İnsanlar duygu ve düşüncelerinin dargın ve masum denizlerini girdaba çeviren kasırga gibidir.Güvensiz,kişiliksiz soyut insanlar.Onları insan yapan birkaç damla kan mıdır yoksa birkaç damla gözyaşı mı ?
Her tarafın siyah beneklerle çevrelendiği mahzun fotoğraf karelerinde boşluğa gülümseyen insanlar kadar bomboş hissediyorum. Bu hayat biraz boşverişlik , biraz zalimlik , biraz da gülümseyişlik değil miydi oysa ki?Bu boyutlar kapandı mı insanın yüzüne, insanın ne geleceğe umudu kalır ne de geçmişe bakmaya yüzü. İşte hepimizin aynı olduğu tek diziliş budur herhalde. Sokak lambasının altında oturan insan hissiyatı. Birimiz hayata karşı dalkavukluk yapar, diğerimiz ise hayatın uğruna rakı içer . Peki ya kıyıya vuranlarımız?
İşte onlar hayatın boşvermişliğine uğrayan 3.boyutlardır. Ben en çok 3.boyutları sevmişimdir. İnsanların fikirlerini değiştirmek için akınıtdan akıntıya sürüklenenler. Bunlar toplumda aptal diye anılırlar. Bunun sebebi ya toplumun böyle kişilere deneyimsiz olması ya da insanların fikirlerini değiştirebileceklerini düşünecek kadar aptal olmaları.
Ah...Tam bir muamma
Benim sıradan adlandırışıma göre bu durumun farkına varılmasına ferfecir denir. Ay ile Güneş'in bir umut birbirine kavuşması , dünyadaki susuzluğun dinecek kadar gözyaşı dökülmesi yaşam-(ım) için nedenler aranması...
Ve siz benim ferfecirime hoş geldiniz.