senin için bekledim

11.5K 685 1.1K
                                    

Oh my, my, my!
I die every night with you
Oh my, my, my!
Living for your every move

oylamayı Draco üstte olsun diyenler kazandı canlarım :'3 Başta Harry öndeydi ama sonra fiyuuu Draco öne geçip kazandı şansınıza küsün aşklarım sdlgjdşkfddflk Bildiğiniz üzere smut kısımlarını kontrol etmiyorum dlkgsdffjdgj smut kısmını okumayanlar için yıldızla belirliyor olacağım, öptüm :'))))

---

Telaşsız adımlar, yorgun ama bir o kadar da huzurlu öğrencilerle dolu istasyon cıvıl cıvıldı. Noel tatilinden sonra herkes biraz daha renklenmiş, ailelerin yanlarından mutlu ayrılmışlardı. Harry bu noelde Weasley'lerin yanında olduğu için daha çok keyif aldığını söyleyebilirdi. Ron bütün tatil boyunca Zabini ile mektuplaşıp durduğu için kıskanmıştı tabii ama kendisinin Draco'ya mektup yazmasının riskli olacağının bilincinde, öylece merakıyla kalmıştı.

Açıkçası ondan tek bir haber dahi alabilmek için kıvranıp durmuştu. Öyle ki çoğu gece onu düşünmekten uyuyamamıştı bile. Hermione'nin Pansy'den öğrendiğine göre Draco onlara da mektup atmamış. Bu durum onu endişelendiriyordu. Bir haftayı dinlenmek yerine merak içinde geçirmişti ve gözlerinin altındaki morluğu açıklayabilecek kadar güçlü hissetmiyordu da.

"Hadi ama Harry, göreceksin. Draco'nun iyi olduğuna eminim."

Hermione'nin sesiyle daldığı düşüncelerden silkelendi ve bakışlarını ona çevirdi. Çoktan Hogwarts'ın büyük ve görkemli kapılarından geçmişlerdi. "Elimde değil Herm. Onu görene kadar endişelenmeyi bırakabileceğimi sanmıyorum."

Ron destek vermek istercesine bir elini Harry'nin omzuna atıp sıvazladı. Hermione kızlar yatakhanesine çıkarken Ron Blaise ile buluşmak için kütüphaneye doğru yöneldi. Harry ise Hogwarts koridorlarında Draco'yu görmek umuduyla dolanmaya başladı. Astronomi Kulesi, zindanlar ve kütüphane... Yoktu.

Büyük ortak salona hiç uğramamıştı bile dediklerine göre.

Yüreğinde kocaman bir ağırlıkla başı önüne doğru eğilmiş bir halde yorgunca akşam yemeğine kadar odasına çekildi. Boğazında kocaman bir yumru vardı ve onu görene kadar kaybolacak gibi durmuyordu.

---

Ron heyecanlı adımları ve sırıtmak üzereymiş gibi duran ifadesiyle büyük kütüphaneye girdi. Daha yeni Noel tatilinden döndükleri için kütüphane boştu ama kitapların varlığından olsa gerek ıssız gibi hissettirmiyordu. Gözleri aradığı kişiyi bulduğunda duraksadı.

Blaise Zabini arkasındaki pencereye yaslanmış, elleri ceplerinde onu izliyordu. Dışarısı yağan kardan dolayı bembeyaz, buna rağmen gülümsemesi güneş gibi. Büyük bir özenle resmedilmiş tablo gibi duruyordu, belki de bu yüzden nefesini bu denli kesiyordu.

"Beni nasıl bir adama çevirdiğinden haberin var mı?" diye sordu gülerek Blaise.

Ron da gülümserken adımlarını hızlandırdı ve kendisini Blaise'in sıcacık kollarının arasına bıraktı. Esmer ve kaslı kollar anında omuzlarından doğru onu sarıp kendisine bastırırken dudaklar kulaklarına minik öpücüklerini bıraktı. Belki de huzur bir çift koldan oluşuyordur diye düşündü Ron.

"Nasıl bir adama çevirmişim?"

Ron sırıtarak sordu. Kafası hala Blaise'in boynuna yaslıydı. "Aptal aşıklar gibi tüm Noel tatili boyunca mektuplarınla uyudum. Sanırım kendimi kesmek istiyorum."

HIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin