7.BÖLÜM

384 18 11
                                    


Multi ; Şevval


KORAY'DAN ;

Kafenin bahçesinde oturmuş elimdeki telefonumu karıştırıyordum. Diğer günlere kıyasla kafe bugün daha sakindi. Hizmet edebileceğim müşteri yoktu yani. Merve ve Beyza kafenin birkaç eksiğini tamamlamak için markete gitmişlerdi. Şevval işe onlara katılmayıp benimle kalmayı - ya da ben öyle düşünüyor olabilirim - tercih etti. Dudaklarımda sigaramın hasreti çökünce elimi cebime attım. Fakat elime gelen sadece birkaç kağıt parçasından ibarettti. Ayağa kalkıp hızla mutfağa gittim. '' Aşkım seni çok özledim ya .... tabi tabi .... evet biliyorum oralarda hasretimden yanıp tutuşuyorsun .... bende seni seviyorum '' Duyduklarımı idrak edebilmek için birkaç saniye duraksadım. Benim miniğim birisini seviyordu. İki elimi saçlarıma daldırıp çekiştirdim. Ama Şevval benden, bizden bir şey saklamazdı ki. Şu sıralar yakınında herhangi bir erkekte yoktu. Yani kör değilim olsa görürdüm herhalde. Tamı tamına on bir yıldır Şevval'i seviyordum ama bir türlü açılmaya cesaret edememiştim. Bunun sebebi hem onun benden uzaklaşacağı hemde kızların güvenini kaybetme korkusuydu. Açılmayı elbette birkaç kez denemiştim ama hep son anda vazgeçtim. Buna korkaklıkla alakası yoktu. Onları kaybetmeye cesaret edememiştim. Ben başımı duvara yaslamış düşüncelerimle savaşırken Şevval yanıma gelmiş elini omzuma koymuş ne olduğunu sorarcasına bakıyordu. ''Aaa ... ben şey... şeyi bulamadım da ona bakacaktıım'' Yemyeşil gözlerini kocaman açarak '' Neyi ?'' dedi. Allah'ım ben ne günah işledim de sen beni bu gözlerle sınıyorsun yarabbim ? Gözlerinin etkisine kapılarak ona hayrana hayran bakarken sorusunu tekrarladı. Boğazımı temizleyerek kendime geldikten sonra ''Sigara paketimi'' dedim. ''En son paketi bitirmiştin sen dur ben sana yenisini getiririm'' Şevval mutfağa giderken yavaşça arkasından ilerledim. ''Beyza şu dolaba koymuştu''kendi kendine mırıldanırken dolaba uzanmaya çalıştı. Ufacık boyuyla şu görüntüsü kahkaha atmama sebebiyet veriyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Mutfakta bulunan sandalyelerden birini dolabın önüne koyup üzerine çıktı. Düşecek korkusuyla hemen yanında bittim. Dolaptan bir sigara paketini alıp kapakları kapattı. Tam inecekken sağlam basamadığı için üzerime düştü. Sırtımın acısıyla gözlerimi açtım. Karşımdaki manzara için canımı feda etmeye razıydım. Dudakları şaşkınlıkla açılmış, uzun saçları başımın iki yanına dökülmüştü. Burnumdan içeri akın eden badem kokusuyla gözlerim istemsizce kapanırken Şevval, alelacele üstümden kalktı. '' Ben ç-çok özür dilerim..İyi misin ? Bir şeyin varmı ? '' Ayağa kalkıp elimle kalçamdaki tozları silkeledim. '' Endişelenme bir şeyim yok. Sen iyi misin ? '' Kavisli kaşlarını çatarak '' Altta kalan benmişim gibi konuşma '' '' Neyse alayım ben onu bilirsin boş kalmayı sevmiyorum '' göz kırptım. Elindeki sigara paketini uzatırken '' Bilmez miyim zararlı olan her şeyi seviyorsun '' '' Senide seviyorum ama '' dedim mırıldanarak. Ne söylediğimi fark edince uzattığı paketi alıp koşar adımlarla mutfağın kapısına doğru gittim. Hızımı alamayıp kapıdan elindeki poşetlerle içeri giren Beyza'ya çarptım. Poşetlerle birlikte kendisi de düşerken bende önlemimi alıp sıkıca ellerimle kulaklarımı kapattım. '' Koray ! Gördüğün halde daha ne diye üzerime doğru geliyorsun. Al bak ziyan oldu domateslerin yarısı hele kırılan borcamdan bahsetmiyorum bile ! Söyle hangi işkenceyi yapayım sana ? Kırılan camları tek tek yedireyim mi ? Yoksa Merve'ye gidip ezilen domateslerden sana iğrenç çorbasından yapmasını mı isteyeyim ? '' Beyza son ses bağırırken ben kendi derdime düşüp ufaktan tüyme peşinde adımlarımı dış kapıya yöneltmişken elinde ki kırık cam parçasıyla önümü kesti. Pisikopatça sırıtıp '' Tehditlerim konusunda şaka yapmıyordum Koray ! '' diyerek elindeki camı salladı. Bakışlarımı arkadaki cam çevirip '' Ooo Yiğit hoş geldin kardeşim '' deyince Beyza hızla arkasını döndü . Fırsattan istifade arkamı dönüp koşarak arka bahçenin kapısından çıktım. Beyza gurubumuzun en asi kızıydı. Milletin kadın - erkek ayrımcılığından dolayı erkekleri sevmezdi ve 'adamım diye geçinenlerden daha adamım' derdi. Ki gerçekten de öyleydi . Derin'le birlikte kadın hakkını çok iyi savunurlardı. Bu benim işime geliyordu gerçi erkeklerle gereksiz konuşmalarını istemiyordum hiçbirin. Bir keresinde gelmişti hiç unutmam. Çocuk elindeki gülü Beyza'ya uzatıp ' seni seviyorum ' demişti. Ben oturduğum yerden onların yanına gidecektim ki Beyza ise ' Kimse beni sevemez 'diyerek elindeki tepsiyi çocuğun kafasında kırılana kadar vurmuştu. Çocuğu Beyza'nın elinden zor kurtarmıştık. Daha sonra bir haftaya yakın bir süre hastanede kalınca Şevval ve Derin insaniyetlik namına çocuğu ziyaret etmişti. Beyza bunu duyunca bu seferde bize triplenmişti. Onu kimsenin seveceğine inanmıyordu fakat gel gör ki şimdi kafasında tepsi kırdığı kişiyle yani Yiğit'le ciddi bir ilişkileri vardı. Arabama atlayıp evin yolunu tuttum. Malum yarın Trabzon'a gidecektim.

Laz DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin