Bölüm 11

60 17 2
                                    

Sabiha'dan;
Sabah sabah üzerimde hissetiğim ağırlık ile uyandım, arkamı dönüp yatmaya devam ettim. Ardından yüzümde hissettiğim soğuklukla aniden üstüme boşalan bir bardak suyla kendime geldim. Ani bir sinirle ayağa kalktığım için çarşafa dolanıp yataktan yere çakıldım. Irmak bana bakarak gülüyordu. Tiz sesimle ' Irmaaaakk ' bağırdığım an koşarak kapıdan çıktı. Ardından toparlanarak ayağa kalktım. Ve direk koşarak Irmak'ın arkasından gittim. Irmak'ı yakalamak için odadan çıktığımda Suga ile karşılaştım. Sinirli olan bakışlarım onu görünce birden yumuşadı. Bir insan nasıl uykudan uyanınca bu kadar tatlı olur ya...
Beni farkedince bakışları yumuşadı ve ıslak olan üstüme bakarak sırıtmaya başladı. Bana doğru yaklaşmaya başlayınca ' Günaydın ' dedim. Gülümsedi ve uykulu gözlerle ' Günaydın ' dedi. Koşarak merdivenlerden aşşağıya inmeye başladık. İçimden ' Taşı Ran Ran Ran ' diye geçiriyordum. Kendi halime gülerken ayağım diğer ayağıma takıldı. Evet kendi kendime çelme takabiliyordum, ama konumuz bu değildi. Ben düşmemek için Suga'dan tutunduğumda son basamaklarda olduğumuz için direk yere uçtuk. Evet düşmedik bildiğiniz Hazerfan Çelebi gibi uçtuk.
Ben; Aağğh, acıdı...
Suga; Bunların hepsini ödeyeceksin Jimin !!
Sinirle tekrar ayağa kalkıp içeriye koştuk. Hepsi gülerek bize bakıyordu. Tabi Jimin ile Irmak aegyo yaparak kendilerini affetirmeye çalışıyorlardı. Jin öne çıkıp ' Aish ! Cidden yeter hadi yemek yiyelim ! ' deyince hepimizin - Naz hariç - gözleri kocaman açıldı. Tae bir, şövalye edasıyla öne çıkıp
Tae; Daha az önce kahvaltı yaptık Hyung !

