gün ışığı vurdu pencereye ben yatağımda dönerken.
onu saracağıma, örtümü sarmışım
üşüyorum.
ve ansızın perde havalanıyor yazın son günlerinden birinde,
bir ışık hüzmesi vuruyor ilk beyaz çarşafa
sonra duvara,
ellerime,
saçlarıma.saat 07:00.
doğruluyorum yatakta, günün nasıl doğduğunu izliyorum,
günün nasıl aydınlandığını.
yoksun.
seninle en son günün doğuşunu seyrettiğimiz günü hatırlıyorum,
bitmiş içkiler, söndürülmüş birkaç sigara,
yara izleri...
gidişin, son kez kameraya el sallaman,
bende kalan son fotoğrafın.bunları anımsamak ne kadar zor geliyor insana.
içime işliyor, kalbimin attığını söyleyemiyorum o günden sonra.
dudaklarını özlemiyor değilim,
saçlarının kokusunu.
deniz kokusuyla karışmış kokunu.
o gün izlemedim gökyüzünde yanıp sönen ışıkları,
ama onları bile özledim.
seni özledim.saat 07:05,
bak ne hızlı geçiyor zaman.
tenimde bir değişiklik yok ama,
kalbim yaşlılığın getirdiği buruşukluklardan sıkılmış durumda,
bana sevgin gerek,
bana bir sen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitapçının kapatıldığı gün bir monet tablosu parçalandı
Poesía'yıldızlı bir gece ama van gogh tablosu değil' kitabının ikincisidir.