20. Senden Nefret Ediyorum

3.3K 226 151
                                    

Bölüm şarkısı: Bts~ Lost
.
.
.
.
.
.
.

Sen sadece öfkemi görürsün. Halbuki her kopan fırtınada kaç can veriyorum içimde..

***

Jungkook'un ağzından

Buğulanmış aynaya elimi yapıştırdım ve yüz hizama denk gelecek şekilde yana doğru kalın bir çizgi çektim. Elimin altında yoğunlaşan buharın kaybolduğu kısımdan sadece ıslak saçlarım ve koyu kahve gözlerim görünüyordu.

Sahi, bunlar benim gözlerimdi değil mi?

Yutkunup aynadaki aksimi biraz daha izledikten sonra dolabı açtım. Kolyeyi elime aldığımda değdiği her bir hücrem ürpermişti. Yeni bir hatıranın zihnimde yer edineceğini düşünerek gözlerimi kapadım. Fakat tek gördüğüm aptal kızın yalancılıkla parlayan gözleriydi. Gözlerimi açtım

Gözlerinin içine ayı hapsetmişçesine parlaması sinirimi bozuyordu

Elimde tuttuğum kolyenin parlaklığını yitirmiş ay şekildeki ucuna baktım. Bedenimi saran öfkeyle dişlerimi sıktım ve çöp kutusunun ayağına basarak kapağını açtım

"Bu çok değerli bir hediye...sonsuza kadar saklayacağıma emin olabilirsin"

Ayağımı geri çekince açtığım kapak usulca kapandı. Burnumdan gelsede, yaşadığım  güzel  anlar uğruna bunu atmamalıydım.

Belimdeki havluya aldırmadan soğuk zemine çöktüm. Kolumu bacağımın üzerine yasladım ve parmaklarımı açtım, uzun zincir aşağı doğru sarkınca birkaç saniye sallanışını izledim. Ucundaki ay ve kafamda dönüp dolaşan birbirine tıpatıp benzeten iki çift göz benimle oyun oynuyordu sanki
Telefonuma uzanıp müzik listeme girdim. Kenara bıraktığımda şarkı çalmaya başlamıştı bile.

Gözlerim kapalı, hala burdayım

Çöl ve okyanus arasında kayboldum

Kafamı kabine yasladım, nqoarat kısmı geldiğinde kendi şarkımıza eşlik etmeye başladım

"Durmak bilmeyen bu sert fırtınada,
Yolumu kaybettim, yolumu kaybettim"
.
.
.
.
.
.

Ezgi'nin ağzından

Tahta sırayla birkaç dakika daha bakıştım, sıkılmıştım. Derince nefes alıp verdim ve kafamı kaldırdım.

Hayır yani neyime güveniyorsam? Kore dili ve edebiyatı da öyle kolay bir ders değildi. Koca tahtada yazan şeylere gözlerimi kısarak baktım. Daha sonra So Nae'ye döndüm
"Hadi ben salağım, sen niye yazmıyorsun?" Fısıldayarak elini yanağına yaslamış uyuyan arkadaşıma baktım. Ama kıyamazdım ki ben buna.
Dikelip dersi dinlemeye çalıştım. Beni hipnotize eden terimler beynimi ele geçiriyordu ki çalan zil kurtarıcım olmuştu.
Aniden ayağa kalkan sınıfın içinde gözlerim Kang Jin'e takılınca gülümseyerek el salladım. Gözlüklerini düzelterek bana gülümsedi. Sınıfın en zekisiydi. Oldukça da iyi birisiydi. Bakışlarımı So Nae'ye çevirdim. Acaba ikisinin arasını...
Kafamı iki yana salladım. Kendine gel Ezgi. İyice mahalle teyzelerine döndün.
So Nae'nin yanağını öperek sınıftan çıktım ve beni bekleyen Büşra'yla karşılaştım. Şaşırdım mı, hayır.
Saçlarını geriye atıp gülümseyince ona sarılıp sağa sola sallandım.
"Ay..deli kız dur! Bugün benimle geliyorsun değil mi canım arkadaşım? Aksi taktirde seni boğarım bilmiş ol"  yumduğum gözlerimi açıp koridorun ortasında yapıştığım Büşra 'yı bıraktım
"Tabiki geliyorum şapşal. Söz verdiysem tutarım ben"
Bugün onun çalıştığı kafeye gidecektik. Gerçekten nasıl olduğunu merak etmiştim. Kısa bir ziyaret fena olmazdı

sana ihtiyacım var ♧ jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin