ya sana bir şey olsaydı?

11.4K 926 2.2K
                                    

All I do is miss you
So come and set the mood right underneath the moonlight  

---

"Draco Malfoy'un hafızası geri gelmiş!"

"Saçlarını yana yatırdığında iyice yakışıklı oluyor!"

"Harry Potter'ın dibinden ayrılmıştır artık."

Draco, Blaise ve Pansy insanların fısıltıları arasında başları dik bir şekilde kahvaltı için Büyük Salon'a yürüyorlardı. Draco söylenen her şeyin farkındaydı ancak her birine tek tek bulaşacak kadar fazla isteksizdi. Tek yapmak istediği en azından babasını eski Draco olduğunu göstermekti. Küçüklüğünden beri bir kez olsun babası tarafından övülmek isteyen küçük bir çocuk olsa da artık büyümüştü.

O övgünün asla gelmeyeceğini bilerek büyümüştü.

"Potter'a... ne yaptım?" diye sordu. Sesi kendinden emin, bakışları ifadesizdi. Pansy ve Blaise birbirine bakıp sırıttı.

"Hepimizden çok ona güvendin." diye alayla söyledi Pansy.

Draco titreyen ellerini cebine yasladı. Yoksa o... Belli etmiş olabilir miydi?

"Benim yüzüme bile bakmadın." dedi Blaise.

Draco yutkundu. Kendisini kurtarmaya çalışırken daha büyük bir batağa çökmüş olabilir miydi? Yüce Merlin!

"Kafayı yemiş olmalıyım. Benim Potter'ın yanında ne işim olur?" diye tısladı.

Tam o sırada karşısına çıkan zümrüt yeşiliyle öylece duraksadılar. Altın üçlü ve gümüş üçlü karşı karşıya geldiğinde ya bir kavgayı ya da bir dalga geçmeyi başlatırdı. Bu sefer böyle olmadı. Zümrüt yeşilinin gözleri hüzünle bezendi. Her zaman griler öyle olurdu oysaki. Draco ne hissettiğini belli etmeyen gözlerini kaçırdı. Pansy ve Herm'in suratında endişe vardı. Ron Harry'nin kolunu kavramış, Blaise'in gözleri Ron'un kolundaydı.

Uh, nereden bakarsan bak garip bir an!

Ne biçim bir an olmuştu böyle? Herm kurtulmak için boğazını temizledi. "Hadi gidelim Harry. Duyduğuma göre bu sabah kahvaltıda fıstık ezmesi varmış."

Ron kaşlarını çattı. "İyi de Harry fıstık ezmesi sevmez ki?"

Herm gözlerini devirip Ron'un koluna yumruk attı. "Kimin tarafındasın sen be?"

Ron acıyan kolunu ovalarken Herm ikisini de oradan uzaklaştırdı. Arkasında gülen bir Blaise, endişeyle Draco'ya bakan bir Pansy ve yine kalp ağrısıyla kalmış bir Malfoy bıraktığından haberi yoktu.

---

"Ne sanıyordum ki?" diye mırıldandı Harry. Kahvaltıya oturduğundan beri tabağındaki yemeklerle oynamaktan başka bir şey yapmamıştı. Draco Malfoy, Draco Malfoy'du işte.

Herm ise destek vermek istediği zamanlarda aşırıya kaçan birisiydi, Harry'nin tabağını bir sürü yemekle doldurmuştu.

"Onu çözmek zor biliyorum ama hafızası olmadığı zamanlar sahte olamaz." dedi Herm düşünceli bir şekilde. Saçları yine karmakarışık bir şekilde suratına düşüyordu.

HIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin