sen çift saatlerde dilek tutmazsın,
ama ben tutacağım.
hani belki, tanrı o sırada beni duyar
bir anda mucize dediğimiz şey gerçekleşir ya.
bazen her işi şansa bırakmak gerekiyor gerçekten.
hele konu sen olduğunda,
yapabilecek bir şeyim yok elimde şansa tutunmaktan başka.bir çay daha istedim şimdi
ağız burun kıvırıyorlar artık getirip götürmekten bardakları
her bardağa bıraktığım hüznü temizlemekten bıktılar
farkındayım
değil miyim sanıyorsun?
ancak şehrin sensizliğinin boğucu havasından
kurtulmak için tek buraya sığınabilirim.
yoksa senin yatağının başucundan başka bir yer
evim gibi hissettirmez bana.şimdi sen şu kapıdan girsen
beni tutup götürsen bir rakı sofrasına
ikimiz, acelenin kenarında
ben yine ellerini tutar
sana ilk gün dediklerimi derim.
ha anlaşalım bu sefer mektup yazmam oturup,
dudaklarını öpe öpe anlatırım
kalıcı olur kelimeler dudaklarının satır başında.
merak etme sadece bahane arıyorum,
daktilom bozuk,
ellerim yorgun.
mürekkep bitti, mürekkep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitapçının kapatıldığı gün bir monet tablosu parçalandı
Poésie'yıldızlı bir gece ama van gogh tablosu değil' kitabının ikincisidir.