Ben; Irmaakk !! Ya bir insan böyle uyandırılır mı !?
Suga; ( alaycı bir sesle ) Değilmi Jimin ?!. Neyse sizinle uğraşamayacağım. Ben yatmaya gidiyorum, gideceğimiz zaman haber veririsiniz.
Jhope; Yinemi Hyung yaa. Eğer gerçekten uyursan bu sefer ben gelip uyandıracağım, ama benim uyandırış şeklim Jimin'ninkine benzemez haberin olsun.
Suga; Swag' liğimi koruyacağım. Gideceğimiz zaman sadece aramanız yeterli yukarıya gelmeyin.
Ben; Sanırım bende uyuyacağım.
Diyip Suga ile tekrar yukarı çıktık. Kapının önüne geldiğimizde
Suga; Açıkçası benim pek uykum yok.
Ben; Benimde...
Suga; o zaman Jhope beni arayana kadar bir şeyler yapalım mı ?
Ben; Olabilir. Mesela ?
Suga; Film izleyelim veya dans provası yapalım ?
Ben; Dans provası yapalım.
Suga; Tamam. Hazırlanıp gel. Kapının önünde olacağım.
Ben; Tamam.
Odaya girer girmez ıslak kıyafetlerden kurtulup rahat dans edebileceğim bir kıyafet giydim. Dişlerimide fırçalayıp bavulumu hazırlamaya başladım. Bir süre sonra bavulumu hazır ettikten sonra odaha son bir veda edip küçük sırt çantamı ve bavulumu alıp odadan çıktım.
Suga duvara yaslanmış kulağında kulaklık ile telefonda birşeylere bakıyordu. Omzuna hafifçe dokununca birden irkildi ama beni görünce hafif bir tebessüm ile bavulumu elimden aldı ve merdivenlerden aşşağıya indik.
Bavulu Şevval'gilin bavulunun yanına bırakınca birlikte alt katta ki dans pratik odasına gittik.
Suga; Hangi şarkının dansını yapalım ?
Ben; Hmm... Save me !!
Suga; Tamam bi dakika bekle.
Şarkı çalınca Suga'da yanıma geldi ve karşımızda aynaya bakarak dans etmeye başladık. Dansım iyi olmasına rağmen bazı yerleri karıştırıyordum. Ama Suga kusursuz görünüyordu.
Birkaç şarkının daha karografisini yaptıktan sonra mola vermek üzere olduğumuz yere çöktük
Suga; Bu kadar iyi dans edebileceğin hiç aklıma gelmemişti.
Ben; Hmm... Ne yani dansımı beğendin mi ??
Suga; Evet çok güzel dans ediyorsun tabi birkaç eksiklik var ama onlarda zamanla düzelir.
Dansımı beğenmesi çok hoşuma gitmişti. Zaten insanın sev- değer verdiği kişinin onu beğenmesi nasıl hoşuna gitmezdiki. Tamam kabul ediyorum onu gerçekten çok seviyorum ve sanırım biraz erken ama bunu ona söylememin tam yeriydi .
Ben; Teşekkür ederim. Suga ben sana birşey söylemek istiyorum. Ama aramızda kalsın olur mu ?
Suga; Dinliyorum.
Derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya girdim.
Ben; Şey... Ben send-
Lafımı kesen şey Suga'nın telefonunun sesiydi. Telefonu açıp kısa bir süre konuştu ve yanıma geri geldi.
Suga; Jhope aradı, şirkete gidiyormuşuz.
Ben; Tamam...
Suga; Eee sen ne söyliyecektin ?
Ben; Hiiç öyle önemsiz birşeydi.
Suga; Pek inanmadım ama olsun. Bu konuyu tekrar konuşacağız.
Suga'nın bunu söylemesiyle yüzüne hafif bir tebessümle kafamı tamam anlamında salladım.
Suga'dan;
Sabiha ile birlikte dans provası yapmaya pratik odasına gittik. Gerçekten çok güzel dans ediyordu.
Bir süre daha dans ettikten sonra mola vermek için olduğumuz yere çöktük. Bir süre kendi kendine düşüncelere daldı ve konuştu
Sabiha; Teşekkür ederim. Suga ben sana birşey söylemek istiyorum. Ama aramızda kalsın olur mu ?
Ben; Dinliyorum.
Derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya girdi.
Sabiha; Şey... Ben send-
Bir anda telefonum çaldı arayan Jhope'tu
Jhope; Suga Hyung hadi inin aşşağıya, şirkete gidiyoruz.
Ben; Jhope biz dans pratik odasındayız.
Jhope; Pratik odası mı orada ne işiniz var ?
Ben; Boşver sonra anlatırım. Neyse geliyoruz biz.
Jhope; Tamam çabuk olun.
Ben; Tamam...
Jhope ile konuştuktan sonra Sabiha ile birlikte çantalarımızı alıp odadan çıktık. Keske biraz daha kalıp birlikte dans edebilseydik. Çünkü onunla birlikteyken çok mutlu oluyordum daha yeni tanışmamıza rağmen kendimi ona çok yakın hissediyorum. Nedenini bilmiyorum ama onu ilk gördüğüm o uyurken ki hali sürekli aklıma geliyor. Ve onun yanındayken kalbim çok hızlı atmaya başlıyor. Lütfen öyle birşey olmasın ağğh...
Sanırım, sanırım...Kalbimi çalmayı başardın Yumuşak saçlı kız...

The Story Of My Life // BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin