Yeni bölüm gelsin o zaman 😊 keyifli okumalar efendim 😊
Aradan geçen 2 haftanın ardından Hatice Kübra'nın daha sık aklına düşmeye başlamıştı Adem. Sonuçta adam komiserdi, kapkaç olayı sonrasında ifade verirken telefon numarasını bırakmıştı karakola. İsteseydi ulaşırdı bir şekilde. Evi de belliydi iş yeri de belliydi. Buna rağmen ulaşılmamak düşündürüyordu genç kızı, düşündürdüğü kadar da sinirlendiriyordu e biraz da üzüyordu tabi kabullenmek istemese de. Sosyal medyada dolaşırken kendisini kandırarak bir çok kez arama yapmıştı genç kız. Genç adamın profili açıktı fazla aktif olmasa da hatırı sayılır bir takipçi sayısı vardı. Takip ettiği kişilere baktığında genelde tuttuğu takım futbolcularının ve birkaç akrabasının olduğunu fark ederek rahatlamıştı hayatında kimsenin olmadığını görünce. Tabi daha sonradan ya sosyal medyada paylaşmaya kıyamayacağı birisi varsa diye içi içini yemişti. Sonrada kendisini hiç düşünmeyen bir adamı düşündüğü için kendine kızmakla, geçerli bahaneler bulmaya çalışmakla devam etmişti günler.
Geçen hafta sonu can dostu Tuğba'sını istemeye gelmişlerdi. Dükkanda otururken o anlar geldi aklına.
Tuğba sözlüsüyle 5 yıldır görüşüyordu ama ağabeylerinin gönlünü yapmak pek mümkün olmamıştı. İlk 2 sene sadece annesinin haberi vardı.Özgür'le tanıştıklarında okula diplomasını almaya gitmişti Tuğba, hocalarıyla görüştükten sonra arkasını döndüğünde elindeki kağıtlara bakan adamın da onu fark etmemesiyle çarpışarak başlamıştı hikayeleri. Özgür Sakarya üniversitesi matematik bölümünü bitirmiş formasyonu da tamamladıktan sonra Kocaeli üniversitesine yüksek lisans için başvuru yapmaya gelmişti. O günde evrakları teslim edip İstanbul'a ailesinin yanına dönecekti. Elindeki kağıtları aceleyle toplamaya çalışırken filmlerdeki gibi kafaları da çarpışmıştı birde. Göz göze geldikten sonra Tuğba aceleyle kağıtları genç adamın eline tutuşturmuş özürlerini sıralamaya devam ederken genç adamın bunları duymadığının sadece genç kızın güzel yüzüne bakakaldığını fark etmemişti telaştan. Genç adam sonunda kendine geldiğinde önemli olmadığına dair bir süre ikna etmeye çalışmış sonunda genç kızı susturup
"Hanımefendi gerçekten önemli değil lütfen artık sakin olun" şeklindeki çıkışmasıyla ikna etmişti. Birbirlerinden habersiz aynı otobüsün koridor tarafında aynı sıraya denk gelecek şekilde oturmuşlar ve sohbet etmeye başlamalarıyla başlamıştı ilişkileri.
3. yılda annesinden sonra büyük abisine söylemişti Tuğba yârini. Abisinin çıkardığı küçük çapta olay sonucunda diğer abilerine söylemeye çekinmişti. Çünkü biliyordu ki en makul abisi büyük abisiydi. Eğer o bu tepkiyi verdiyse diğerlerinin tepkisinin çok daha büyük olacağını biliyordu. 5. seneye girdiklerinde Özgür'ün artık söylemesi gerektiğine dair haklı baskısına boyun eğmiş gözlerini kapatıp bir solukta söylemesiyle bir anlık şoktan sonra çıkan kaosu büyük abisi ve annesinin desteğiyle atlatmıştı. Eğer Tuğba söylemesiydi Özgür'ün abilerinin karşısına çıkıp onlarla medeni bir şekilde konuşmaya çalışmasının hastanede sonuçlanacağını biliyordu. Abileri kız kardeşlerini feci hâlde kıskanıyorlardı. Kendisine kıyamayacaklarını biliyordu aslında ama Özgür'e kıyabileceklerini biliyordu buna engel olma için de yapabileceği tek şey büyüklerden beklediği destekti. Abilerden daha kolay olmuştu babaya söylemek. Prensesinin evinden gidecek olması yaşlı adamı üzse de onun mutluluğu için sessiz kalmayı başarabilmişti. Daha sonra aileler tanışmış en sonunda da isteme ve söz kesilmişti aile arasında. 3 ay sonraya nişan nisan ayında da düğüne karar verilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELALI HAN'IM
RandomSıradan günlerin sıradan insanlarıydı onlar. Sıradan ilerleyen hayatlarında hiç beklemedikleri bir anda kader karşılaştırdı onları. Ne kötü adam var bu hikayede ne de kötü adama körü körüne aşık saf ve masum kız. İçimizden birileri onlar. Her gün...