The Story Of My Life // BTS

Bölüm 10

Naz'dan devam ;
Bölüm 9'dan Hatırlatma
Ben; Alo, efendim.
Menajer; Merhaba Naz. Umarım çıkış isimlerinize yavaş yavaş karar vermeye başlamışsınızdır. Biliyorsunuz ki bu grubu 7 kişiye tamamlamak istiyoruz bu yüzden 1 üye daha gelince provalara başlayacağız. Sonuncu üye de katılınca adlarınızı bana bildirirsiniz. Ama siz şimdiden ne olur ne olmaz diye isimlerinizi seçin.
Ben; Tamam. Sağolun biz karar veririz.
Menajer; Tamam. Görüşürüz.
Ben; Görüşürüz.
Menajer ile konuştuklarımızı kızlara anlatınca
Irmak; Ben 7.kişiyi sanırım biliyorum...
Dedi ve etrafa bir sessizlik çöktü. Sonra Irmak tekrar konuştu
Irmak; ve o kişi Cho hee
Hatice-Sabiha; Nee saçmalama.
Irmak; Ya hayır. O gün seçmelerin yapılacağı salona giderken kapısı açık bir odanın önünden geçiyorduk, Cho Hee içerideydi. Mic Drop Remix'in bir yandan şarkısını söylüyor bir yandan da dansını yapıyordu. Sesi gerçekten çok güzel ve dansı da bizimkine çok benziyor.
Şevval; Ama Cho Hee uzun zamandır burada çalışıyor elbet fark ederlerdi öyle bir şey olsa.
Irmak; Evet ama o çok utangaç.
Ben; Ben de farkettim, biz onunla konuşmadıkça o bizle çok az konuşuyor, hatta neredeyse hiç konuşmuyor.
Şevval; O zaman bunu yarın menajerle konuşalım.
Irmak-Sabiha-Hatice-Ben; Bence de.
Kızlar ile konuşurken RM birden araya girdi.
RM; Siz az önce Cho Hee mi dediniz?
Irmak; Evet neden ki ?
RM; Cho Hee bizim dans hocamızın kızı, buralara çok gelmez normalde ama duyduğuma göre seçilecek kız idol grubu ile ilgilenmek üzere gelmişti.
Irmak; Babası dans hocanız mı ? Hiç şaşırmadım çünkü çok güzel dans ediyor.
RM; Nasıl yani Cho Hee dans edebiliyor mu ?
Irmak; Evet hatta sesi de çok güzel.
RM kendi kendine fısıldayarak konuştu.
RM; Farketmiştim... Kendi gibi.
Irmak; Efendim anlamadım bir şey mi dedin ?
RM; Yoo, öyle kendi kendime.
Irmak; Hmm... Anladım.

* Ertesi gün *
Şevval'den;
Dün hepimizin çıkış isimlerine karar verdik, herkes anlamını beğendiği ismi seçmişti.
İsimler;
Hatice: Hwa-Young= Sonsuz güzellik
Naz: Soo-Yun= Kusursuz
Ben: Ha-Neul= Gökyüzü, Cennet
Irmak: Yun= Melodi
Sabiha: Mi-Young= Sonsuz
Gerçekten hepimizin isimleri güzel ve anlamlıydı bir tek Hayal'in ismini bilmiyoruz onu da kendisi seçecekmiş.

Sabah erkenden uyanmıştım. Üstümü giyinip, bavulumu hazırlamaya başladım. Tüm kıyafetlerimi ve eşyalarımı bavula koyunca bavulla birlikte aşşağıya indim. RM, Jhope, Jin ve Naz kahvaltı yapıyorlardı. Sanırım Hatice daha uyanmamıştı en sonunda ondan erken kalkabilmiştim. Türkiye'deyken hangimiz erken kalkarsa gidip diğerini uyandırırdık genellikle Hatice erken kalkardı ama bu sefer ben erken kalkmıştım o yüzden ben kaldıracaktım. Bu yüzden bavulumu kapının kenarına bırakıp tekrar yukarı çıktım. Karşıma çıkan ilk kapıya girmemle, çığlık atmamak için elimi sıkıca ağzıma bastırdım ama gözlerim kocaman olmuştu. Çünkü yanlışlıkla Tae'nin odasına girmiştim. Tae karşımda ve tişörtünü giymeye çalışıyordu. Bir anda arkasını döndü ve beni gördüğü an tişörtünü hızlıca giydi.
Tae; Şevval ? Ne zamandır buradasın ?!
Ben; Iıı... Ben, şey sanırım 2 dakikadır.
Diyip gözlerimi yere eğdim. Çok utanmıştım. Bilmediğim bir odaya neden bir anda giriyorsam!!
Tae; Her neyse... Bir şey mi oldu ? Neden geldin ?
Gözlerim hala yerdeyken konuşmaya devam ettim.
Ben; Ş-şey ben sanırım odaları karıştırdım... Özür dilerim.
Tae; Sorun değil.. Sadece biraz utandım.
Dedi. Emin ol Tae benim kadar utanmış olamazsın.
Bir şey demeden odadan çıkıyordum ki kolumda hissettiğim el ile geri gittim. Tae kolumdan tutuyordu.
Tae; Heeyy. Bekle birlikte çıkalım.
Ben; Aish, pardon unutmuşum.
Gülerek kolumu bıraktı ve yatağının üstündeki telefonu alıp odadan çıktık.

Arkadaşlar kusura bakmayın şimdilik bu kadar yazabildim. Umarım beğenmişsinizdir...