Okul başladı ama hız kesmek yok! Boş vakitlerimde hep yazacağım. Takipte kalın ve lütfen beni sevinn ~~
.
.
.
.
.
.
.Gitmekten daha zor birşey var ise, o da özleneceğini bilmemektir..
***
"Hey! İki kulak sana diyorum.." irkilerek sesin sahibine baktım, gözlerini kısmış beni izliyordu. Ben döner dönmez ise saatlerdir baktığım yere kısaca bakmıştı
"Duymadım, özür dilerim" kafasını iki yana salladı ve koltuğa biraz daha gömüldü.. homurdanır gibi bir ses çıkardı
"Yine gelmiş.." kimden bahsettiğini elbette anlatmıştım. Aklımı başkası meşgul etmiyordu ki şu son yarım saattir
Üzerinde oldukça hoş duran kot eteği, taşlı bilezikleri, hiç te rahat gözükmeyen beyaz gömleği ile o tabii ki de Ji Soe idi.
Onaylamak için kafa salladım, da Tae niye öyle sinirli sinirli bakıyordu?
"Artık Yoongi hyunga hak veriyorum. Bu kız gözümde bir cadı potansiyeli edindi.." kaşlarımı çattım. Tae kimseye kolay kolay sinirlenecek biri değildi. Gerçi şu an da zararsız bir kuş gibiydi ama neden böyle demişti ki?
"Niye ki?" Merakıma yenik düşüp sorduğum da hemen toparladım. "Yani, affedersin.. anlatmak istersen dinlerim hyung.."
Çatık kaşları ile yüzüme eğildi. Tabi konunun Jungkook'a dokunur bi yanı olduğu için benimde ilgimi çekiyordu haliyle
"Geçen cumartesi bize geldi yine, Jungkook davet etmişmiş.. Jimin'in biraz morali bozuktu.. ben de eğlensin diye şebekelik yapmıştım. Oraltalık dağılmıştı ama toplayacaktım" elini nazik olmaya çalışır gibi havada tuttu ve sesini incelterek alayla konuştu
"Aöyy! Boralar nioye bo kodar kiorli.. çocook mosonuzz siuuz?" ben gülmeyeyim ayıp olmasın diye yanaklarımı şişirmiş kendimi zor tutuyordum.. Tae'de bir hışımla tekrar ona baktı ve mırıldanarak devam ediyordu
Yüz ifadesi gerçekten komikti
"Cık cık.. hayır anlamıyorum, ev sadece azıcık dağınıktı ya! Kirli falan değildi. Programımız full dolu ya, Jin hyung sevdiği gibi temizliği kendi yapamıyor zaten, bir tane abla geliyor her gün. Bunu bilmesem kız haklı ayıp oldu falan derim! Etrafa bir tiksinerek bakıyordu ki sorma!"
Dudaklarımı birbirine bastırdım.. belli ki gergindi durumlar.
Susmaya hazırlanıp yerine oturduğu sırada aklına gelir gibi tekrar fırladı"Bizim eve geldiğinde misafir odasında ya da Jungkook'un odasında takılıyor, işte ilk defa falan odama geldi. Bende nazik davranıyorum sonuçta misafir, odamı bi eleştirdi.. bir eleştirdi ki sorma... yok efendim çok demodeymiş, birsürü param varmış neden bu kadar zevksiz mişim?"
Arkasına yaslanıp Ji Soe'ye gayet kızgın olduğunu anlatır gibi kafasını iki yana salladı.
"Yaptığı şey sadece patavatsızlık.. bak, sen sürekli geliyorsun bize. Hiç olmaman gerekirken çekinerek oturuyorsun.. Jin hyunga yardım ediyorsun.. o ne yapıyor? Hanımefendi tiksindiğinden koltuğa bile oturmadı! Ceketi kırışıyormuş. Peh!.."O telefonunu eline alsın ben de söylediklerini değerlendirerek tekrar ona döndüm. Temizlik konusunu bilmem ama kıyafet seçiminde oldukça titiz olduğu kesindi. Her gördüğümde o güne özel seçilmiş gibi duran şeyler giyiyordu çünkü
En azından benim sweatshirtlerime göre oldukça iyiydi
"Al, al işte geldi bizimki.." salona adım atan Jungkook'a bakarak seslice söylemişti ama Jungkook duymamıştı sanırsam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sana ihtiyacım var ♧ jjk
FanfictionNefretin gölgesinde yetişmiş bir sevgi, kimsesiz kalmış bir kalbe dokunursa ne olurdu? Mesafeler aşılırdı, Peki ya kalpler? [Fanfiction]