu düşünüp duruyor olması sinirlerini bozmaya başlamıştı. Neden onun için endişeleniyordu ki? Şuan böyle masum duruyor olması onun Malfoy olduğu gerçeğini değiştirmiyordu sonuçta.

Düşünceler onu rahatsız ediyor, nefeslerini zorlaştırıyordu.

Büyük yemek salonuna girer girmez gözlerinin onu bulmasından nefret ediyordu, kendisine bunun sadece Profesör'e verdiği sözle alakalı olduğunu söyleyip dursa da bir şeyler zorlaşmaya başlamıştı.

Onu korumak istiyordu. Çılgıncaydı.

Harry Potter onunla uğraşıp duran Draco Malfoy'u korumak istiyordu! Hay bin ejder!

Draco bakışları hissetmiş gibi kafasını Harry'e çevirdi. Gözleri yabancılık çekiyor gibiydi ancak Harry'i bulduğunda sıcak bir hisle dolmuştu. Kalabalığa ilk kez çıkmıştı da, tanıdığı tek kişi gözlerine bakıyordu gibi bir histi. Oysa Harry'den önce Pansy ve Blaise onunla ilgileniyordu.

Harry yutkunurken Gryffindor masasına geçti. Ron ve Herm'in ortasına otururken bakışları hala hissediyor, karşılık vermeye gücünün olup olmadığından emin olamıyordu.

"Vay be, Draco Malfoy ukala bakışlar atmıyor." dedi Dean şaşkınca.

Yemek salonundaki her bir öğrencinin gözleri Draco'nun üzerindeydi ama Malfoy, Malfoy'du işte. Asil olması için hafızasına ihtiyacı yoktu. Başı dik, gözleri gri okyanuslar gibiydi.

Kafasını tekrar Draco'ya çevirdiğinde grilerle zümrüt yeşili buluştu. Belki bir kutlamayı andırıyordu, belki de uzun yolların dönüşlerini. Draco gülümsedi.

"Vay anasını, Draco Malfoy Harry'e mi gülümsedi şimdi?" dedi Seamus bu sefer. Tüm öğrencilerin bakışları ikisi arasında gidip gelirken Harry'nin gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuştu.

Sonra daha garip bir şey oldu. Draco masasından sakince kalktı. Salonu terk edeceğini sanmıştı Harry ancak adımlarının hedefi kendisiydi. Draco sanki bunda hiçbir gariplik yokmuş, her zaman Gryffindor masasına geliyormuş gibi rahatlıkla yanına geldi. Harry hayal meyal Ron'un elindeki tavuk kanadının masaya düştüğünü ve Herm'in öksürük krizine girdiğini görür gibiydi.

"Neden tüm bu insanlar bana uzaylıymışım gibi bakıyor anlamıyorum o yüzden seninle yesem olur mu?"

Slytherin'den bağıran Pansy dışında salon tamamen sessizliğe gömüldü. Sanki biri burnunu çekse dahi tüm salon duyardı.

"Draco! Buraya gel seni ahmak!"

Pansy sinirden daha da soluklaşan suratıyla bağırmaya devam etse de Draco pek önemsiyor gibi değildi.

Harry oturduğu yerde ona da yer açarken "Tabii ki oturabilirsin." diye mırıldandı.

Draco gülümseyerek masaya oturdu ve elmalı turtayı önüne çekip yemeye başladı.

HIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin